GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Nuray Başaran, 100. yılını kutlayan CHP'yi yazdı

31 Mayıs 2022 - 08:51

100 yıl önce işgal edilmiş , çökmüş , bitmiş bir imparatorluğun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisiydi.
Kurucu irade kurmuştu.
Bu nedenle , yüklendiği misyon da, ayakta kalma mücadelesi de, cephede aldığı kurşunlar da çok ağır oldu.
Çok partili sisteme geçildiğinde de, sadece bir siyasi parti olamayacaktı.
Hem Cumhuriyete karşı olanların saldırdığı, hem muhalefet partilerinin demokrasi çerçevesinde mücadele ettiği bir parti, hem de kurucu iradenin mirasına sahip çıkmanın mücadelesini sürdürecekti..
Partiye gönül veren çoğunluğa göre, zaten CHP sadece bir siyasi parti değildi. Cumhuriyet’in de bekçisiydi. Bu nedenle ana görevleri arasında rejimi korumak da vardı. Bu nedenle de muhalefetteyken bile ruhen iktidar partisi olacaktı.
Bazılarına göre ise, Cumhuriyet’in bir bekçiye ihtiyacı yoktu. Türkiye’de yaşayan her birey zaten Cumhuriyet’in bekçisiydi. CHP kendine rol devşirip siyaseten rol çalıyordu. Haksız rekabet ve haksız güç elde ediyordu.
Bir nevi Türk demokrasisinin ‘eskimeyen-değişmeyen’ partisiydi….

Hep var olacaktı! Cumhuriyet gibi.
O nedenle de yıllar içinde hep en büyük hedefti. Bazen ele geçirilmesi gereken yer, bazen daimi iktidar(!), bazen bekçi, bazen asker, bazen de rejim düşmanlarının yok etmek üzere hedef tahtası…
Bazen de rejimi zorda bırakmak için din düşmanı bir parti ilan edenler olacaktı.
Bu nedenlerle bir çok kez halktan koptuğu ve halktan koparılmaya çalışılacaktı. En önemli ilkesi laikliği- dinle devlet işlerinin ayrılmasını, inanca göre pozitif ayrımcılığı ülke sınırlarında ortadan kaldıracak bu ilkeyi dinsizlikle eş değer bulanlar olacaktı. Ve İslam ile laikliğin barışık olduğunu zaman zaman anlatmakta zorluk yaşayacaktı.
Ama en güçsüz, en az oy aldığı zamanlarda bile gücü ve etkisinden bir şey kaybetmeyecekti.
Uzun yıllar muhalefet partisi olarak kalacaktı…
Ve Cumhuriyet’in 100. Yılındaki seçimlere 5 kala şimdi soru şu:
-Bu seçimde Türk halkı , 1923’ten 20023!e yine CHP diyecek mi?
-Yıllar sonra bunun için tüm muhalefeti aynı ‘masa’da buluşturan CHP ‘nin şansı ne?
-CHP’yi kimler temsil ediyor?
-Kadroları kim?
-Sağa mı, sola mı evrildi?
-Atatürk’ten uzaklaştı mı?
-Devleti yönetecek kadroları var mı?
-Her hafta bir CHP’li kurmaya tüm bunları soracağız.
Final: Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile!
İlk konuğumuz:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu.
nuray-basaran-ve-kusoglu.jpg
Biz sorduk, Kuşoğlu yanıtladı. Merakla bir solukta okunacak bir söyleşi çıktı.
İŞTE O RÖPORTAJ :
CHP KADROLARI (1)
BÜLENT KUŞOĞLU: TÜRKİYE İKTİDARA GELİYOR!
ADAYIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU!
RÖPORTAJDAN SATIR BAŞLARI:
-Biz sadece CHP değiliz!. Biz Saadet Partisiyiz, biz Deva Partisiyiz, biz Gelecek Partisiyiz, biz Demokrat Partiyiz , biz İyi Partiyiz , biz Türkiye’yiz. Türkiye iktidara geliyor . Yani, yeni Türkiye’nin anlayışı, siyaseti, sosyolojisi iktidara geliyor. CHP iktidarından bahsetmiyoruz sadece ; sosyolojik olarak Türkiye’nin iktidarından bahsediyoruz . Onun siyasete yansımasından bahsediyoruz. Bunu başarabildik, Kemal Kılıçdaroğlu başardı . CHP iktidara gelmeyecek . Yeni Türkiye toplumu sosyolojisi iktidara gelecek bu dönemde.
