GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Ortadoğu'da dökülen kanlar yeni dünya düzenini haber vermiyor mu?

24 Ekim 2023 - 09:29

9 Kasım 1989’da yıkılan Berlin Duvarı aynı zamanda:

Diktacı komünizmin de yıkılışıydı...

“Bir kişi ölürse trajedi, bir milyon kişi ölürse istatistiktir” diyen komünist celladın kurduğu totaliter rejimin de çöküşüydü...

Ve...

Yeni Dünya Düzeni kurulacağının habercisi olarak:

Sovyet İmparatorluğu dağıldı...

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra etnik Ruslar:

Kendi içlerinde tartıştılar...

Rusya sadece Rus etnikliği üzerine kurulmuş bir federasyon mu olmalıydı?..

Yoksa yoluna:

Britanya gibi bir imparatorluk olarak mı devam etmeliydi?..

Ve meselâ:

Rus olmak için etnik Rus olmak gerekli miydi?

Yoksa sadece siyasi tanımlı (“Ne mutlu Rus’um diyene”) Rus olmak:

Yeterli miydi?

Eğer salt etnik olarak da Rus olanlardan kurulu bir devlet olunacak ise...

Ki pek çok liberal düşünceli Rus aydınına göre doğru olanı buydu...

Yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla birlikte sanayi kuruluşlarının çoğu Rusya Federasyonu sınırları içinde kalıyordu...

Ve...

Doğum oranı, Rus ve diğer etnik federasyonlardan çok daha yüksek olan Müslüman federasyonların askerleri birkaç 5 yıl sonra:

Kızıl Ordu’nun yarısından çoğunu oluşturacaklardı...

O halde...

Ukrayna başta olmak üzere diğer tüm etnik halklara bağımsız devlet kurmaları hakkını tanımak:

Doğru olandı...

Yok eğer komünizm döneminde olduğu gibi:

Çok etnikli ama piyasa ekonomisi uygulayan demokratik bir imparatorluk olunacaksa...

Diğer etnik halkların kendi başlarına bağımsız bir devlet olmalarına imkân ve izin verilmemeliydi...

Meselâ...

Başkan Yeltsin, Çeçenler’e Rus olduklarını zorla kabul ettirmek isteyince...

Bunun ne kadar imkânsız...

Ve yararsız...

Hatta:

Zararlı olduğu deneyimle görülmüştü...

Nitekim...

Rusya’nın beşerî olarak çok etnikli...

Ama...

Siyasi olarak tek etnikli bir imparatorluk olmaktan vazgeçmesi gerektiğini bizzat deneyimleyerek öğrenen Devlet Başkanı Yeltsin şöyle bir açıklama yapmıştı:

“Rusya bir çeşit yeni imparatorluğun merkezi olma çabasında ve amacında değildir. Bu rolü uzun zaman oynamış olan Rusya böyle bir oyunun zararlarını başkalarından daha iyi kavramıştır. Rusya, imparatorluğun merkezi olmakla ne daha çok özgür olmuştur ne daha çok zengin olmuştur ne de daha mutlu olmuştur. Tarih bize, başka halkları yöneten bir halkın talihli olamayacağını öğretmiştir...”.

Bu açıklama içindeki:

“Tarih bize, başka halkları yöneten bir halkın talihli olamayacağını öğretmiştir” cümlesi, gerçekçiliğe (Ya da akılcılığa) dönüşün sebebini çok güzel izah ediyordu...

Deprem felâketinin en acılarını yaşayan toprakların bir yurttaşı olarak diyorum ki:

Hiçbirimiz deprem olmasını istemeyiz...

Ama...

Deprem olur...

Bundan sonra da olacak...

Erdoğan’ın en başlarda:

“Eş Başkanı” olmakla övündüğü BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) biz istemesek de uygulamaya kondu...

Uzun bir süre Erdoğan’ın BOP eş başkanlığından zımnen istifası üzerine “tavsamış gibi” görünen senaryo:

Hamas’ın kanlı saldırısıyla yeniden yürürlükte...

Rahmetli babacığım bir şey olduktan sonra uzun süre etkisi altında kalmanın anlamsızlığını:

“Olanla ölene çare yok oğlum” diye anlatırdı...

Olan oldu...

Ölen öldü...

Şimdi artık en doğru olan:

Daha fazla kan dökülmeden:

İstemediğimiz o depremi (En az hasarla atlatmak için):

Manuel tetiklemek değil mi?..

Günün sözü

Baki der ki:

“Cihanın nimetinden kendi ab ü danemiz yeğdir.

Elin kaşanesinden kuşe i viranemiz yeğdir...”.

Bırakın yanan yansın, yakan yaksın...

Her millet layık olduğunu yaşıyor...

Biz, kendi kuşe i viranemizi yaşanılır hale getirelim:

Yeter...

KISSADAKİ KAYNANADAN FARKLARI YOK

İki arkadaş yıllardır görüşmemişlerdi...

Nişantaşı’nda yürürken birbirlerini gördüler; sarıldılar, öpüştüler, koklaştılar...

