GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Karınca fili yener!

19 Haziran 2019 - 12:25

İstanbul seçimlerine 5 kala AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları, gerçeklerin değil, sadece Ekrem İmamoğlu’yla ilgili oluşturulmaya çalışılan algıların gündemde olması için her şeyi yapıyor. 

Son düzlükte, AKP’nin genel başkanı başta olmak üzere devletin tüm kurum, kuruluş ve temsilcilerinin devreye girdiği bir karmaşa dikkati çekiyor. 

Valiler artık devletten çok parti temsilcisi gibi hareket etmekte utanılacak bir şey görmüyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışanlarından oluşturulan militan gruplar, kendilerine her türlü garantinin verilmiş olmasının getirdiği rahatlıkla sınır tanımıyor. 

Asimetrik bir tablo!

***

İmamoğlu’na karşı sadece devletin gücü kullanılmıyor, medya üzerinden yalanın gücü de devrede... 

Bir söz vardır; gerçek ayakkabısını giyinceye kadar, yalan dünyanın çevresinde üç tur atar. 

Bu söz görüntüde doğrudur. Yalan daha çok duyulmakla daha güçlüymüş gibi görünür. Ancak gerçek, zamanın çocuğudur. Zamanla büyüyen gerçeklerdir. 

Ekonomiden dış politikaya Türkiye’nin sorunlarından en çok etkilenen kentlerin başında İstanbul geliyor. 

Gerçek; işsizliğin iki haneli rakamlara demir attığını gösteriyor. İşsizlikte dünya ortalaması yüzde 5, Türkiye’de yüzde 15’e vurdu, eğitimli gençlerde yüzde 30. 

Gerçek; bütçe açığının 4 kat arttığı, kapatılabilme noktasını aştığıdır. Gerçek; AKP’nin iktidara geldiği yıllarda dünya markası olan bir traktör fabrikasının bugün hurdacıların eline düştüğüdür. 

Gerçek; son birkaç yıldır ekonomi iyi görünsün diye suni olarak pompalanan konut sektörde satışların durduğu, bu lokomotif sektörün dibe vurduğudur. 

Gerçek; örtülü ödeneği gizleyecek büyüklükte bir örtünün bulunamadığıdır. 

Gerçek; İstanbul’un kaynaklarının israf edildiğidir. 

Şimdi bütün bunları gizleyip İmamoğlu’nu karalama üzerinden siyaset üretmek geri tepme aşamasına gelmiştir.

***

Yukarıda vurguladığımız gibi bu asimetrik, olağanüstü dengesiz görünen böylesi mücadelelerde güçlü görünen kazanır diye bir kural yoktur. 

Bu aşamadan sonra sözü doğaya bırakalım...

“Ormanda en güçlü biziz” diye dolaşmaya başlamış filler. 

“Bir yanda biz varız” demişler, “Bir yanda sefiller...” 

Tepeleri atınca başlıyorlarmış hortum sallamaya... Önlerinde durabilene aşk olsun. 

Öteki canlılar da bakmışlar ki karşı durmak mümkün değil. Demişler ki; “Eğilebildiğin kadar eğil.” 

Günlerden bir gün bir karınca karşı çıkmış bu gidişe... “Olmaz” demiş, “Ben çalışır çabalar yine bulurum gıdamı... Ancak bu hortum düzenini kabul etmiyorum, filin bu dayatmalarını lanetliyorum.” 

Öteki canlıların çoğu sarmış çevresini: “Hiiç uğrama; sende onu yenecek güçne gezer, seni bir çırpıda ezer...” 

Karınca bir sabah usulcacık filin hortumunun içinden girmiş. Usul usul ilerlemiş. 

Fil başlangıçta önemsememiş, “Hortumu ağaç gövdesine iki vursam, sersemletirim” demiş. 

Çalışkan karınca usul usul ilerlemiş... 

Fil başlamış kaşınmaya... Ancak kaşıntı hortumun en dibinde, ne yapsa boş...

Fil hortumunu ağaçlara vura vura perişan olmuş...

***

İmamoğlu’nu başlangıçta tüm iktidar yelpazesi küçümsedi... Ama o, karınca gibi çalışmaya devam etti. Bunu yaparken iktidarın hortumlarında da girilmesi gereken yerlere girdi... 

İktidar, İmamoğlu’nu kötülemek için fil misali çabalıyor... 

Artık geç!
Mustafa Balbay

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum