YIKIMA DEVAM...

Geçtiğimiz günlerde, Türk futbolunun en tepe noktası olan TFF de yeni bir Başkan seçildi, ben klasik bir kutlama yapıp hayırlı olsun gibi cümleler kurmayacağım.

Çünkü görünen köy kılavuz istemez ve hiçbirşey iyi olmayacak. Yazımın başlığındaki gibi, futbolumuzda yıkım devam edecek. Seçilen Başkan kimdir hiç bilmem ve tanımam, son günlerde spor sayfalarında okuduklarımdan ve çok inandığım bazı büyüklerimin anlattıklarından, bende kendimce bir yorum yapabiliyorum.

Daha önceki TFF Başkanı kimdir onuda bilmiyordum, daha sonra öğrendiklerim beni ciddi anlamda şaşırtmıştı ve o andan itibaren yazılarımda defalarca TFF Başkan ve yönetimi istifa etmelidir diye yazmıştım. Düşüncelerimde hiçbir değişiklik yok ve adını bile bilmediğim yeni Başkanıda daha görevine tam başlamadan istifaya davet ediyorum.

Hemen nedenimi bir kere daha hatırlatıyorum. TFF Başkanı kimdir beni hiç ilgilendirmiyor, ha Ali ha Veli, isimler benim inandığım Spordaki bilimsel anlayışla ilgili değil. Böylesine en üst makamdaki kişi sadece Futbol geçmişi olan, büyük takımlarda ve Milli Takımda forma giymiş, dünyası sadece Futbol olan va ASLA siyaset ile göbek bağı olmayan bir kişi olmalıdır.

İşte başarı ancak o zaman elde edilir. Dünyada ülke futbolunda ve kulüpler düzeyinde böyle başarı elde edilmiş sayısız örnekler vardır. Sadece iki önemli isim vererek yazıma devam ediyorum. Alman Franz Beckenbauer ve Fransız Michael Platini.

Siyaset ile ilgili olmak, bir akla hizmet etmek demektir, bizdede böyle oldu ve tam anlamıyla çakıldık, adeta yerle bir olduk. Avrupa ve Dünya  şampiyonası elemelerinde kelimenin tam anlamıyla rezil olduk. Sonuçta UEFA' da C ligine düştük. Bunlara sebep TFF'nin baştan sona yanlış kararlarıydı. Şimdide aynı tas aynı hamam. Yeni Başkan gelir gelmez yabancı futbolcu kuralında feci bir yanlışa imza atip adeta YIKIMA DEVAM dedi, bizim özkaynaklarımızda müthiş yeteneklerimiz var, onların önünü kesecek her yanlış karar Türk futbolunun kalkınmasına ciddi bir darbedir.

TFF Başkanı değişti ama ilişkiler ve zihniyet değişmedi. Avrupa liglerinde oynayan ve Milli maç olunca misafir sanatçı gibi kadroya katılan oyuncularda Futbol'daki çöküşün baş sorumlularıdır, onlarla devam etmek de tarihi bir yanlış olacaktır. Bazı olumsuzluklar önceden görülmelidir ve önlem alınmalıdır, bunuda ancak futboldan iyi anlayan insanlar başarabilir.

İki örnek aklıma geldi, bazı TV kanalları ve yine bazı sözde futbol yazarları Mesut Özil ve Arda Turan transferlerinde ortalığı ayağa kaldırmışlardı Süperlig'de iki dünya starı diye. Özellikle Mesut için komik derecede başlıklar atmışlardı. Bu Mesut ligin içinden geçer gib. Aynı zamanda bende bu iki futbolcuda Süperlig'de oynayamazlar, futbol onlar için çoktan bitti diye karşı görüş bildiriyordum. Sonuçta her iki futbolcuda takımlarına oldukça zarar verdiler ve Süperlig oyuncusu olmadıklarıda kanıtlanmış oldu. İşte Milli kadrodaki Avrupa liglerinde oynayan oyuncuların durumuda bizim Milli Takımımız için aynı tehlike. Kendi takımlarında oynamaya devam etsinler, artık Ülke futboluna hiçbir katkıları olamaz gelecek için.

Bu arada, herkes gibi bende merakla bekliyorum, haketmediği paraları almak için uğraşan Dünya Starı Mesut'tan, Fenerbahce acaba nasıl kurtulacak. Mesut Özil, dünyanın hangi büyük takımlarından transfer teklifi alacak, buda başka bir merak konusu. Neyse hepbirlikte bekleyelim ve görelim.


Tolga Güneş