Birisi diğerine sordu:

“Şekerim senin afacan bir oğlun vardı ne yaptı bakalım?..”.

Diğer kadının yüzü asıldı:

“Sorma hayatım oğlumun başına gelenleri” diyerek anlatmaya başladı: “Ona, tanıdık bildik diye güzel bir kız aldık, hay almaz olsaydık... Oğlum sabah erkenden kalkıyo, hanımefendinin kahvaltısını hazırlayıp yatağına kadar götürüyo sonra çıkıp boşları alıyo bulaşık makinesine koyuyo, işe gidiyo... Oğlum işe gittikten sonra gelin arkadaşlarıyla buluşuyo; o kafe senin bu mağaza benim kıçını gezdiriyo ve tabii ki bir dünya da para harcıyo... Akşam oluyo eve geliyo tabii ki yemek yok... Oğlum işten döndüğünde yemeği hazırlıyo, masayı kuruyo, masayı topluyo, kirlileri bulaşık makinesine koyuyo; hanımefendi o sırada televizyonun başına geçmiş dizi seyrediyo ve tabii ki oğlum kahvesini de yapıp hanımefendinin ayağına kadar götürüyo...”.

Arkadaşı:

“Vah vah vah” diyerek sözünü kesiyor...

O anda aklına gelmiş gibi:

“Senin güzel bir kızın da vardı; o ne yapıyor” diye soruyor...

Az önce gelininden şikâyet eden Hanımefendi’nin yüzünde güller açıyor...

“Bak şekerim” diyor, “Allah bize bir damat verdi ki dostlar başına... Sabah erkenden kalkıyo, kızımın kahvaltısını hazırlayıp yatağına kadar götürüyo sonra çıkıp boşları alıyo bulaşık makinesine koyuyo, işe gidiyo... Damat işe gittikten sonra kızım arkadaşlarıyla buluşuyo; o kafe senin bu mağaza benim keyif çatıyo ve tabii ki bir dünya da para harcıyo... Akşam oluyo eve geliyo tabii ki yemek yok... Damat işten döndüğünde yemeği hazırlıyo, masayı kuruyo, masayı topluyo, kirlileri bulaşık makinesine koyuyo; kızım o sırada televizyonun başına geçmiş dizi seyrediyo ve tabii ki kocası kahvesini de yapıp kızımın ayağına kadar götürüyo...  Yani şekerim, kızım çok şanslı...”..

Canlarım...

Filistinliler, kendi ölülerine ağlıyor...

Ama...

Hamas’ın katlettiği sivil İsrailler için “oh olsun...” diyor...

İsrailliler de kendi ölülerine ağlıyor...

Ölen Filistinliler için “oh olsun” diyor....

Yani:

İki tarafın da...

Kıssadaki kaynanadan farkları yok...

İSLÂM’I REZİL ETTİLER

İranlı Armita Geravand henüz:

16 yaşındaydı...

Molla rejiminin “saçını ört” baskısına:

İsyan etti...

Sokağa, başı açık çıktı...

“Ahlâk Polisi” tarafından dövüldü...

Hastaneye kaldırıldı...

Kurtarılamadı...

Eli kanlı Yezid’in Müslüman zihniyeti...

Gazze’de ölenlere ağlarken...

Armita için tek damla gözyaşı dökmedi...

İran’ın kanlı katillerine tek kem söz söylemedi...

Eğer...

Armita...

Laik bir ülkede başörtüsü taktığı için dövülseydi:

Dünyayı ayağa kaldırırlardı...

Sözümün özü canlarım:

Bu vicdansız dinciler...

İslâm’ı da rezil ettiler...

ÇOK APTALCA

Bir toplumda inananları:

Şeri kanunlar ve ahlâkla kısıtlarsanız...

İnanmayanlar için bütün o kısıtlananlar:

Meşru olur...

Bu durum:

Nimetlerden yararlananlar ile...

nimetleri canları çektiği halde...

Günahtan korktukları için yararlanamayanları:

Birbirlerine düşman eder...

Yani:

Bu kavga:

“Neden sen de benim gibi bu nimetlerden faydalanmak için ölümü ya da ahireti beklemiyorsun?” kavgasıdır...

Ve...

Çok aptalcadır...

İŞTE O YÜZDEN

İyi ki Galatasaraylıyım...

Onur duyuyorum...

Beşiktaş’ı yendiği için değil...

İlk defa olmadı...

Son da olmayacak...

Galatasaraylılıktan onur duyuşumun sebebi:

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir iktidar döneminde:

Beşiktaş maçı öncesi tribünlerdeki Atatürk gösterisi için...
MEMDUH BAYRAKTAROĞLU-korkusuz.com

DÜNÜN TWEETİ

Ahmet YAVUZ

@yvzah

Dönemin ruhuna uygun olarak adaletsiz bir şekilde yargılanmaları bir yana, 80 yaşlarındaki
28 Şubat davası sanıklarının Adli Tıp’ın “hapishanede bulundurulmaları uygun değil” raporları Cumhurbaşkanlığı katında aylardır işlem görmüyor! Gazze için adalet arayanlara duyurulur!

YORUMLAR

  • 0 Yorum