Aydın İZBUDAK

Aydın İZBUDAK

HAYATIN İÇİNDEN HİKAYELER
[email protected]

1919 Siyah Rus İstanbul'da ...

30 Mart 2019 - 11:52

Adı, Frederick Bruce Thomas…

Amerikalı köle ailesinin çocuğuydu.

Hannah ve Lewis Thomas'ın oğulları olarak 4 Kasım 1872'de dünyaya geldi.

Frederick'in üç ağabeyi, bir kız kardeşi vardı: 1861'de köle olarak Yancy, 1867'de özgür olarak doğan William, 1868'de özgür doğan Kate ve 1870'de özgür doğan John.

Annesi Hannah henüz otuzbeş yaşındayken, Frederick'i dünyaya getirdiği sırada öldü.

Babası, India adında bir bayanla evlendi.

Ailenin şansı 1869'da; köleliği bitiren iç savaştan dört yıl sonra döndü ve Mississippi eyaletinin kuzeybatı ucunda, Delta olarak bilinen Coahoma Country'de iki yüz dönümlük çiftlik sahibi oldular.

Mutlulukları uzun sürmedi. Beyaz çiftçiler onlardan rahatsızdı. Ya öleceklerdi ya da 2 bin dolar ve bir katır karşılığında arazilerini devredeceklerdi.

Tarih: 10 Şubat 1886.

Onyedi yıl boyunca kazandığı her şeyi kaybederek, Kansas Avenue'ya taşındılar. Frederick, markette çırak olarak çalışmaya başladı. Babası öldürülünce evden ayrıldı. Gezgindi. Arkansas'a, St. Louis'e ve ardından Chicago'ya gitti. Burada bir çiçek satıcısının yanında çalıştı.

Ve…

Yirmi yıl boyunca ona servet kazandıracak bir işe girdi; garson oldu. Yıl, 1892 idi.

Auditorium Oteli, Chicago'daki mutlaka görülmesi gereken en şık yemek salonlarındandı. Burada bir buçuk yıl çalıştı ve ardından Brooklyn'e gitti. Clarendon Oteli'nde “başkomi” olarak işe başladığında yirmi bir yaşındaydı. Konuklar üzerinde iyi bir etki bırakıyordu. Yaz başında bir süre otelde konuk olan, New York'lu bir iş adamı olan Percy G. Williams'ın özel uşağı oldu.

Frederick'in büyük müzik tutkusu vardı. Müzik eğitimi almak için 1894 sonbaharında New York'tan ayrıldı ve Londra'ya gitti. Konservatuvara başvurdu ama başvurusu reddedildi. Reddedilmesinin nedeni, okurken aynı zamanda çalışmak istemesiydi.

Bir süre Londra'da pansiyonculuğu denemek istese de başaramadı. “Tube” adlı restoran ve “Bayan James'in Pansiyonu”nda çalıştı.

Dünyayı dolaşma arzusu ile İngiltere'den ayrılıp, 1895 Temmuz'unda Fransa'ya gitti. Fransızca öğrendi.

Paris'te müze ve tiyatroları, büyük bulvarları, şık mağaza ve kafeleri, yüksek mutfak kültürünü keşfetti. Cannes'da başgarson olarak çalışmaya başladı. Paris'te 1897'de Champs-Elysées bulvarındaki “Kiba” restoranında garsonluk yaptı.

Dünya şehirlerini gördü; Berlin, Milano, Venedik, Viyana, Budapeşte ve Moskova…

Rusya'da ilk yılını Petersburg, Moskova ve Odessa'da geçirdi. Yine otel ve restoranlarda çalışıyordu.

Moskova'da yerleşik hale gelince, babasının adından türettiği bir Rus adı olan “Fyodor Fyodoroviç” adını aldı.

Alman Hedwig Antonia Hahn ile tanıştığında, yirmidokuz yaşındaydı. 11 Eylül 1901'de evlendiler. İlk bebekleri Olga 1902'de, oğulları Mihail 1906 ve ikinci kızları Irma 1909'da doğdu.

1903'te şef garson olarak Moskova'nın gece hayatının odak noktası “Akvaryum”da çalışmaya başladı. İş vereni Charles Aumont isimli Fransız idi.

Frederick, insan sarrafıydı; müşterinin bir çırpıda ne yiyip içmekten hoşlandığını anlıyordu. Sıcaklığı sayesinde herkes tarafından çok seviliyordu.

Yıl 1905'e geldiğinde “Birinci Rus Devrimi” olarak tarihe geçecek olaylar yaşanıyordu. Frederick'in ailesinin oturduğu yere yarım saatlik yürüyüş mesafesinde olan Presnya bölgesinde çatışmalar meydana geldi. Akvaryum büyük hasar gördü.

