ABD-NATO güçleri çekilirken, Türkiye'nin Afganistan'da kalmak istediğini Erdoğan-Biden görüşmesinden sadece 1 hafta önce, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın, Denizkurdu Tatbikatı sırasında yaptığı şu açıklamayla öğrendik:
“Afganistan ile ilgili ABD’lilerle görüşüyoruz. Salı günü NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda konuştuk, ABD’liler ile heyetler arasında konuşuluyor. Bizim şartlara bağlı olarak Afganistan’da kalma niyetimiz var. Şartlarımız nedir? Siyasi, mali ve lojistik destek. Bunlar yapıldığı takdirde biz Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nda kalabiliriz. Şartlarımızla ilgili cevabı bekliyoruz.”
14 Haziran'daki NATO Zirvesi ve Biden görüşmesinin ardından da Erdoğan, Afganistan konusunun görüşülüp görüşülmediğine ilişkin bir soru üzerine, “Eğer Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, özellikle orada belli bir desteğin verilmesi isteniyorsa diplomatik, lojistik bunun yanında mali konularda Amerika’nın bize vereceği destek büyük önem arz ediyor.” dedi. Taliban gerçeğini bir kenara koymanın mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, Biden'a Afganistan'da Pakistan ve Macaristan'ı yanımıza alma düşüncesini söylediğini ve “şu an itibarıyla bir mutabakatın sözkonusu olduğunu” da ekledi.
Zirveden önceki yazımızda, NATO'nun Afganistan'dan çekilme kararının Biden'ın işbaşına gelmesinden sonra birkaç ayda verilen bir karar olduğunu anlattık. Peki bu birkaç ayda nasıl oldu da Türkiye durumdan “vazife çıkardı” veya Türkiye'ye Afganistan'da “görev emri” çıkarıldı?
KARAR NATO'NUN MU ABD'NİN Mİ
Bunu anlamak için öncelikle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in 14 Haziran öncesi ve sonrasındaki bazı temasları ile açıklamalarını özetleyelim.
31 Mayıs'ta NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısı yapıldı. Toplantıdan önceki açıklamasında bakanların NATO Zirvesi'ne yönelik çalışmalar yaptığını belirten Stoltenberg, görüşülecek konular arasında Afganistan'dan çekilmenin de olduğunu bildirdi. Bir ABD raporunda, “ABD'nin Pakistan veya Tacikistan'da üslenmesi önerisinin yer aldığı, NATO birliklerinin de buna göre hareket edip etmeyeceği” ve “çekilmenin doğru zamanda mı gerçekleştiği” sorulduğunda Stoltenberg, Afganistan'daki güvenlik zorluğunun devam ettiğini, geri çekme kararının riskler içerdiğini, ama aynı zamanda kalmanın İttifak için daha fazla çatışma, daha fazla zayiat riski taşıdığını anlattı. Stoltenberg, Afganistan güvenlik güçlerine eğitim ve kritik altyapı yardımlarının süreceğini kaydederken, “uluslararası toplumun varlığının devamı için önemli olan havalimanının korunması” örneğini verdi.
1 Haziran'daki NATO Savunma Bakanları toplantısından sonra da bakanların, Afganistan'a destek konusunda anlaştığını duyuran Stoltenberg, “Müttefiklerin ve uluslararası toplumun Kabil'de kalmasını sağlayan hizmetlerin sağlanmasını nasıl finanse edeceğimizi düşünüyoruz.” dedi.
Sözkonusu toplantılardan sonra Stoltenberg, 2 Haziran'da İngiltere'ye gidip Başbakan Johnson'la, 7 Haziran'da ise Washington'da Başkan Biden, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'la görüştü.
Washington temasları sırasında Stoltenberg, Atlantik Konseyi'nde bir konuşma da yaptı. Burada, Afganistan'dan çekilmeyle ilgili “İttifak içinde bazı sürtüşmeler olduğu, İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace gibi liderlerin ABD'nin çekilme kararından önceden istişare edilmediği için mutsuz olduğu” şeklindeki iddialar soruldu.
