İstanbul ve Çanakkale Boğazı’na dünya tarihinde bugüne kadar 5 büyük imparatorluk hükmetti. Peki bu 2500 yıllık süreçte, o imparatorluklara ne oldu?
Pers İmparatorluğu: Tarihten silindi
Büyük İskender İmparatorluğu: Tarihten silindi.
Roma İmparatorluğu: Tarihten silindi.
Doğu Roma İmparatorluğu: Tarihten silindi.
Osmanlı İmparatorluğu: Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak devam ediyor.
***
İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına suyun üstünden bakan biri muhteşem bir mavilik, suyun altından bakan biri ise binlerce yıllık yıkımın izlerini görür. Savaşlardan ve kazalardan kalan batıklar, yitip giden canlar, geçmişin hatalarıyla dolu bir can pazarı ve kan gölü...
Yukarıda sıraladığım 5 büyük imparatorluk, bu bölgeyi ele geçirebilmek ve sonrasında da elinde tutabilmek için sayısız savaş yaptı. Bu savaşlarda sayısız insan can verdi.
Boğazlardan geçen gemilerin sebep olduğu binlerce kazada, binlerce insan can verdi. Çok büyük çevre felaketleri yaşandı. Pek çok canlı türünün nesli tehlikeye düştü. Tarihi ve kültürel miraslar büyük hasar gördü pek çoğu ise yok olup gitti.
Yani suyun üstündeki güzellikler sizi yakarken, suyun altındaki trajediler tarihçilere, denizcilere, devletlere, derslerle dolu bir miras bıraktı.
Boğazlar binlerce yıldır hep savaş ve savaşların sonuçları açısından değerlendirildi. Ama tarihte ilk kez barış zamanında ele alınması, 1936 yılında, Montrö'deki antlaşmayla gerçekleşti. Nihayet bölgede kalıcı barış ve istikrar kuruldu. Bu büyük başarının baş mimarı Atatürk, antlaşmanın ardından 1 Kasım 1936’da yaptığı Meclis açılış konuşmasında şunları söyledi:
“Tarihte birçok kez tartışma ve tutku nedeni olan Boğazlar artık tam anlamı ile Türk egemenliği altında, yalnız ticaret ve dostluk ilişkilerinin ulaşım yolu haline gelmiştir.”
İşte bize düşen de bu büyük başarıya gölge düşürmeden onu geliştirmek, pekiştirmek ve gelecek kuşaklara emanet etmektir.
Geçmişin felaketlerini bir daha yaşamamak için bizler artık suyun altındaki gerçekleri de göreceğiz, onlarla yüzleşeceğiz, bilinçleneceğiz. Karar vericileri uyaracağız. “Coğrafya kaderdir” deyip sonumuzu beklemeyeceğiz, kaderimizi kendi ellerimizle biz şekillendireceğiz.
15 yıldır Türk Boğazlarında sahada ve akademik alanda çalışmış biri olarak, yazılarımda dikkatlerinizi Türk Boğazlarına çekmeye çalışıyorum. Çünkü binlerce yıllık yıkımlarla dolu tarihi süreci bilmeyenler, unutanlar ya da önemini kavrayamayanlar, son yıllarda ulusal menfaatlerimizi ve emniyet tedbirlerini geri plana atıyor ve farklı menfaatler peşine düşüyor. Bundan sonraki yazılarımda yaşanmakta olan sorunları öncelik sırasına göre ele alacağım. Zira, Türk Boğazlarında üst üste zincirleme yapılan eksik ya da hatalı uygulamalar Türkiye Cumhuriyeti'ni uçuruma sürüklüyor.
Hasan Terzi
Odatv.com
YORUMLAR