Antik Sanskritçe Metinler İnsan Olmanın 9 Kuralını Açıklıyor

İnsan olmanın dokuz dersi, zihinsel esenlik ve kişisel gelişim için, temel olarak kullanılmak üzere tasarlanmış bir dizi felsefi örneklerdir.

 

 

Çevrilmiş Eski bir sanskritçe yazı, insan olmanın 9 kuralını açıklıyor. İnsanlık tarihi için bu kurallar binlerce yıl öncesine dayansa da günümüz dünyasında hala bu kurallar geçerlidir.

Dokuz dersin tam listesi ve her birinin anlamlarının yorumlanması şöyledir:


Bir Vücut Alacaksınız.


Beğenin ya da beğenmeyin ancak tüm dönem boyunca sizin olacak.


Dersleri Öğreneceksiniz.


Hayat denen tam zamanlı, gayri resmi bir okula kayıtlısınız. Bu okulda her gün dersleri öğrenme fırsatına sahip olacaksınız. Dersleri beğenebilir veya alakasızve aptalca olduğunu düşünebilirsiniz.


Hatalar Yoktur, Yalnızca Alınan dersler vardır.


Büyümek; deneyimleme, hata ve yargılamayla oluşan bir süreçtir. Başarısız deneyimlemeler en nihayetinde işinize yarayan bir deneyimleme sürecinin parçasıdır.


Öğrenilinceye Kadar Tekrarlanan Bir Ders.


Dersler siz öğrenene kadar çeşitli formlarda sunulacaktır, o zaman bir sonraki derse gidebilirsiniz.


Öğrenilecek Dersler Son Bulmaz.


Yaşamda derslerin olmadığı bir dönem yoktur. Eğer yaşıyorsanız öğrenilecek dersler var demektir.


Buradan Daha İyi Olmaz.


Buraya geldiğinizde, buradan daha iyi görünecek başka bir yer edineceksiniz.


Diğerleri Sadece Senin Aynan.


Size, sevdiğiniz ya da kendinizden nefret ettiğiniz bir şeyi yansıtmadığı sürecebir şeyi sevemez veya nefret edemezsiniz.


Hayatında Ne Yaptığın Sana Bağlı.


İhtiyacınız olan tüm araçlara ve kaynaklara sahipsiniz, onlarla yaptığınız şey size kalmış. Seçim senin.


Tüm cevaplar sende saklı.


Hayatındaki sorularının cevapları senin içindedir. Tek yapman gereken bakmak, dinlemek ve güvenmek.

 

Sözde eski metinlerin sunduğu bazı dersler açıktır ve çoğu yeni deneyimleri öğrenmeye ve egoya sahip olmadan açık olmaya odaklanmıştır. Esas olarak Budizm ve çeşitli diğer Doğu dinlerinin ilkelerini destekler niteliktedir.

Derslerin kökeni bir anlaşmazlık meselesidir. Yaygın olarak bilinmeyen bir eski Sanskrit metninden alındığı iddia edilmektedir.