Frederick'in yeni işe ihtiyacı vardı. Rusya'nın en güzel restoranı olan “Yar”da başgarson olarak çalışmaya başladı.

Sonuçta… Rusya'da 12 yıl boyunca çok parlak bir hayat yaşadı. Kazançlı bir işi vardı, iyi bahşiş alıyordu.

Tarih: 17 Ocak 1910.

Henüz otuzdört yaşında olan eşi Hedwih zatürreden ve kan zehirlenmesinden öldü. Frederick çocukların bakımı için -ileride eşi olacak- Valentina Leontina Anna Hoffman adlı Alman bakıcıda karar kıldı.

1911 Kasım'ında Akvaryum yeniden gece hayatı düşkünlerine hizmet vermeye başladı. Ama artık iki Rus işadamı Matvey Filippoviç Martinov ve Mihail Prokofyeviç Tsatev ortaktı.

1912 yazı, Frederick'in hayatında ilk defa zengin olduğu zamandı. Net 150.000 ruble gibi olağan üstü kazanç elde etti. Sekiz odalı, gösterişli bir evde oturuyordu artık.

Frederick'in gözü daha da yükseklerdeydi. Kent merkezinde yer alan bahçeli bir tiyatro olan “Chanticleer” iflas etmişti. Chanticleer adını, Paris'teki ünlü “Maxim's” restoranından esinlenerek “Maksim” olarak değiştirmeye karar verdi. Tiyatro gösterileri, operalar, konserler düzenleyecekti. Kumaşlar, yaldızlar, yüksek tavanlar, ışıldayan avizeler göz alıcı olacaktı.

Bir de slogan bulunmuştu. “Dostlarla Maksim'e giderim, bir gösteri izlerim.”

Maksim'in yakınında üç kilise vardı. Rus Ortodoks Kilisesi, sahne gösterilerinin günah olduğunu düşünüyordu. Bu tür durumlar kesenin ağzının açılmasına bakıyordu. Kısa bir gecikme ile “Maksim” açıldı! Tarih, 8 Kasım 1912 idi…

Özel hayatında da fırtınalar esti. Evliliğine sadık kalamadı. Dansçı ve şarkıcı olan Elvira Jungmann ile tanıştı. 

Frederick, Valli ile evleneli bir yıl bile dolmadan Elvira'yı hamile bırakmıştı. İlk çocukları olan küçük Frederick 1914'te, ikinci oğulları Bruce ise 1915'te doğdu.

1918'e dek evlenmedikleri halde Elvira ev yaşamını benimsedi ve sadık bir hayat arkadaşı oldu. Beş çocuğu, iki eşi vardı…

Frederick, Rusya'da onbeş yıl yaşadı. 1917 Devrimi Moskova'daki mekanları kamulaştırdı. Frederick 1918 yazında Moskova'dan kaçtı ve Odessa'ya gitti. Buradan büyük Beyaz Rus göçüyle İstanbul'a geldi…

Frederick…

Üçüncü eşi Elvira ve üç çocuğuyla Galata Rıhtımı'nda gemiden indiklerinde, İstanbul'da elektrikli asansörü ve sıcak suyu olan ilk yapı olan Pera Palas'a gittiler. Tarih, Nisan 1919 idi.

ABD vatandaşlığını almak istedi; Amerikan Büyükelçiliği hep reddetti. İstanbul'da zenci bir Rus olarak yaşamaya başladı.

İstanbul'da eksik olan tam da Frederick'in işiydi; eğlence sektörü!

Yüksek faizle para buldu. Arthur Reyser Jr. ve Bertha Proctor isimli iki girişimci ile ortak oldu. Reyser pasif ortak olacak ve günlük işlere karışmayacaktı. Kısa zamanda “Bertha ve Thomas” olarak anılmaya başladılar.

Şişli'de buldukları araziyi kısa zamanda Moskova'daki Akvaryum gibi bir eğlence mekanına dönüştürdü. Burası yazlık bir mekandı. Işıklandırmalar yaptılar, dans pisti kurdular. Bir çingene orkestrası bile vardı. “Kulüp Stella” böyle doğdu.

İstanbul'un gece hayatında çığır açmıştı ama gelir durumu iyi değildi. Zarardaydı.

Eğlence dünyasındaki yenilikleri takip ediyordu; cazı İstanbul'a getirecekti. 20 Ocak 1920'de Pera'da “Royal Dansing Kulüp”ün açılışını yaptı. Pek iş olmadı.

