İktidar aşkına suça göz yummak

Cinayetin gerektiği gibi soruşturulup, asıl planlayıcıların ortaya çıkarılmamasını sağlayabilecek güçleri var. O güç Erdoğan'dan başkası da değil.

 İktidar aşkına suça göz yummak
25 Haziran 2024 - 09:33

 

Erdoğan'ın izni olmadan bu soruşturma bir adım ileri gidemez. Ve Erdoğan da göreceksiniz ki bu izni vermeyecek. Çünkü onun için iktidarı korumak, bir suçu aydınlatmaktan daha önemli

Sinan Ateş

AKP Milletvekili Tuğrul Türkeş, Sinan Ateş cinayeti için "babamın partisi böyle bir suçla ve suçlularla bağdaştırılamaz" dedi.

"Babamın partisi" vurgusu ilgimi çekti.

Ads by Kiosked

Niye "babasının partisinde" değil de AKP'de siyaset yapıyor diye merak ettim.

Sanırım kendisi de "babasının partisi" ile "Devlet Bey'in partisi" arasında bir fark görüyor olmalı ki yakasında ampullü rozet taşıyor.

Ancak konumuz bu değil.

Türkiye'de iktidar ortağı bir siyasi partiye ve partinin yan kuruluşu olan Ülkü Ocakları'na hâkim olan zihniyet ile ilgiliyim.

Partinin öne çıkan sözcülerinin konuşmalarına bakarsanız parti karşıtı gördükleri kişilere ve kurumlara karşı kullandıkları şiddet dilini fark etmemek mümkün değil.

Partinin geçmişinde de böyle bir dil olduğunu, bunun partinin genetik kodlarına işlendiğini bile düşünmemize yol açacak bir sorun bu.

Her salı günü Devlet Bahçeli'nin TBMM grubunda yaptığı konuşmaların ana teması muhalefete yönelik ağır da sayılabilecek hakaretler ve tehditlerle dolu oluyor.

Ads by Kiosked

Bu dil, Genel Başkan'dan başlayarak daha alt kademe yöneticilere kadar serbestçe kullanılan bir "politik dil" oldu ve kimse de artık bunu yadırgamıyor.

Geçenlerde partinin yayın organı sayılabilecek gazete, Sinan Ateş cinayeti nedeniyle yaptıkları habercilik için gazetecileri hedefe koydu.

Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Timur Soykan, Barış Terkoğlu'na yönelik bu hareketin ne anlama geldiğini geçmişten biliyoruz.

Iğdır Haber gazetesinin sahibi Metin Işık, Antalya Expres muhabiri İdris Özyol, Korkusuz gazetesinden Ahmet Takan, Yeni Çağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu ve o tarihte Halk TV yorumcusu Levent Gültekin, MHP'ye yönelik eleştirilerinin ardından önce hedef haline getirildiler ardından saldırıya uğradılar, darp edildiler. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yapılan silahlı saldırıyı ve Kayseri Pınarbaşı'nda iki aydır MHP'liler tarafından tehdit edilen CHP'li Şerafettin Bahadır'ın başına gelenleri de unutmayalım.

O günlerde de polisin ve adalet sistemimizin saldırganları korumak, örgüt bağlantılarını örtbas etmek üzere çaba gösterdiğine dikkat çeken yazılar yazmıştım.

Sinan Ateş cinayetinden sonra da benzeri bir süreç yaşadık.

Cinayeti kimlerin planlayıp, kimlerin örgütlediği ve hangi yollarla finanse edildiği araştırılmadı bile.

Görevini yapmaya çalışıp, cinayet motivasyonunu bulmaya odaklanan savcıların görevlerinden nasıl alınıp, başka yerlere tayin edildiklerini de gördük.

Cinayet faillerinin kaçırılması sırasında kullanılan bazı araçların MHP'ye ya da Ülkü Ocakları'na ait olması, önceki dönem MHP milletvekili olan bir şahsın cinayetteki rolü gibi konular sümen altı edildi.

Adliye tarihimizde belki de ilk kez bir savcı, sorgu sırasında "senden öncekilerin başına ne geldi, akıllı ol" denilerek zanlı tarafından tehdit edildi.