BU TOPLUMDA ARTIK ALEVİCİLİK DE İSLAMCILIK DA YAPILMAZ
Bu toplumda Alevicilik yapılmaz artık , İslamcılıkta yapılmaz. Bu toplumda bilmem necilikte yapılmaz. Toplum bunları aştı . Toplum farklı bir noktaya geldi . Dolayısıyla , hala seçilebilecek bir aday gerekir , Kemal bey alevi olduğu için seçilemez demek çok absürd.
KILIÇDAROĞLU ALEVİ SEÇİLMEZ DEMEK BU VATANA İHANETTİR
Sorulması gereken; devlet adamlığı var mı? Var. Birikimli mi ? Evet. Bilgili mi ? Evet . Tecrübeli mi? Evet . Güven duyulan bir insan mı ? Evet. Devlet adamı mı? Bu ülkenin adamı mı? Her şeyi tamam. Bizden biri . Eeee alevi ! Bunu söylemek , bu ülkeye ihanettir . Bu topluma ihanettir , bu millete ihanettir, Bunu aşamamamız durumunda, yarınımız olmaz ! Bunu aşmamız şarttır . Birlik beraberlik için, milli birlik beraberlik için, Türkiye’nin bu sorunsalı aşması şarttır . Burada olumsuz propaganda yapan, ülkeyi birbirine düşürmeye çalışanlar olursa, ülkeye ihanet ederler.
‘KILIÇDAROĞLU ALEVİ , ADAY OLMASIN’ DİYEN TÜRKİYE , DEMOKRASİDE YOL ALAMAZ
- Şimdi demokrasiye inanıyorsanız, bu ülkenin geleceği olmasına inanıyorsak, bu ülkenin geleceğine inanıyorsak, bu noktada nasıl 20 yıl önce bu devlet sürekli olarak Cumhuriyete karşı mücadele etmiş , Cumhuriyeti sürekli eleştirmiş, karşı olmuş iktidarı kabul etmişse; bugün bir alevinin de cumhurbaşkanı olmasını da kabul etmek zorunda . Bunu kabul etmeyen bir Türkiye, yani Alevi olması nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu aday olmasın diyen bir Türkiye, demokraside yol alamaz. Demokraside bir üst lige çıkamaz. O geçmişin kalıplarıyla kalır . Ülke huzur barış içerisinde bir ülke olamaz, yarınları olan bir ülke olamaz , bizim bunu aşmamız lazım.
HEPİMİZ DİNDARIZ, SOSYAL DEMOKRATIZ , ADALET ARIYORUZ, MİLLİYETÇİYİZ
Birimizde dindarlık fazladır, birimizde milliyetçilik fazladır, birimizde sosyal demokratlık fazladır , biz bir arada olmayı kabul ettik. Bu toplumun geldiği noktayı biz şu anda siyasete yansıtıyoruz . Kılıçdaroğlu’nun yaptığı en büyük başarı budur . Bu yeni bir siyasi bir şey de değil , toplumun geldiği noktayı biz siyasete yansıtmaya çalışıyoruz. Ama hala bunu kötü olarak alıp , toplumu birbirine düşman etmeye çalışan bir zihniyet var , bununla mücadele ediyoruz.
BAŞLARKEN….
Evet 7’den 70’e herkesin merak ettiği her şeyi biz sorduk. Bülent Kuşoğlu cevaladı. Biz de virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz.
Nuray Başaran- Çok kirik bir sürece girdik. Erken seçim var yok elbette tartışılır ama bundan sonra yapılacak hiçbir seçim ya da alınacak seçim kararı sayılmaz. Zamanında seçime de 11 ay var zira.
Millet ittifakının adayı da çok tartışmalı ama şu anda Kemal Bey daha çok yakın gibi görünüyor . Kazanma şansı da bana göre yüksek duruyor. Geçmiş yıllara göre en azından 1 yıl öncesine göre daha yüksek görünüyor.
Bu noktada da insanlar, CHP’nin yani 20 yıllık AK parti iktidarından sonra kadrolarını merak ediyor. CHP’deki değişim- dönüşüm de çok tartışılıyor . Sağa mı kaydı ? Sol’ dan uzaklaştı mı? Atatürk’ün ilkelerinden uzaklaştı mı ? Atatürkçüler tasfiye oldu mu? … gibi sorular var. Özetle; CHP kadrolarının kim olduğunu tüm Türkiye merak ediyor.
