Daha, aniden iptal edilmiş, birkaç haftaya kalmadan da iptali durdurulmuş metro hatlarında ne tip pazarlıklar geçtiğini topluma doğru düzgün açıklayamamışlar.
“Ekonomik değildi” (ki, gerçekten öyleydi) gerekçesiyle iptal edilen ihaleler, nasıl olup da iki ayda ekonomik hale geldi anlatamamışlar. Bulabildikleri gerekçe, -ihale tarihi üzerinden bir yıl geçmemişken üstelik- bu hatların gecikeceği varsayımı olmuş.
Büyükşehir Belediyesi olarak, tersi yapılmalıyken, ihaledeki uzmanlarca belirlenen keşif bedellerinin yüzlerce milyon TL üzerindeki tekliflere, bundan bir yıl önce neden imza atıldığının hesabı verilmemiş.
Ve “fazla” verilmiş teklif büyüklükleri, 1.2 milyar TL’ye ulaşmış (misal; yaklaşık keşfi 2 milyar 58 milyon TL olan Çekmeköy- Sancaktepe-Sultanbeyli hattı için 2 milyar 342 milyon TL teklifin kabul edilişi).
Görevlerinin olmazsa olmaz parçası olan bu hesapları vermeyi lütfetmemişler.
Şimdi kalkıp, imzasını bir sene önce attıkları metro sözleşmeleri üzerinden, geniş geniş gülerek “en fazla oy aldığımız yerlere öncelik” diyebilme hakkını kendilerinde görebiliyorlar.
*** İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın “en fazla oy aldığımız yere metro önceliği” lafı, -dini inançlardan önce ve öte- anayasaya aykırıdır. Bu ülkede belediye başkanları dini kurallara göre değil, hâlâ hukuk kurallarına göre seçilmektedir. Bu ülkede vergiler, dini kurallara göre değil, Meclis’in verdiği Bütçe Kanunu’na göre toplanmaktadır.
İktidar partisi siyasetçisi ve yöneticilerinden on altı yıldır “eşitlik” kelimesini fazla duymamış olsak da, bir belediye başkanının...
Çiğdem Toker
Devamını Oku
YORUMLAR