Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, referandumdan evet oyları çıkacağını umarak, "Benim kanaatim bu halk oylaması, bu anayasa değişikliği, Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ye bıraktığı en değerli ve önemli miraslarından bir tanesi olacak" dedi.
Bir evladın, babasının bırakacağı siyasi miras üzerindeki fikri objektif olamaz ama şayet referandum halk tarafından kabul edilirse Erdoğan'ın Türkiye'yi son Anayasa değişikliği ile nereye götüreceği ve dolayısıyla nasıl bir miras bırakacağı konusunda, "Anayasa değişikliğini biz hazırladık" diyen başdanışmanlarından bilgi alabiliriz!
***
Meselâ Oda TV'nin haberine göre; Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum, Twitter'da "Sessiz değil. Halkımız gümbür gümbür bir devrim yapıyor farkında mısınız? Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor, 16 Nisan kutlu olsun" diye yazdı. Bu "halk devleti" tabiri, eskiden Sovyet sistemi, Demirperde ülkeleri ve Kaddafi'nin "Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi" için de kullanılırdı. Uçum, ne de olsa eski bir komünist. Bu itibarla zihninde yer etmiş kavramlarla düşünüyor herhalde! Oysa Türkiye, halkın ve milletin devleti olarak kurumuştu zaten!
Ayrıca Sözcü'den Ali Ekber Ertürk'ün haberine göre, yine Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı ve "Anayasa değişikliğini biz hazırladık" diyenlerden Şükrü Karatepe, "Başkanlık Sisteminde Şehir Yönetimi" başlıklı bir makale yazdı ve "Bu illerin yönetimine artık, şehir kavramını öne çıkaran 'şehir yönetimi', 'büyükşehir yönetimi' veya 'kent yönetimi' gibi başka isimler bulmak gerekir" ifadelerini kullandı.
Karatepe, Çin modelini de örnek gösterdi. Çin'de, 23 eyalet, 5 özerk bölge ile 2 özel statülü il bulunuyor.
Karatepe, "Büyükşehir belediye başkanına doğrudan 'şehir başkanı' veya 'büyükşehir başkanı' gibi bir ad verilmelidir. Anayasa değişikliği ile yürütmede tek başlılık sağlandıktan sonra, şehirlerin tamamında 'bütün şehir' uygulamasına geçilerek tek başlılık sağlanmalıdır. Sonraki aşamada ise, şehir yönetimlerine yeni hükümet sistemine uyumlu bir kimlik kazandırılması yönündeki düzenlemeler yapılmalıdır." diye yazdı.
Yani eyalet modeli değil mi? Erdoğan'ın mirası da "eyalet sistemi" olmaz mı? Tabii Türkiye kalırsa!
***
"Mahalli İdareler Reformu", 2003'te AKP tarafından Meclis'e getirildiğinde TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Nisan 2003'te toplanarak şöyle bir karar almıştı:
"TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Mahalli İdareler Reformu adı altında, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısını ve merkezi idareyi ciddi biçimde zayıflatmaya, sosyal devlete büyük darbe indirmeye, birçok bakanlığın taşra teşkilatını ortadan kaldırmaya, çalışanları sözleşmeli personel statüsüne geçirmeye ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nü ortadan kaldırmaya yönelik olarak hazırlanmış yasa tasarılarının temelden değiştirilmesini talep etmektedir."
Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da "İktidarda yörünge kayması var, eyalet sistemi hazırlıkları var" diye 23 Nisan resepsiyonuna uyarı amacıyla katılmayacağını açıklamıştı.
Bu tepkiler sonucu sözde reform tasarısı bir süre için askıya alınmıştı ama sonraki yıllarda parça parça getirdiler ve yasalaştırdılar.
***
Mahalli idareler yasa taslağına göre, İstanbul'un iki yakası, birbirinden bağımsız, iki süper başkan tarafından yönetilecekti. Avrupa yakası için "Rumeli Başkanı", Anadolu yakası için de "Anadolu Başkanı" sıfatı düşünülüyordu!
Anadolu ve Rumeli başkanları için bir tek "Beylerbeyi" sıfatı eksikti... Fakat tasarıdan bu maddeleri çıkarmışlardı!
Son olarak, Kadir Topbaş da "İstanbul kendi kendini yönetsin, başka müdahaleler olmasın" dedi!
Tıpkı, 1896 tarihli Amerikan Kongresi'nin Türkiye ile ilgili gizli kararında planlandığı gibi! Yalnız onlar "Hıristiyan eyaletlerden oluşan bir Türkiye" planlıyorlardı!
YENİCAĞ Arslan BULUT
YORUMLAR