CHP denilince ilk akla gelen isimlerden birisiniz. Kamuoyu sizi ekonomi noktasında yaptığınız çıkışlar ile tanıyor. Bülent Kuşoğlu kimdir?
bulent-kusoglu.jpeg
DEVLETİ EN İYİ TANIYANLARDAN BİRİYİM
Bülent Kuşoğlu- Tam bir cumhuriyet çocuğu. Ben bir devlet memurunun (Toprak Mahsulleri Ofisindeki bir küçük memurun) 3 çocuğundan biriyim. Anadolu’da tayinler ile gezerken büyüdüm . Anadolu’yu iyi bilen birisiyim. Daha sonrasında da Siyasal Bilimler Fakültesini bitiren , cumhuriyetin devlet adamı yetiştiren okulunu bitirerek Maliye Bakanlığına katıldım. Hesap uzmanlığı yaptım . Sonra milli savunma bakanlığında 2 yıl danışmanlık yaptım. 1 yıl yurt dışında bulundum. Devlet gönderdi . 1 yıl sonra da idarede görev yaptım. Özel sektörde görev yaptım. Daha sonrasında da siyasette yer aldım . 11 yıldır milletvekiliyim . Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim . Devleti en iyi tanıyanlardan birisi olduğumu düşünüyorum.
Nuray Başaran- O nedenle CHP içinden seçtiğim 10 kişiden birisiniz aslında. Aslında CHP ülkenin kurucu partisi ama son zamanlarda CHP’nin ülkeyi yönetebilip yönetemeyeceği sorgulanıyor. Ben de size soruyorum; bu soru neden soruluyor ve CHP ülkeyi yönetebilir mi? Son 20 yıldaki gelişimi, değişimi, bazılarına göre tahribatı nasıl buluyorsunuz ? Nasıl yöneteceksiniz , nasıl restore edeceksiniz?
Bülent Kuşoğlu- Öncelikle, ‘CHP bu ülkeyi yönetebilir mi ‘ diye birilerinin aklında bu soru varsa veya ‘bunlar gider de, bu ülkeyi kime bırakacağız, kimler yönetecek ?’ gibi bir soru varsa bunlar iktidarın yaydığı ve kullandığı bir kampanyanın ürünüdür derim. Ama madem soruluyor açıklayayım:
Ben bu millete güveniyorum. Bu millet, bu devlet, her zaman kendi içerisinden kadrolar üretmiştir, çıkarmıştır . Türkiye’de çok değerli kadrolar var. Her zaman da olmuştur. Bunların hepsi siyasete girmiyorlar, siyasete yansımıyor ama şuna inanmalıyız ; Türkiye’yi yönetecek kadrolar şu anda İngiltere’den, Amerika’dan, Kıta Avrupası’ndan çok daha şanslı bir şekilde Türkiye’de var .
AKP iktidar olduğu dönemden hatırlıyorum, devletle bağlantısı olan sivil bürokrasiyle bağlantısı olan asker bürokrasi ile bağlantısı olan veya akademik dünya ile ilgili bağlantısı olan çok az kadrosu vardı. Sayılı isimler vardı. Devlet tecrübesi çok azdı. Soru işaretleri vardı ama yürüttüler. Çünkü Türkiye’nin bir devlet tecrübesi var. Türkiye sadece , Türkiye Cumhuriyeti ile 100 yıllık bir ülke değil . Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadrolar, Osmanlı’dan gelen, Osmanlı’nın yetiştirdiği kadrolar, ondan önce bizim bir devlet tecrübemiz var. 2000 yıllık ! Bunun çok önemli olduğunu unutmamak lazım, hiçbir sorun olmayacak. Kronolojik olarak baktığımızda , hiçbir sorun olmaz . İkincisi Cumhuriyet Halk Partisi açısından baktığımızda da, Cumhuriyet Halk Partisi bu devleti kuran ve Cumhuriyeti kuran bir parti.
Nuray Başaran- Bu durum tezat değil mi ? Cumhuriyeti kuran partiyle ilgili bugün böyle bir algısı var. Bu duruma nasıl gelinmiş olabilir ?
