Medyada yer alan habere göre; şans oyunlarının, Sisal Şans şirketine devredildikten sonra denetlenmediği ortaya çıkmış. Sayıştay’ın taslak raporuna göre idare, Ağustos 2020’den beri izleme ve denetleme yetkisini kullanmıyormuş.
Hâlbuki şans oyunları özellikle son yıllarda insanları perişan etmekte, ailelerin içine adeta bomba bırakmaktadır.
Sanal kumara alışanların adeta kişiliği değişmekte, kurulmuş bir robot gibi olmaktalar. Sinirli ve bahis oynamaktan başka bir şey düşünemez hale gelmektedirler. Yalan söylemeyen adam gayet rahat yalan söyler olduğunu, mutlu bir ailesi iken perişan duruma geldiklerini hep gelen vakalardan görüyorum
“Çok mu kazanıyorsunuz kumardan? Cazip gelen nedir?” diye bir hastamıza sorduğumda, “Ne gezer. Battık biz. Önce arabamı sattım, iddiaya yatırdım. Aileme iş yapacağım diye oyaladım. Çok üzüldüm. Kazanıp hiç olmazsa arabamı kurtarayım diye evimi satıp devam ettim. Maalesef o da gitti. Derken ailemin, annemin babamın yüzüne nasıl bakarım dedim ve borç alıp kumara devam ettim. Hırs yapıyor, elime ne geçerse yatırıyorum. Kazanmanın derdindeyken battım, beter oldum” diyordu.
Bu evini, arabasını kaybetmesi, büyük borcun altına girmesi sadece bir yıl içinde olmuş. Muhatabımın anlattığına göre Milli Piyango ve şans oyunları özelleştikten sonra bunların çeşidi artmış, daha kolay ulaşılır olmuş. Daha çekici hale gelmiş. İnternetten (cep telefonu ve bilgisayardan) girdiğinizde çok cazip seçenekler sizi bekliyormuş. Banka kredileri de ayarlanmış, hemen tuşlara basınca hesabınıza para (elbette sadece kumara yönelik) yatıyor ve borçlanıyormuşsunuz.
Zaten internete girince hemen sizi bu tarz sitelerin reklamları bekliyor. Şu da var: Şans oyunları için site aramanıza da gerek yok. İnternette gezinirken birden tuzak siteler önünüze açılmakta; sizi cazip ve rengârenk ışıklarla, şuh hatun görüntüleriyle harama davet etmektedir.
Hatta öyle ki, geçenlerde bir futbol takımımızın yabancılarla oynadığı maçta stadda bile şans oyunları reklamları seyircinin gözüne sokulur haldeydi.
İşin ilginci son aylarda bu şekilde servetini kaybeden, hayatı kayan o kadar çok vakalarla karşılaşıyorum ki devletimizin acilen tedbir alması gerekiyor.
Bunları düşünürken medyada yer alan bir haber dikkatimi çekti. “20’ye yakın oyun ile online kumarhane işletiliyor. Milli Piyango sanal kumar oynatıyor” başlığı ile verilen bu haber şöyle devam ediyordu:
“Milli Piyango’nun 10 yıl süreyle devredildiği girişimin ciroyu ilk yılda 3-5 kat artırma taahhüdünün altından ‘sanal kumar’ gerçeği ortaya çıktı. İsteyen Türk vatandaşı internet sitesinden dilediği miktar ve sayıda sanal kumar oynayabiliyor. Şirketin internet sitesinde para yatırıp online olarak oynanan 30 şans oyunu var. Bunu da kollu kumar makinelerindeki gibi dijital oyunlarla yapma peşindeler. Türkiye’de her ortamda oynanması yasak olan kumar, bu şekilde evlere girdi.”
***
Ülkemizin güzel bir avantajı kumarhanelerin yasak oluşuydu. Böylelikle kumarla yuvaların yıkılması, ailelerin perişan olması büyük ölçüde engellenmiş oluyordu.
Ne yazık ki şimdilerde daha tehlikeli olan bir yol açıldı, o da internet üzerinden oynanan şans oyunları ki ayrı bir facia. Yuvaları yıkan, insanları perişan eden bağımlılık. Üstelik kumarhanelerden daha tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız.
Unutmayalım ki kumar oynayıp kazanan yoktur, o zaman kârlı çıkan kim denecek. Kumardan sadece kumarı oynatan kazançlı çıkar. Tabii o haram servetin o da hayrını göremez, orası ayrı.
Kumarla kişi olarak, sivil toplum örgütleri ve devlet olarak mücadeleyi hızlandırmamız gerekiyor. Yoksa bu lanet alışkanlık daha çok yuvalar yıkacak gibi.
Girişte bahsettiğim, tüm malını mülkünü sanal kumarda kaybeden dostumuzun aynen söylediği şu sözler olayın boyutlarını gösteriyor ve devletimizin bir an önce gerekli tedbirleri almasının şart olduğu hususunda bizleri uyarıyor:
“Kumarhaneler yasak değilken sadece büyükşehirlerdeki birkaç beş yıldızlı otelde vardı. Şimdi ise cep telefonlarının ve bilgisayarın olduğu her yer daha tehlikeli birer kumarhane durumunda ve herkese de serbest. Üstelik daha çekici ve kolaylıkla oynayabiliyorsunuz.”
Cass R. Sunstein ve Richard H. Thaler yazdıkları Dürtme adıyla dilimize çevrilen kitapta (Pegasus Yayınları) idarecilere yıkımların az olabilmesi için bir tavsiyede bulunuyor: Bu maksatla internete girenler tespit edilmeli ve dozu aşanlara yasak getirilerek engellenmeli diyorlar. Çünkü bu tuzak kumar siteleri muhataplarını borçlandırıyor, onları sonuna kadar sömürüyor. Hiç olmazsa bunun önüne geçilmelidir.
Sefa Saygılı
İletişim: [email protected]
YORUMLAR