GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Üç bela da AKP yüzünden

12 Kasım 2016 - 11:51

 NE dedi Sadettin Tantan; Oslo süreci ihanetin babasıdır, dedi...

      Hatırlayacaksınız, bölücü terör örgütüyle masaya ilk oturulan yerdir Oslo. Bu organizasyonun perde arkasında ise iddialara göre İngiltere bulunmaktadır...

      * * *

      Sadettin Tantan eski bir emniyetçi, halen Yurt Partisi Genel Başkanı. Bölücü çeteyle o tarihte başlatılan ve yakın zamana kadar sürdürülen müzakerelere (!) ilişkin sağlıklı bilgilere sahip ki, tekzip edilemeyen sözler sarf ediyor...

      Oslo konusuna neden değindiğine gelince...

      Eski MİT Müsteşarı Emre Taner, TBMM Komisyonu'na bilgi verirken Oslo'daki buluşmayı anayasal bir girişim olarak niteledi...

      Bu niteleme, MİT gibi bir ulusal kurumun başındaki kişinin anayasa ya da anayasal denildiğinde neyi nasıl anladığını da ortaya serdi...

      Oslo'da devlet, bölücü terör örgütüyle aynı masaya oturarak pazarlıkta ilk adımı attı. Oysa bu tamamen anayasaya aykırı bir adımdı. Devlet terör çetesiyle müzakere yapamazdı...

      * * *

      AKP iktidarı terörle mücadele yerine müzakereyi seçerek bölücü örgütü tamamen pasifize edeceğini sandı. İktidara bu aklı kim verdiyse ülkeye büyük hainlik etmiş oldu...

      * * *

      Terörle mücadele konusunda güçsüzlüğü müzakere yoluyla kapatmaya kalkmak elbet de akıllı işi olmadı. Örgüt pazarlık sürecinde durmadan isteklerde bulununca da iktidar yan çizdi ve masadan kalktı...

      * * *

      Sonraki sürece gelince...

      El altından bazı görüşmeler yapılmak istendi ama İmralı'daki cani, dağdaki katillere söz geçiremediği için terör yeniden tırmanmaya başladı...

      Bunlar yaşanırken "Müzakere değil mücadele" diyenlerin sesine kulaklar tıkanmıştı. İktidar daha sonra, yaptığı hatanın farkına varıp sahaya indi ve terörle mücadeleyi başlattı ama çete müzakere sürecinde sinsice güçlenme imkanı bulunca azgınlığı da giderek arttı.

      * * *

      Sadettin Tantan bu süreci, yani müzakere safhasını anayasaya aykırı bulduğunu açıklarken hem terörü hem Fethullahçı terör çetesi konusunun büyümesine AKP'nin neden olduğunu iddia etti...

      Şayet AKP iktidarı anayasal çerçevede kalan işler yapsaydı ne PKK terör örgütü bu hale gelirdi, ne DEAŞ ortaya çıkardı, ne de FETÖ ülkenin başına, üçlü belanın son ayağı olarak girebilirdi...

     * * *

     Olanlar oldu...

     Bundan sonrasına bakalım; anayasamıza sahip çıkalım ve ayağımıza dolanmaya çalışan musibetlerle anayasamızın ve yasalarımızın işaret ettiği yönde mücadeleyi sürdürelim...

     Devletin teröristle müzakere masasına oturmasını anayasal tavır sayan görevlilerden de ülkeye hiçbir hayır gelmeyeceğini görelim! 

            

Bu nasıl bir dünya

      HEM Avrupa Birliği'ne girmeye ihtiyaç duyuyoruz, hem ona sövüyoruz...

      Keza, Avrupa Birliği ülkeleri de hem bize ihtiyaç duyduklarını açıklıyor hem de üyeliğimize karşı çıkıyorlar...

      ABD ile stratejik ortaklığımızın hem önemini anlatıyor ve ona muhtaç olduğumuzu ileri sürüyoruz, hem de "Sen bize mi dostsun yoksa PKK uzantısı PYD'ye mi" diye sorup ağzımıza geleni söylüyoruz...

      Washington da bizden farklı değil; hem FETÖ'yü sahiplenip bizi delirtmeye çalışıyorlar, hem de DEAŞ ile ölümüne mücadele edelim diye sırtımızı sıvazlayıp görülmemiş dostluk gösteriyorlar...

      * * *

      Sosyal hayatımıza bakın...

      Aynı çalkantıları orada da göreceksiniz...

      Kırk yıllık dostluğu dile getiren iki arkadaştan biri diğerinin dayak yemesini hiç tanımadığı saldırgan lehine yorumlar ve tanıklık ederse insan ne hale gelir düşünün...

      Sırf arkadaşını korumak amacıyla yalan tanıklık yapan kişinin asılsız beyanıyla haklıyı da, haksızı da hayatın labirentlerine ittiği yargı tarihinde hiç mi görülmedi...

      * * *

      İnsanlığın bu hali, gelecek açısından beni de ciddi endişelere sevk ediyor. Bizden sonraki kuşaklar nasıl bir dünyada yaşayacak acaba!?

 

İspat sadedinde...

      CHP'Lİ Engin Altay Anıtkabir girişinde resmi plakalı aracının durdurulduğunu ve kendisine geçiş izni verilmediğini söyleyince Meclis'te fırtına koptu...

      Hükûmet adına Maliye Bakanı yanıt verdi ve Altay'ın ifadelerini terbiyesizlik olarak niteledi... Bunun üzerine de Altay'dan ağzının payını aldı:

      - Sensin terbiyesiz...

      * * *

      Şuraya gelmek istiyorum...

      Birincisi, ülkede güvenlik güçleri iktidarın kolluk kuvveti gibi... Devlete ve millete hizmet edeceklerine iktidara hizmeti görev biliyorlar...

      İkincisi, Meclis yerli yersiz tartışmalara ve zaman kaybına uğratılıyor. Buna çanak tutan da yasamadaki iktidar gücü...

      Altay'ın şikâyetine Maliye Bakanı, "Haklısının efendim, gerekli girişimler yapılacaktır ve bu kabalığı yapanlar uyarılacaktır" filan diyerek tartışmaya meydan vermez ve çalışmaların sürmesini sağlayabilirdi...

       * * *

      Meclis'in çalışmalarını kimin engellediği görülüyor...

      Başkanlık için uydurulan gerekçenin bir maddesinde de "Parlamenter sistem ağır çalışıyor" iddiası yer almıyor muydu...

      Bu tür tartışmalar, kürsüyü engellemeler, pireyi deve yapmalar işte hep bu iddiayı ispat sadedindedir...

      Biline!

 

ÜNLÜLERDEN...

      NAPOLYON savaşta İspanya'yı yenmiş...

      İspanya kralı bunun üzerine, "Siz ancak para ve mal için savaşırsınız, biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız" demiş...

      Bunun üzerine Napolyon karşılık vermiş.

      -Evet, insanın neyi eksikse onun için savaşır...

 Ergun KAFTANCI

YORUMLAR

  • 0 Yorum