İstanbul seçimlerine sayılı gün kaldı.
Erdoğan, "Sahadan çekildi, Yıldırım ve İmamoğlu'nu baş başa bıraktı" diyenlere inat son düzlükte gaza basmış durumda.
Her fırsatta konuşuyor, açıklamalar yapıyor, halka sesleniyor.
Bir önceki seçimlere göre performansı oldukça düşük. Ancak diğer siyasilerin de durumu çok farklı değil. Çünkü insanlar artık yoruldu. Sonuçları öğrenmek için bile mücadele veren muhalefet ise iki kat yoruldu.
İmamoğlu'nun mazbatayı aldığı gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan kalabalığın halini anımsayın. Ciddi bir duygu seli hakimdi. İnsanlar "her şeye rağmen kazandık" diyorlardı. Ama yorgunluk yüzlerden okunuyordu.
Çünkü sandıkların açılmasıyla birlikte büyük bir mücadele başladı. Sandık nöbetleri, oy pusulalarına sahip çıkma çabaları, müthiş bir güvensizlik ortamı, bitmeyen stres ve belirsizlik... Bu üçlü birleşince insanlarda fiziki güç kaybı artar. Muhalefet, bu durumu yoğun bir şekilde yaşadı. Bu süreçte fiziki ve psikolojik olarak hayli hırpalandılar.
Süreci en rahat geçiren parti hiç şüphesiz AK Parti'ydi… İstedikleri itirazı istedikleri şekilde yapıp, kabul ettirdiler.
Oyların üzerine yatmadılar, nöbet tutmadılar.
Çünkü gelecek sonucu biliyorlar, çabalamıyorlardı.
Seçimlerin yenilenmesi kararı açıklanıncaya kadar sakince dinlendiler, enerji depoladılar.
Tüm bu yenilenmeye rağmen, enerji topluma geçmedi.
Çünkü AK Parti ciddi bir söylem ve politika değişikliğine gitmişti.
Ağızlarına bir türlü yakışmayan "slogan milliyetçiliği" hızlı bir şekilde terk edildi.
1990'lardaki Refah Partisi'nin hazırladığı Kürt Raporu çizgisine, yani özlerine geri döndüler.
Ama bu dönüş o kadar hızlı oldu ki, AK Parti sözcüleri bile ne diyeceklerini bilemediler.
MHP'nin durumu ise en vahimiydi. AK Partililer bilinçli bir şekilde ne ittifaktan bahsediyorlar, ne "ülkücü kardeş"lerinden.
Varsa yoksa Dersim, Pekeke, İmralı… Öcalan'ın kardeşinden "Mehmet" diye hitap edilecek seviyeye geldiler.
Erdoğan önceki gün yaptığı konuşmayla, milliyetçi oylardan ümidini tamamen kesti.
Tam olarak şu ifadeleri kullandı:
"Etnik milliyetçilik olmayacak. Niye? Çünkü bunlar bizi ayırıyor. Biz, kültürel milliyetçiliği ortadan kaldırdık. Niye? Bunlar bizi ayırıyor."
Erdoğan'ın tarifini yaptığı etnik milliyetçilik, PKK'nın temsil ettiği ırkçı terörü yöntem olarak belirleyen Kürtçülük.
Kürtçülükle aynı kefeye konan ise "Kültürel milliyetçilik" yani Türk milliyetçiliği. Erdoğan mealen "Türk milliyetçiliğini kaldırdık çünkü toplumu ayırıyordu" demek istiyor.
Kendisine hatırlatmak gerekir ki, Türk milliyetçiliğini kaldırabilmek öyle devletlerin, toplumların yapabileceği bir faaliyet ve eylem değildir.
Türk milliyetçiliği bir yaşam biçimidir, bir millet bilincidir, kültürdür.
Eğer Türk milliyetçiliğini ortadan kaldırmak istiyorsanız, yeryüzünde tek Türk bırakmamanız gerekir.
Peki Erdoğan durduk yere bu sözleri neden söyledi? Hem de ortağı MHP'ye rağmen.
Çünkü Erdoğan anlık söylem değişikliğiyle, sloganlarla belirli bir kitleyi yakalayabileceğini düşünüyor. İstanbul seçimlerinde de bu kartını oynayarak Kürt seçmenin oyuna talip olduğunu açıkça ifade ediyor.
Sürecin nereye gideceğini de biliyor.
Demek ki elindeki veriler milliyetçilerden çok az bir oranda oy alacağını gösteriyor.
MHP ile neredeyse tek bir ortak organizasyon yapmamaları da bunu gösteriyor.
Erdoğan, seçime sayılı günler kala AK Parti'nin rotasını ve hedef kitlesini seçmiş durumda.
Yerel seçimlere damgasını vuran beka söylemi terk edildi, slogan milliyetçiliğine son verildi.
Muhafazakarlık adı altında rejim karşıtlığını içeren Refah'ın fanatik günlerindeki kurucu felsefe ile tartışma kimliğine bürünüldü.
Bakalım bu politika değişikliği sandığa nasıl yansıyacak.
Ama şu bir gerçek ki Erdoğan, bir türlü benimseyemediği milliyetçileri yeni sürecin faili olarak belirleyebilir. Tıpkı çözüm sürecinde olduğu gibi "milliyetçilik" bir ötekileştirme sebebi olabilir.
Gidişat bunu gösteriyor.
NOT: Bu yazı yazıldığı saatlerde, Öcalan'dan HDP'ye "tarafsız kalın" mektubu kamuoyu ile paylaşılmamış, Erdoğan'ın ise "HDP, Öcalan'a ihanet ediyor" açıklaması gelmemişti.
Kaynak Yeniçağ: Erdoğan, milliyetçilerden ümidi kesti! - Batuhan ÇOLAK
YORUMLAR