GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Kanal İstanbul Projesi Türkiye'yi Felakete Sürükleyebilir!

26 Ağustos 2018 - 19:41



ıllar evvel ortaya atılan Kanal İstanbul projesi son günlerde gerçekleştirilmek üzere masadaki yerini aldı. Bizler de bu projenin kendi algı dünyamızdaki yansımalarını bazen de politik yorumlarla harmanlayarak dinledik durduk.

Bundan birkaç yıl önce, projeye dair fikirleri alınan bir akademisyenden gelen uzman bir yorum vardı. Hem de hepimizin anlayacağı dilde bu yorumlarını açıklamıştı, proje yeniden anılmaya başladığına göre bu yoruma da kulak vermenin zamanı geldi.

(Bu içerik, ilgili makalenin yazarından izin alınarak oluşturulmuştur.)





Önce 'nedir, ne değildir' kısmını es geçmeyelim, Kanal İstanbul hakkında fikir sahibi olmayanları şuraya alalım.








Kanal İstanbul Nedir? Kanal İstanbul Projesi Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey



Kanal İstanbul projesi uzun yıllardır konuşulmakta ve üzerine de pek çok yorum yapılmakta. İstanbul'a "Çılgın Proje" olarak 2011 yılında Haliç Kongre Merkezi'nde dönemin başbakanı Erdoğan tarafından t...


Prof. Dr. Cemal Saydam Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi.




 


www.aa.com.tr
Türkiye'de ve yurt dışında yaptığı araştırmalarla iklim değişikliği ve çevresel sorunları irdeliyor, ayrıca bu proje özelinde Türkiye'deki denizlerin yapısal özellikleri konusunda da bir uzman.

Yalın ve ilgi çeken üslubuna hiç müdahale etmeden, Arkitera'da yayınlanan Kanal İstanbul'a dair zihin açıcı fikirlerini derlediği yazısını irdelemeye başlayalım.





İnanması zor ama normal koşullarda Marmara'dan gelip Karadeniz'e giden bir gemi 30 km uzunluğundaki Boğaz boyunca en az 30 cm yokuş çıkmak zorunda kalır.




 




Nedeni de basit: Karadeniz Marmara'ya göre ortalama en az 30 cm daha yüksektir.

Eğer poyraz varsa ve de aylardan Haziran ya da Temmuz ise bu yükseklik çok daha fazla olur, 70-80 cm hatta 1 metreye kadar çıkabilir. Hatta yol boyunca tuzluluk azalırsa suyun kaldırma kuvveti de azalır ve gemi suya daha da batar, motorlar daha da zorlanır.

İyi de neden acaba? İşte Türk Boğazlar sistemini dünyadaki diğer kanallardan ayıran ve de yerkürede sadece ama sadece bize has olan bu özelliğinin nedeni Karadeniz'e giren tatlı suların fazla olmasından kaynaklanmaktadır.






İşte bu hassas dengeyi ben basit bir havuz problemine benzetirim. Karadeniz hakikaten de devasa bir havuza benzer. 2000 metre derinlikte ve dikey karışımın olmadığı bir havuz.




 




İstanbul Boğazı bu havuzu boşaltan musluktur. Nedeni de basit: Akdeniz ve de özellikle Doğu Akdeniz kelimenin tam anlamı ile bir buharlaşma baseni, sauna misali. Yazın sıcakta, kışın kuru poyraz rüzgarları ile sürekli su kaybeden bir deniz.

Buharlaşma yolu ile kaybedilen bu su nedeniyle Karadeniz'in fazla suyu İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçerek, Atlantik Okyanusu yüzey suyu da Cebelitarık Boğazı'ndan geçerek bu su eksikliğini tamamlamaya çalışır.






"Hoca'ya da Kanal İstanbul'u bir danışalım dedik aldı bizi Atlantik'e götürdü" demiş olmalısınız ama sistem böyle küresel boyutlarda ve hassas dengelerde çalışıyor.

 




 




Bir gerçeği daha aydınlatalım. Karadeniz'e giren tüm sular nehir suyu veya yağmur suyu yani tatlı su.

Peki Karadeniz neden tuzlu? İşte burada da detaylarını sadece bizim bildiğimiz ama sizlerin de farkına varmadan kullandığınız boğazların alt akıntısı devreye girmekte. İstanbul Boğazı gözlerinizin önünde nasıl akıyor ise görmediğiniz alt tabaka da aynen öyle akıyor, tek bir farkla, ters tarafa yani Karadeniz'e doğru. Hedef basit. Tuz dengesini sağlamak. Karadeniz'de, Akdeniz ile aynı tuzluluğa ulaşana kadar sürüyor.

ONEDİON










YORUMLAR

  • 0 Yorum