Stoltenberg de çekilme kararının geçen ay verildiğini, bunun öncesinde bazı bakanlar ve Brüksel'deki büyükelçilikler düzeyinde birçok görüşmeler yapıldığını ifade edip, “Neredeyse 20 yıldır sahip olduğumuz askeri görevi sona erdirmek elbette zor bir karardı.” dedi.
NATO Zirvesi sonrasına gelirsek; Stoltenberg, “Afganistan'ı da ele aldıklarını”, “liderlerin Afganistan'ın yanında yer almaya devam etme kararlılıklarını yinelediklerini”, “Afgan güçleri ve kurumları ile uluslararası havaalanının işleyişini sağlamak için eğitim ve mali destek verileceğini” açıkladı.
İşte Türkiye'nin adı ilk kez o zaman gündeme geldi. Bir gazeteci, “Bugün Kabil Havaalanı'nın sorumluluğunu bir ülkenin alması konusunda bir anlaşma oldu mu? Bu [ülke] Türkiye mi?” sorusunu yöneltti.
Stoltenberg, “NATO Müttefikleri şu anda Kabil'deki uluslararası havaalanının operasyonunun devam etmesini nasıl sağlayacakları üzerinde çalışıyorlar. Zirvenin oturum aralarında da görüşmeler vardı. Türkiye, elbette, bu çabalarda kilit rol oynuyor.” karşılığını verdi.
AKAR VE AUSTİN'İN TEMASLARI
Afganistan'dan çekilme kararında ABD'nin etkisi, İngiltere Savunma Bakanı başta olmak üzere bazı isimlerin itirazı, Türkiye'nin “kilit rolü”ne ilişkin bu beyanlardan hareketle; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile ABD'li mevkidaşı Austin'ın son 3 aydaki faaliyetlerine de bakalım.
Austin, Akar'ı ilk kez 1 Nisan'da aradı. Milli Savunma Bakanlığı görüşmede “bölgesel güvenlik ve ikili savunma işbirliği konularında görüş alışverişinde bulunulduğunu” bildirirken, Pentagon'dan yapılan açıklamada Austin'in, “Türkiye'nin Afganistan'daki Kararlı Destek Misyonu kapsamında ve orada devam eden barış sürecini desteklemekte oynadığı önemli rol için teşekkür ettiği” vurgulandı.
Bir hafta sonra Akar, Savunma Bakanı Ben Wallace'ın davetlisi olarak İngiltere'ye gitti. MSB, “başta NATO, Afganistan, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki gelişmeler olmak üzere ikili ve bölgesel birçok konuda karşılıklı bilgi ve görüş alışverişinde bulunulduğunu” duyururken, İngiliz tarafının açıklamasında Afganistan'a ilişkin bir ifade yer almadı.
14 Nisan'da NATO Savunma ve Dışişleri Bakanları Afganistan gündemli bir toplantı yaptı. Akar'ın da katıldığı toplantıyla ilgili olarak MSB, “Afganistan’daki güvenlik durumu, barış sürecine ilişkin gelişmeler ve İttifakın Afganistan politikası görüşüldü.” dedi.
ABD Savunma Bakanı Austin'in temaslarını da aktaralım.
15 Nisan'da Londra'da Savunma Bakanı Ben Wallace ile bir araya geldi. İki isim ABD ve İngiltere'nin sarsılmaz stratejik ortaklığının yanı sıra Afganistan'dan çekilmeyi konuştu.
10 Haziran'da Milli Savunma Bakanı Akar'ı aradı. Pentagon tarafından yapılan açıklamada görüşmede ikili işbirliğinin ve bölgesel sorunların ele alındığı ve Austin’in, 14 Haziran’da Brüksel’deki NATO Zirvesi’nde Akar’ı görmeyi sabırsızlıkla beklediği belirtildi.
11 Haziran'da İngiltere Savunma Bakanı Wallace ile yaptığı görüşmede ise ana gündem maddelerinden birisi Afganistan oldu. Aynı tarihte Sicilya'da olan Bakan Akar, İngiliz savaş gemisinde Wallace ve İtalya Savunma Bakanı’yla bir araya geldi.