Bülent Kuşoğlu- Dediğiniz gibi sonuçta bu bir algı, realite değil. Böyle bir algı yaratılıyor. Geçmişte de bütün iktidarlar buna benzer algılar kendilerinden sonraki dönemlerde için yaratmışlardır. Bizden sonra tufan olur, ülke yönetilemez,… böyle algılar hep oluşmuştur. Maalesef bu dönemde de öyle bir algı oluşturuluyor. Birazda bu iktidar döneminde yada mevcut iktidar döneminde avantajlı olan grupların korkması, çekinmesi ve tepki göstermesi için bu algı yaratılıyor. ‘ Bak biz gidersek, bunlar gelir. Bunlar sizi barındırmaz. ‘ o anlamda da bu söyleniyor. Bu hem ekonomik çıkarı olan gruplar için söylenen bir söz ama bu dönemde sadece ekonomik çıkarı olanlar için söylenen bir şey değil . Buna ilaveten sosyolojik bir yer edinmiş gruplar için de söyleniyor maalesef . Onları korkutmak amacıyla da bu söyleniyor. Etkilemek amacıyla da, dolayısıyla da, bu dönem daha fazla etkili bir şekilde kullanılıyor maalesef.
Nuray Başaran- Önümüzde 2 tane örnek var ; bir Özal dönemi, bir Ak Parti dönemi . Bu iki parti de koalisyon partisiydi. Özal’ın ‘4 Eğilim’i sloganlaşmıştı. Tayyip Erdoğan’nın partiyi kurarken her kesimden temsilci alması söz konusuydu. Acaba, CHP kurucu parti olduğu için ve kökleri çok eskiye dayandığı için Türk halkı bu eğilimleri zaman zaman partinin içinde hissedemedi ve göremedi mi ? Şu anda CHP neyi temsil ediyor
CHP TOPLUMUN DURUŞUNU TEMSİL EDİYOR
Bülent Kuşoğlu- Şu anda CHP modernizeyi temsil ediyor, CHP özellikle ilericiliği temsil ediyor, CHP normal Anadolu ailesini temsil ediyor, CHP milliyetçiliği temsil ediyor bana göre . Bir taraftan da CHP kentleşmeyi temsil ediyor . Sosyolojik olarak aldığımız zaman da , CHP Türkiye’nin toplumun duruşunu temsil ediyor.
Devlette devamlılık vardır . Devlet mekanizmasının çok iyi çalışması lazım. Devlet mekanizması dar anlamda da bakılabilir, geniş anlamda da bakılabilir. Demokrasilerde siyasi partiler, devlet mekanizmasının destekçileridir. Yani devleti geçici olarak devralırlar , devlet mekanizmasını çalıştırırlar.
Siyasi parti kadrolarına bu ve CHP’ye böyle baktığımız zaman , CHP geçmiş dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak belli bir yere kadar getirmiş, sonra çok partili rejime geçmesini sağlayan parti . CHP’nin o dönem, bir milli şefin olduğu parti olarak müsaadesi olmasaydı , en azından bu kadar rahat bir geçiş olamazdı. Bunu kabul etmek lazım. Bunu sağlayan bir parti CHP, öyle bir geleneği var. Ondan sonra da sürekli olarak muhalefette kalmış ama CHP buna rağmen , değişimi de sağlayabilmiş . dünyada bir sosyal demokrat eğilimin olduğu dönemde ortanın solu hareketini başlatmış. Dünyadaki eğilimi içselleştirmiş, bunu başarabilmiş bir parti. Kontrollü bir şekilde bunu yapabilmiş bir parti. Yani dünyadaki gelişmelere, eğilimlere uygun hareket edebilmiş , siyasi eğilimlere uygun hareket edebilmiş bir parti. Bu dönem ben sağ ve sol düşüncenin geçmişte olduğu gibi olduğunu düşünmüyorum , kabul etmiyorum. 80 öncesinde olan özellikle Doğu Avrupa’nın düşmesinden sonraki gelişmelere baktığımızda, çok daha farklı bir şekilde siyaseti irdelemememiz lazım . Eski klasik sağ- sol analizi ile bir yere varmak mümkün değil . Dolayısıyla bugün CHP ve Türk siyasetine o gözle bakmak çok çok yanlış olur.
CHP bu dönemde dünyadaki yeni eğilimleri de görüyor ve buna yönelik adımlar atıyor. Şu anda dünyada görüyorsunuz, küreselleşme karşısında yerelleşmeyi de korumaya çalışan bir yapı var .
