Mahalli seçimde aldığı ağır yenilginin ardından AKP Genel Başkanı R. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde iyileştirmeler yapılacağı açıklaması derin fay hatlarında hareketliliğinin sonucuydu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, çalışmalarını tamamlayıp rapora son şeklini verdi mi?.. Rapor hazır ise, Erdoğan yurtdışından geldikten sonra okuyup incelemeye fırsat bulabildi mi?.. Bir yerlerde bir sıkıntı var galiba!.. Herhalde konunun biraz daha tartışılması gerekiyor.
R. Erdoğan'ın açıklamasından sonra sahne alan AKP Grup Başkanı Naci Bostancı'nın peş peşe konuyla ilgili yaptığı iki açıklamaya dikkat!.. Naci Bostancı'nın parti içindeki konumu da gözden kaçırılmamalı... Bostancı, Grup Başkanı. Ve bu isim, her dönem AKP'nin arka kanal ilişkilerini yürüten, Erdoğan'ın çok güvendiği bir isimdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yenilenmesine ilişkin açıklamalarını rastgele, laf olsun torba dolsun diye yaptığını düşünmüyorum. Perde arkasında mutlaka önemli görüşmeler trafiği vardır...
Hatırlayalım... Ne demişti Naci Bostancı?..
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin bir çalışma yapılıyor. O bize daha nesnel bir fikir verecektir. Biz bunu bir siyasi mesele olarak görmeyiz. Sistemi rehabilite etmek aklın gereğidir. Rehabilite konusunda çalışmalar sürüyor."
Naci Bostancı, Erdoğan'ın bir grup milletvekili ile yaptığı toplantıya girmeden önce konuyla ilgili dün yeni bir açıklamada daha bulundu. Orada ne dedi?..
"Bu kadar abartılacak radikal birtakım değişiklikler olacak şekilde beklentiyle bunu değerlendirmek doğru değil, sadece sisteme ilişkin bir değerlendirmedir, bu çok doğal bir şeydir. Bürokratik kurumlarda kendi yapıp ettiklerine ilişkin zaman zaman dönüp 'ne yaptık ne ettik' diye bir değerlendirme yaparlar. Sisteme ilişkin de bizim yaptığımız çalışmanın mahiyeti budur."
Bostancı, bir yerlerden sert fırça yiyip geri vitese mi taktı?.. Sanmıyorum...
Peki, Doktor Devlet Bahçeli'nin geçtiğimiz Salı günü grup toplantısında savurduğu tehditlerden sonra çok korkup "hatasından" dönmeye mi çalışıyor?.. Sanmıyorum...
Naci Bostancı, böyle çok nazik konularda kendiliğinden ayaküstü açıklamalar yapmayacak tecrübeye sahip bir siyasetçi. Üstelik bu konularda görüş dile getirirken danışmadan da iş yapmaz...
Peki ne öyleyse?.. Yorumu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin rehabilitesi çalışmalarını çok yakından izleyen uzman isme bırakalım;
"Bostancı'nın sözleri önemli. Dikkatle görülürse, AKP içinde, sarayda neler olduğu anlaşılabilir. Bostancı, devlet-siyaset ilişkilerini, dış politikadaki durumu AKP içinde iyi bilenlerdendir. AKP'de böyle bir çıkışı yapmasının nedenleri farklı. Aslına bakılırsa çok da geri adım atmıyor. Bir takım şeyler söylüyor Bostancı. Başta açık açık '16 Nisan 2017 yılında yapılan referandumdan sonra sistem gitmiyor, muhalefet yardımcı olsun, Anayasa değişikliği yapalım' mesajını açıkça verdi. Bazı derin gerçeklerden bahsediyor. Kimse şu ana kadar bunu fark etmedi. Derin gerçekler önemli. Saraya mesaj gönderdi, ardından muhalefete mesaj gönderdi. '2017 yılında yapılan rejim ya da sistem değişikliğini artık götüremiyoruz'un açık mesajı bu. Sarayda bunu biliyor. Bir arayış var bunun göstergesi. Tam olarak ne yapacaklarını kestiremiyorlar daha doğrusu nasıl sonuç alacaklarını kestiremiyorlar. Bu nedenle herkese mesaj veriyorlar. Bostancı, bir takım derin gerçeklerden bahsediyor, anlayana... Saraydaki durumu kimse kestiremiyor şu anda. O nedenle böyle bir çıkış geldi. Muhalefete açık çağrı söz konusu. Muhalefeti anayasayı değiştirmeye çağırıyor."
Değerli uzmanımızın, yorumuna küçük bir katkı da ben yapayım;
Sarayın içi karma karışık. Erdoğan'a kontrolü kaybettiren güçler, Devlet Bahçeli ile omuz omuza vererek tehlikeli bir kumar oynuyor!.. Bence, Naci Bostancı, saray içindeki kaosun fotoğrafını da çekiyor... O yüzden, demokratik parlamenter sisteme tekrar dönüş için, muhalefetin oyunu bozmakta çok akılcı davranması ve Erdoğan'a çıkış yolu açması için fırsat vermesi gerektiğine inanıyorum. Erdoğan'ı Devlet Bahçeli'ye mahkum etmek ve o cenderede sıkışıp kalmasına göz yummak sadece ve sadece dış güçlerin yenilenen tezgahlarına dolaylı katkı sağlamak olur!..
Bu son satırlara biraz daha açıklık getirmek isterim;
Bebek katili Abdullah Öcalan'ın kardeşi terörist Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılması filmi... Ve ardından gelen Kandil teröristlerinden Cemil Bayık'ın Washington Post'ta yayınlanan yazısı... Rastgele olmuyor... Sinsi planın peş peşe gelen kareleri.. Bir şeye adım gibi eminim. Türkiye'de değil TRT, hiçbir medya organı veya gazeteci, gizli bir servisin yardımı ve organizasyonu olmadan Osman Öcalan ile röportaj yapamaz. Şahsi kanaatim, TRT'de yayınlanan röportaj rezaletin gerçekleşmesinde MİT'in içine yerleşen kirli bir yapının katkısı olduğu yönünde... Hakan Fidan'ı Türkiye'ye getiren ve süratle kademe atlatan ismin de Abdullah Gül olduğunu en iyi bilenlerden ve şahidiyim. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinde doktor Devlet Bahçeli'nin katkılarını da hatırlayın. O yüzden, demokratik parlamenter sisteme dönüş için samimiyetine inandığım muhalefet partilerinin; kirli oyunu, karanlık dehlizlerdeki kirli ilişkileri, çok iyi analiz etmesi gerektiğini düşünüyorum...
Sonrası?..
Ne olacaksa, temiz siyaset içinde gerçekleşecek meşru mücadele içinde olsun!..
Kaynak Yeniçağ: Bostancı Sarayın fotoğrafını çekti... - Ahmet TAKAN
YORUMLAR