Bu süreçte Austin, NATO Genel Sekreteri dışında başka bazı görüşmeler daha yaptı.
Örneğin 21 Mart, 28 Nisan ve 24 Mayıs'ta Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Kamar Cavid Bacva'yı arayıp “Pakistan'ın Afgan barış sürecine verdiği destek için şükranlarını” bildirdi, çekilme sürecini konuştu.
3 Haziran'da Katar Savunma Bakanı Halid bin Muhammed el-Atiyye ile yaptığı görüşmede de Katar'ın, Afganistan barış sürecinde oynadığı önemli rol için teşekkür etti.
NATO İÇİNDEKİ DÖRTLÜ
Perde gerisindeki çalışmalar bunlardan ibaret değil, dahası var.
20 Mayıs'ta ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Colin Kahl, Fransa, Almanya ve İngiltere'deki muhataplarıyla sanal bir toplantı düzenledi. 4 isim NATO Zirvesi'nin yanısıra Afganistan'dan düzenli geri çekilmenin koordine edilişini konuştu.
NATO Zirvesi'nden bir gün sonra da “Avrupa Dörtlüsü” olarak adlandırılan ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere'nin Savunma Bakanları 2014'ten bu yana ilk kez Brüksel'de bir araya geldi. NATO Zirvesi'nden çıkan sonuçların uygulanmasını değerlendiren bakanlar, “Afganistan'dan geri çekilmeyi tamamlama konusunda yakın işbirliğinin önemi üzerinde” de anlaştı.
Bundan iki gün sonra da o toplantıya katılan isimlerden Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, Ankara'ya gelip Akar'la görüştü. Akar'ın açıklamasında Afganistan konusu vurgulanmazken, Alman Bakan özetle şöyle konuştu:
“Şu anda gelinen nokta da orada edinilmiş kazanımların bundan sonra da devam ettirilmesi yönünde... İlk adım da tabii ki diplomatik misyonların orada muhafaza edilmesi gerektiğini ifade ettik ve mutabık kaldık. Güvenliğin, ilk etapta havaalanının güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Altyapının da desteklerle inşa edilmesi gerekiyor. Türkiye’ye önemli bir rol üstlenme yönünde bir adım atması durumunda müteşekkir olacağımızı ifade ettim. Ama tek başına Türkiye'nin tabii ki bunu yapabilmesi söz konusu olamayacaktır. Türkiye'ye tüm ittifak ülkelerinin de destek vermesi gerektiğini de ifade etmiş olduk.”
Tüm bu detayları niçin aktardık? Afganistan'la ilgili konuşma ve toplantıların neredeyse hiçbirisinde Türkiye olmadığına göre, iki ihtimal var:
Ya bu “dörtlü grup” karar alıp Ankara'ya tebliğ etti ya da Türkiye -emekli Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner'in söylediği gibi- “NATO'ya, ABD'ye şirin gözükmek” için veya iddia edildiği gibi “130 milyon dolar” karşılığında Afgan cehennemine kendiliğinden talip oldu.
NATO Zirvesi'nden 3 gün sonra “Türkiye'nin Kabil Havalimanının güvenliğinin sağlanmasında öncü rol oynaması konusunda mutabakata varıldı.” açıklamasını Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın yapması, yine NATO Zirvesi'nden 5 gün sonra ABD Savunma Bakanı Austin'in, “Afganistan'daki diplomatik varlığın devamı” için Akar'ı araması, kararın gerçekte nerede alındığını göstermiyor mu?
Son söz: Mehmetçik dünyanın jandarması değil... Paralı asker hiç değil...
Bir de; Türkiye'nin Kıbrıs'tan, Suriye'den, Libya'dan, hatta Irak'tan çıkmasını isteyenlerin, “Türk askeri Afganistan'a” demesindeki garabet, buna talip olanları hiç mi rahatsız etmiyor?!
Müyesser Yıldız
Odatv.com
YORUMLAR