Devletler, ülkeler, toplumlar kendi kimliklerini de muhafaza etmeye çalışıyorlar. Hem adapte olmaya çalışıyorlar, hem kimliklerini de muhafaza etmeye çalışıyorlar ve bu dönem dünyada hiç olmadığı kadar bir göçün olduğu ve olacağı bir dönem . Öyle bir döneme de giriyoruz. Toplumlar kendi birikimlerini de devam ettirmek istiyorlar . Milli birlik beraberliklerini, servetlerini , toplum yapılarını , kültürlerini, devam ettirmek istiyorlar . Onun için de bu göçlere karşı tepkileri var . Böyle bir dönemde milliyetçiliğin daha fazla pirim yaptığını görüyoruz. Kent milliyetçiliğinin daha fazla prim yaptığı bir dönemdeyiz . Mesela CHP bunu görmüş ve bu yönde adımlar atmış bir parti . Bunu sağcılık olarak nitelendirmek doğru değil . CHP sosyalleşmenin, toplumlara daha fazla -özellikle gelir dağılımında- dez avantajı olan kesimlere daha fazla yardım yapılmasının gerektiğini görmüş bir parti . Mesela bizim aile destekleri sigortası veya bunu bir vatandaşlık geliri olarak ta tanımlamak mümkün . Böyle bir görüşün sonucudur CHP devlet yapısının milletin kültürünün geleneklerinin devam etmesini, milli birlik beraberlik şuurunun devam etmesi gerektiğini gören bir kitlenin partisidir . Bunu da yine politikalarına yansıtıyor . Tüm bunları sağcılık olarak almak çok büyük yanlışlık olur. Bunlar sağcılık değil.
MİLLET KAVRAMI ATATÜRK VE CUMHURİYET İLE GELDİ
Cumhuriyet kurulduğu zaman, bir millet kavramı yoktu. Millet kavramı Cumhuriyet ile geldi . Atatürk ile beraber geldi . Türk vatandaşlığı tanımı yapıldı, ümmetçilikten biz ve çok uluslu bir yapıdan çok, milletli bir yapıdan ilk defa Türk vatandaşlığını kabul ederek üniter devlete geçtik . Bunun oturması zaman alacaktı . Bu zamanı da aşağı yukarı doldurduk . Türkiye bu konuda başarılıdır. Her şeye rağmen, bir Türk vatandaşlığı kavramı oluşmuştur ve Türkiye içerisindeki farklı etnisitelerden gelenler , Türk vatandaşlığını kabul etmiştir. Şimdi böyle bir yapıyı dışardan büyük göçlerle ki , 80 milyonluk bir nüfusun en az 8 milyon- 10 milyona yakını dışarıdan gelmiş kişi var. Sadece Suriyeli değil , Afganistan ve Afrika’dan gelenlere kadar tümünü dahil etmek lazım. Irak, İran yani yüzde 10’a yakını göçmen olan bir ülkedeyiz. Böyle bir ülkede , tabii ki milli birlik beraberlik, gelenek görenek, kültür , devlete bağımlılık, bu kavramlar ön planda olacaktır. Yani Cumhuriyete sahiplenmiş toplumun, bu konularda hassasiyet göstermesi , bunların da CHP seçmeni olmasında bir anormallik yoktur. Kendi değerlerine sahiptir. Bu yani hem dini değerleri , hem kültürel değerleri, hem milli manevi değerleri anlamında söylüyorum. Hepsine CHP kitlesi sahip . Efendim burada bazı eleştiriler yapılıyor , efendim sağa kayıyor , yok. Sağa kayma değil bu , dünyadaki gelişmeler yönünde…
CHP HİÇ BİR YERE KAYMIYOR
nuray-basaran.jpg
Nuray Başaran- Niye öyle oluyor altı oktan bir tanesi milliyetçilik aslında
Bülent Kuşoğlu- Kesinlikle milliyetçiliktir, milliyetçilik kavramı da…
Nuray Başaran- Sözünüzü kestim ama Milliyetçilik denince, bizde sağ seçmen ya da sağ görüş algılandığı için mi böyle algılar oluşuyor?
Bülent Kuşoğlu- Kesinlikle, evet herkesin farkında olması lazım. Bunun, milliyetçilik ve Türk vatandaşlığına sahip çıkma anlamında, en önemli değerimiz bu . Bugün kentli bir toplum var . Hızla kentleşen bir toplum var. Kentli olmayı hedeflemiş bir toplum var ve bu toplumun milliyetçiliği, ekonomik milliyetçiliktir. Kültürel milliyetçiliktir, etnik değildir. Şu anda öyle bir tehlike de söz konusu değil . Türk milliyetçiliği açısından hiçbir etnisiteyle sorunu olan milliyetçilik türü değil . CHP’nin milliyetçiliği de öyle değil, dolayısıyla milliyetçiliği kötü anlamda kullanmak çok büyük bir yanlışlıktır. Bu partinin sağa kaydı sola kaydı diye nitelendirilmesi de çok büyük bir yanlışlıktır . Bazı konularda da geçmişten gelen bazı yanlış algılar var. Mesela iş dünyasında olan bakışıyla ilgili olarak . Hayır biz iş dünyasına, özellikle kendi iş dünyamıza, burjuvamıza , sanayicimize, ticaret erbabımıza hiçbir şekilde yamuk bakmıyoruz bakamayız.
