Türkiye ve KKTC'nin son dönemdeki proaktif dış siyasetiyle köşeye sıkışan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Yunanistan, Kıbrıs'ta tehlikeli, barış ve huzuru bozacak, savaşa dahi yol açabilecek adımlar atmakta. GKRY Kıbrıs Anlaşmalarını ve uluslararası hukuku çiğneyerek tek taraflı kararlarla Kıbrıs etrafındaki karasulardaki sözde münhasır ekonomik bölgesindeki hidrokarbon çıkarma imtiyazlarını başta ABD, Fransa, İtalya, İsrail, Mısır, Hollanda ve İngiltere'nin petrol devlerine peşkeş çekmiş, Türkiye'nin ve KKTC'nin göstereceği tepkiyi göze alarak sözkonusu ülkelerin çoğu ile askeri işbirliği ve savunma anlaşmaları imzalamıştır. Rum tarafı bölgede attığı her tehlikeli adımda kurduğu ittifaklara güvenmektedir. Arkasını üyesi olduğu Avrupa Birliği ile stratejik işbirliği ilişkilerini geliştirdiği ABD'ye dayamıştır! ABD'li Exxonmobil ile Fransız Total petrol devlerine imtiyazlar tanırken karşılığında da askeri destek sözü almıştır. GKRY'nin bu ülkelerle yaptığı gizli anlaşmalar neticesinde Kıbrıs'ta üs kurmalarına ve asker bulundurmalarına yeşil ışık yakılmıştır. Türkiye'nin garantörlüğüne ve adada asker bulundurmasına karşı çıkan emperyalist güçler, şu sıralarda adayı silahlandırmakta ve inanılmaz askeri yığınaklarla adayı barut fıçısına çevirmiştir.
Geçen hafta Fransa'ya ait Avrupa'nın en büyük uçak gemisi 'Charles de Gaulle' Güney Kıbrıs'ın Limasol Limanı'na demirledi. Rum Yönetimi Başkanı faşist Eokacı Anastasiadis, gemiden Türkiye ve KKTC'yi hedef alan tehditlerde bulunarak, aklı sıra meydan okudu. Fransız deniz kuvvetlerinin Doğu Akdeniz'deki varlığının Güney Kıbrıs ile Fransa arasındaki ilişkilerin kaliteli bir şekilde gelişmesini ortaya koyduğunu ifade eden Anastasiadis, Fransa'yı gerek dost gerekse ortak olarak addettiklerini de belirtti.
Bu arada Fransa Savunma Bakanı Florence Parly Yunan To Vima Gazetesi'ne verdiği demeçte "Yunan ve Fransız savaş gemileri Ege'de ortak tatbikatlara katılıyor. Yunan firkateyni, Akdeniz'de uçak gemimiz 'Charles de Gaulle'e refakat ediyor. Yakında 'İniohos' adlı hava tatbikatında da işbirliği yapacağız. Ege ve Akdeniz'deki gerginliklere karşı koyabilmesi için Yunanistan'ın ve Kıbrıs'ın safında yer almak, Yunanistan'a yardım etmek niyetindeyiz. Biz kesinlikle gerginliğin tırmanmasını istemiyoruz. Buna karşı, haklarımızı korumak ve AB'deki ortaklarımıza da yardımcı olmak için Akdeniz'deki varlığımızı güçlendirmeyi planlıyoruz " diyerek Anastasiadis gibi bir tehdit de o savurmuştur…
Diğer taraftan Rum-Yunan ikilisine destek vermek ve yine Türkiye ve KKTC'ye gözdağı vermek maksadıyla ABD'nin Güney Kıbrıs'taki Baf kentinde bulunan Andreas Papandreu Hava Üssü'ne asker yığdığı ortaya çıkmıştır. Rum yönetimi, insani konular için kolaylık sağlandığını açıklamasına rağmen Baf'taki askeri üsdeki ABD askerî varlığının insanî hedeflerden çok uzak olduğu, birliğin imkân ve personel oluşumunda insanî amaçlı (kurtarma) mekanizma olmaması yanında, neredeyse her gün Baf üzerinde tatbikatlar yaptığı haber verildi. Haftalık Kathimerini "Amerikan Komandoları Baf'ta Ne Yapıyor" başlığıyla "Rand" isimli düşünce kuruluşunun ABD Savunma Bakanlığı hesabına hazırladığı ve kendi adını taşıyan rapora atıf yaptı. Gazete, Türkiye'nin NATO'dan ayrılması ve Batı'nın en uç noktasındaki Amerikan varlığının durumuyla ilgili raporun, Amerikalıların Baf Hava üssündeki ve bölgedeki varlığının ardındaki gerçeği ortaya çıkardığını yazdı. Habere göre, şu anda Andreas Papandreu Hava Üssü'nde konuşlu 2 adet "Apachie", 5 adet Black Hawk ve 5 adet Sinuk tipi helikopter, 2 adet C-130 tipi nakliye uçağı, 6 adet zırhlı personel taşıyıcı araç ve RMMO'nun Anarida'daki Eğitim Kampı'nda kalan 380 askeri bulunuyor, ne zaman gidecekleri de bilinmiyor.
Bu gelişmeler olurken, Anavatan Türkiye'nin Geçitkale Havaalanı'na insansız hava araçlarını konuşlandırmasına ve Türk askerinin Garanti Anlaşması çerçevesinde adada barışı korumasına "işgal" edebiyatı ile karşı çıkan Rum sevici federasyoncular suskunluklarını korumakta. Maalesef KKTC, emperyalizmin ve Rum-Yunan ikilisinin tehditlerine/tahriklerine sessiz kalan bir cumhurbaşkanına sahiptir. Defalarca vurguladığım üzere, Mustafa Akıncı, devletimizin başına gelmiş geçmiş en büyük talihsizliktir. Rum Yönetimi, hidrokarbonların çıkarılması haklarını tek taraflı olarak Batılı şirketlere dağıtırken, peşkeş çekerken göz yuman, federasyon kurulsun da ne olursa olsun diye sessiz kalan Akıncı, şimdi de Kıbrıs'ta, başta ABD ve Fransa olmak üzere yabancı ülke askerlerinin konuşlanması için üs verilmesine tepkisizdir. Rum'un hedefi dış güçlerin desteğini alarak Türkiye'yi adadan ve bölgeden kovmak ve adayı Elenleştirmektir. Akıncı'nın bu şer plana itirazı yoktur ki sessizdir, dut yemiş bülbüle dönmüştür.
Kaynak Yeniçağ: Kıbrıs'ta barışa tehdit - Hüseyin Macit YUSUF
YORUMLAR