Talihsizlik sürdü; Frederick yine zatürre oldu.

Kulüp Stella'da yaz sezonu sona ermek üzereydi. Frederick yıl boyunca kullanabileceği bir mekana ihtiyaç duydu.

Taksim Meydanı'nda mekan buldu; “Sinema Majik”in bulunduğu binaydı. Geniş, yüksek tavanlı ve birkaç yüz kişiyi alabilecek büyüklükte bir yerdi. Terastan olağanüstü bir manzarası vardı.

Frederick hiçbir masraftan kaçınmadan, alçı tavanlar, zengin bezemeli sütunlar ile mekanı daha da olağanüstü hale getirdi. Moskova'daki isim babasına nostaljik bir selam göndererek mekana “Maksim” adını verdi.

Maksim'in açılışı “eğlenmek için özel buluşma noktası” sloganı ile ilk defa ekim başında duyuruldu. Maksim, 22 Kasım 1921'de açıldı.

Maksim, Batılılaşmış Türklere, levantenlere, azınlıklara ve yabancılara cazip gelecek bir eğlence mekanıydı. Açılır açılmaz büyük sükse yaptı. Güzel Rus kadın garsonlar sarhoş edici kokteyller ikram ediyordu.

Frederick, boynundan hiç çıkarmadığı siyah kravatı ile mekanın kurumsal yüzüydü.

Şık ve pahalı bir yer olan Maksim, İstanbul'daki en popüler yerdi.

Türkiye'de Cumhuriyet ve devrimler Frederick'in yaşamını ve işlerini etkilemedi. Başlangıçta “içki yasağı olabilir” diye düşündü. Çok geçmeden birçok özel kulübe içki ruhsatı verilince rahatladı.

Maksim'in başarı kazanması, Frederick'in işini büyütmesine neden oldu.

1924'te Bebek'te yer açmaya karar verdi. Maksim'in kıdemli çalışanı “Bay Berthet” ile deniz kıyısında “La Moscotive” adlı Rus lokantasını devraldı. Güzel bir yaz geçirdiler ama Frederick bir daha burayı açmamaya karar verdi.

İstanbul'da turizm büyüyordu. 1925 ilkbaharında yüzlerce Amerikalı ve İngiliz turist geldi.

Bunlardan kimi Maksim'e gidiyordu.

Frederick, ayrıca “Villa Tom” isimli bir mekan daha açtı. Yüksek sosyeteyi “zenci caz” orkestrası ile buluşturdu. Mükemmel aydınlatılmış çiçek bahçesinde “Venedik Akşamları”, “Napoliten Program” gibi geceler düzenledi. Eğlencenin sona erdiği ise havai fişek gösterileri ile duyuruluyordu…

Maksim eski havasında değildi. Frederick'in kazancı düşmeye başladı; aşırı harcamalarından dolayı faturalarını ödeyemez hale geldi.

Villa Tom'u kapadı ve tüm enerjisini Maksim'e verdi.

Ancak… “Yıldız Belediye Gazinosu” gibi rakipleri vardı. Burada kumar da oynatılıyor olması müşterilerini kaçırmasına neden oldu.

Borçları yüzünden Frederick Ankara'ya kaçtı. Artık ellibeş yaşındaydı.

Ankara'nın ileri gelenlerinden Mustafa Fehmi Bey adında biriyle tanıştı. Çankaya tepesinde, bütün kenti gören güzel manzaralı bir mülkün sahibiydi.

İkili “Villa Can” adındaki yazlık mekanı açtı. Frederick mekanın sorumlusu olacaktı. Çok geçmeden bildik sorunlar burada da gün yüzüne çıkmaya başladı. Borçlar, bozulan sözleşmeler, kızgın diplomatlar, bürokratlar…

Bu arada Frederick'in alacaklıları İstanbul'da Maksim'e el koydu.

Frederick, Villa Can planları da yıkıldıktan sonra Ankara'da bir restoranda yardımcı garson olarak kısa süreli iş buldu. Alacaklılar 1927 yılının ekim ortalarında Frederick'i buldu ve Frederick tutuklandı.

İstanbul'da hapisteyken dostları ve eski çalışanları aç kalmaması için para yardımı yaptı. 1928 Mayıs sonunda ağır “bronşit” geçirdi.

Pera'daki Fransız hastanesi Pasteur'a yatırıldı.

Tarih: 12 Temmuz 1928.

Ellialtı yaşında vefat etti.

Feriköy semtindeki “Katolik Latin” mezarlığına gömüldü....


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yakın çekim

YORUMLAR

  • 0 Yorum