Uyduruk bir iddianame ile cinayet, bir grup serserinin üzerine yıkılarak örtbas edilmek isteniyor.

Buna itiraz eden gazetecilere yönelik tehditlerin MHP'den gelmesinin bir nedeni olmalı.

Bu partinin yöneticileri, bu cinayetin gerektiği gibi soruşturulmasının talep edilmesinden niye bu kadar rahatsız oluyorlar?

Parti üzerindeki kuşku bulutunu dağıtmanın en iyi yolu, cinayetin gerektiği gibi soruşturulması ve MHP'nin de temize çıkarılması değil midir?

Öyle görünüyor ki bunu istemiyorlar.

Cinayetin gerektiği gibi soruşturulup, asıl planlayıcıların ortaya çıkarılmamasını sağlayabilecek güçleri de var.

O güç Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası da değil.

Erdoğan'ın izni olmadan bu soruşturma bir adım ileri gidemez.

Ve Erdoğan da göreceksiniz ki bu izni vermeyecek.

Çünkü onun için iktidarı korumak, bir suçu aydınlatmaktan daha önemli.

Geçmişte de bunu yaşamıştık, hatırlarsınız.

KPSS soruları çalındığında MİT Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü'nü makamına çağırmış, "suçluları hemen bulun, dosyayı da bana getirin" talimatı vermişti.

O gün iktidarını sürdürmek için Fetullahçı çete ile iş birliği yapması gerektiğini düşündüğünden o dosya sümenin altından hiç çıkmadı.

Erdoğan, iktidarını korumak için o gün o suça rahatça göz yumdu, vicdani bir sorumluluk hissetmedi. Bugün de aynısını yapacak, kuşkum yok.

O gün göz yumduğu çetenin 15 Temmuz'a kadar başına ne çoraplar ördüğünü daha sonra fark etti ama iş işten geçmişti.

O vakit de kendisini çok uyarmıştım.

İşe yaramayacağını bildiğim halde tekrar uyarmak isterim: Bugün koruduğunuz çete, yarın başınıza ne işler açabilir, iyi düşünün. Tarihten ders alın.

* * *

Batshuayi, Galatasaray'a gidince

Profesyonel oyunculara takım değiştirdikleri için kızanlar, çuvaldızı önce kendilerine batırsınlar. Kaçı, mesela ayda 5 bin lira zam için iş yerini değiştirir?
Michy Batshuayi

Fenerbahçe ile sözleşmesi biten Michy BatshuayiGalatasaray ile anlaşınca kıyamet koptu.

Memleketin en önemli meselesini Fenerbahçe – Galatasaray rekabeti zanneden hayli büyük bir kalabalık var, biliyorsunuz.

Bunlar sosyal medyada Batshuayi'ye verip veriştirmekle kalmamışlar, aralarında "çocuğun ölsün" diyen bile olmuş.

Ne kadar doğru bilemiyorum ama sızan haberlere göre Batshuayi'ye Galatasaray'ın ödeyeceği ücret, Fenerbahçe'nin ödeyeceği ücretin 3 milyon Euro üzerinde.

Bu konularda kesin bilgi asla edinemiyoruz çünkü el altından ödenen rakamları bırakın, resmi rakamlar bile doğru dürüst açıklanmıyor.

Ancak öyle ya da böyle aradaki fark 3 milyon Euro.

Şunu merak ediyorum: Bu nedenle Batshuayi ve ailesine söylenmedik söz bırakmayanların kaçı, mesele 10 bin liralık bir alacaklarına sırtlarını dönüp, yürür giderler?

Kusura bakmasınlar ama iddiaya girerim ki değil 3 milyon Euro, 30 bin Euro için tuttuğu takımı değiştirecek tipler bile vardır.

Profesyonel oyuncuların ciddi para kazanabilecekleri süre son derece sınırlı ve bu yaşta kazanabildikleri ile yaşıyorlar, çocuklarını okutuyorlar, gelecekteki hayatlarını garantiye almaya çalışıyorlar.

Profesyonel oyunculara takım değiştirdikleri için kızanlar, çuvaldızı önce kendilerine batırsınlar. Kaçı, mesela ayda 5 bin lira zam için iş yerini değiştirir?
 

Mehmet Y. Yılmaz

@MHMTYKPYLMZ[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum