Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Exxon Mobil-Katar Petrolleri Konsorsiyumu'na lisans verdiği 10.parselde doğal gaz rezervleri bulunduğu açıklaması sonrasında, KKTC'deki teslimiyetçi ve federasyoncular, 'federasyon olmazsa doğal gazdan pay alamayız' yaygarası koparttılar. Kıbrıs Türkünün ve Türkiye'nin Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'deki hakları anlaşmalarla teminat altına alınmıştır. Federasyon olmazsa haklarımızı alamayız şamatası boştur, kandırmacadır. Yunanistan ve GKRY hidrokarbonların üstüne oturmak isterse karşısında Türkiye'yi bulacaktır. Ne Rum ne Yunan Türkiye ile sıcak çatışmayı göze alamaz. Zaten şanlı tarihimizde ilk kez aynı anda üç denizde gerçekleşen Mavi Vatan 2019 Tatbikatı'ndan dolayı Rumlar ve Yunanlar büyük panik içerisindedirler, yapılan açıklamalardan bu anlaşılmaktadır.
GKRY Enerji Bakanı Yorgos Lakkopotis ile Exxon Mobil Başkan Yardımcısı Tristan Aspray, geçtiğimiz hafta Lefkoşa'da düzenlenen basın toplantısında Exxon Mobil-Quatar Petroleum konsorsiyumu hesabına 10'uncu parseldeki "Glafkos" hedefinde yapılan sondajda bulunan yatağın rezervinin 5-8 tcf (trilyon ayak küp-141-226 milyar metre küp) olduğunu açıkladılar.
Exxon Mobil Sondaj Şirketi Başkanı Steve Greenlee ise yaptığı açıklamada keşif alanında alınan sonuçların cesaret verici olduğunu, yeni keşfedilen kaynağın bölgesel ve küresel pazarlar için enerji kaynağı olma potansiyelinin önümüzdeki süreçte daha fazla değerlendirileceğini bildirdi...
Uçan balonlar...
Rum yetkililer yaptıkları açıklamalarda Dünya'nın en büyük doğal gaz rezervlerinden birinin bulunduğu balonunu uçurdular. Ortada böyle bir sonucun olmadığı, rezervler ile ilgili henüz yeterli bilgi olmadığı, yapılacak yeni sondaj ve testlerle bulunduğu söylenen doğal gazın ticari bakımdan çıkarılmasının mümkün olup olmadığı ileriki dönemde anlaşılacaktır.
Konu ile ilgili açıklama yapan uzmanlar 'rezervin bulunmasının, üretileceği anlamına gelmediği'ne vurgu yapıyorlar. Ekonomik olarak hesaplı olması ve bu gazın satılacağı pazarların bulunması ve bunun için anlaşmalar yapılması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar projenin siyasi olarak da mümkün olmasının gerektiğinin dikkatlerden kaçmaması gerektiğini, Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunmadan ve Kıbrıs Türklerinin buradaki hakları güvence altına alınmadan bu kaynakları geliştirmenin hem zor hem Türkiye'nin hem KKTC'nin haklarını sonuna kadar savunma konusundaki kararlılığının unutulmaması gerektiği konusunda görüş bildirdiler.
Yapılan kabataslak hesaplara göre Glafkos kuyusunda bulunan doğal gazın ekonomik olarak çıkarılmasının cazip olamayacağı, söz konusu doğal gazın maliyetinin yüksekliği nedeni ile müşteri bulunamayacağı da uzmanlarca açıklandı.
Kıbrıs etrafında bulunacak doğal gaz ve petrol gelirlerinden Kıbrıs Türkünün hakkı olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Kıbrıs Türkünün 1960 Anlaşmalarından ve Kuzey Kıbrıs'ın kıta sahanlığından doğan haklarının her şartta korunacağı Türkiye tarafından açıklanmıştır. Bu amaçla FATİH ve YAVUZ sondaj gemileri alınmış ve gerekli çalışmalar da başlamıştır...
İçimizdeki federasyoncular ise Glafkos 1 kuyusunda bulunduğu iddia edilen doğal gaz rezervlerini fırsat bilerek 'aman federasyon olmazsa Kıbrıs Türkleri haklarını yitirecektir' yalanını yaymaya başladılar...
Çöken ve biten federasyonu canlandırmak için federasyoncuların yalan dahil her yola başvuracakları anlaşılıyor.
Akıncı'nın nafile çabaları
CB Akıncı 2 Mart'ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada siyasal eşitliğimizden, karar almada etkin katılımımızdan, veto hakkımızdan, Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünden, tek yanlı müdahale hakkından, topraklarımızdan, hiç ödün vermemiş, teslimiyetçi siyaset yürütmemiş gibi 'Rum liderliği kabul etmiyor diye BM parametreleri olan siyasi eşitlik, etkin katılım ve dönüşümlü başkanlıktan, doğal gazdaki haklarımızdan vaz mı geçeceğiz' diyerek büyük bir pişkinlikle soru sormakta ve 'kararlı doğru ve tutarlı bir şekilde BM parametrelerine sahip çıkan tavrımızı sürdürmemiz gerekir' demektedir. Güler misiniz; ağlar mısınız?
Esas ve önemli olan, Akıncı'nın KKTC Cumhurbaşkanı olarak, kararlı ve tutarlı bir şekilde, Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmasıdır. Tabii ki de haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz... Ne var ki Akıncı maalesef bugüne kadar kararlı ve tutarlı bir şekilde ödünler vermiş, teslimiyetçi siyaset izlemiş ve Kıbrıs Türklerinin 'vazgeçmeyeceğiz dediği' kazanılmış haklarının içini boşaltarak, bunları sulandıran bir siyaset izlemiştir. Akıncı takiye yapmaktadır; olduğundan farklı görünerek, halkımızın kulağına hoş gelecek şekilde söylediklerini masa başında doğru dürüst savunmamaktadır. Federasyoncu Akıncı'nın maskesi düşmüştür, halk gerçek yüzünü görmüştür. İlk fırsatta da tasfiye edilecektir.
YORUMLAR