İŞ DÜNYAMIZA YAMUK BAKMIYORUZ
Nuray Başaran- Ayrıca soracaktım ama 2 şeye mesafeli görünüyordu geçmişte CHP: 1- iş dünyası, 2- din. Laiksizim ve İslamiyet’in barışması ve sizin iş dünyasıyla barışınız oldu mu? Olacak mı?
Bülent Kuşoğlu- İş dünyası ile ilgili şöyle; bu dünyadaki ortanın solunu benimsemiş bir hareket olarak sermaye düşmanı gibi gösterildi . Ancak şu anda böyle bir şeyin olması mümkün değil . O dönemleri soğuk savaş dönemlerini atlattık. Zaten geçti onlar. Şu anda çok daha farklı bir dünya var yani bir plorüter sınıftan bahsetmek mümkün değil görüyorsunuz, çok daha farklı bir şey var. Endüstrileşme var . Sonucunda bilgi toplumunun geldiği yer itibariyle baktığımız zaman , bilginin öne çıktığını , yani zenginlerin de bilgiye sahip olma ve dataya sahip olma peşinde koştuğunu görüyoruz. Yani sadece bunu sermaye ile yapmak mümkün değil, sadece sermaye ile işçi sınıfının savaşı değil . Yani konu çok daha farklı noktalara geldi, küreselleşmenin sonucu farklı noktalara doğru gidiyor . Bunu algılayamazsak, dünyadaki gelişmeleri göremezsek, çok yanlı işler yaparız. Bu soğuk savaş döneminden kalma bir algı ve çok büyük bir yanlış . Ben CHP’nin sermaye düşmanı olduğunu asla düşünmüyorum. Olmaması gerekir ve yok. İçeriden gördüğüm, tespit ettiğim durumda bu. Onun haricinde, din ile ilgili olarak- laikliğin o zaman ilk defa kuruluşta laik bir cumhuriyet kuruldu- aslında Osmanlıda da fiili olarak benzer bir laiklik olduğu halde bu laiksizim daha farklı halde algılandı , sertleşti. Bir Fransız laiksizmi gibi, sekülerizmi gibi daha sert anlamda anlayanlar oldu. Buna tepki gösterenler oldu, oradan bir şey yaratıldı ama bugün durum farklı.
Nuray Başaran- Acaba CHP kadrolarında azınlıkların daha fazla yer alması ve onların varlığından dolayı İslam ile Laiksizm arasındaki makas mı açıldı? Bu görüşte olanlar da var. Ne dersiniz?
Bülent Kuşoğlu- Hayır , azınlıkların CHP içerisinde yer alması çok olmadı . Mesela AKP içerisinde daha fazla azınlıklar var . iİk defa kendi kimlikleri ile yer alanlar oldu. CHP o anlamda ilk değil. Geçmişteki olayların gelişimi sonucu böyle bir durum ortaya çıktı ve bu CHP’ye mal edildi . Öyle düşünüyorum, yeni bir Cumhuriyet kuruyorsunuz ve ilkelerden bir tanesi laik olmak ve laikliği de aşırı bir şekilde, bazı anlamlarda çok radikal bir şekilde anlıyorsunuz, kullanıyorsunuz . Buna karşı da yine radikal tepkiler oluşuyor. Bugün geldiğimiz noktada, Cumhuriyetin çok büyük bir faziletidir . 80 yıl sonra kurtuluş mücadelesi ve kuruluş mücadelesine katılmayan zihniyet temsilcileri, bakın kurtuluş ve kuruluş mücadelesini muhafazakarlar yaptı. Dindar insanlardı . Bunların hepsi İnönü de dahil olmak üzere dindarları falan kastetmiyorum, bunları istismar edenler olduğu için bunları parantez içinde söylüyorum ancak o zihniyetin kurtuluş ve kuruluş mücadelesine katılmayan zihniyet 80 yıl sonra zihniyet olarak iktidar oldu. Bu cumhuriyetin

YORUMLAR

  • 0 Yorum