Rum-Yunan ikilisi ve destekçileri, Tatar ve Fidan’ın uyarılarını iş işten geçmeden dikkate almalı
Haziran ayının son günlerinde, Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın,''Düşman ordusu Lübnan'daki olası savaş için Kıbrıs’ta tatbikat yapıyor ve Kıbrıs hava alanları İsrail’in savaş uçakları için açık tutuluyor. Kıbrıs'ı, Lübnan'a saldırmak için hava alanlarını düşman uçaklarına açması konusunda uyarıyoruz. Böylesi durumda Kıbrıs da savaşın bir parçası haline gelecektir.'' diye uyarılarda bulunmasının ardından HaberTürk televizyonunda katıldığı programda Güney Kıbrıs Rum Kesimi(GKRY) ile ilgili konuşan Kıbrıs’ın tamamının garantörü Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "7 Ekim'den sonra, İsrail'in başlattığı ilk operasyonlardan sonra biz, GKRY’nin özellikle Gazze'ye yönelik operasyonlarda belli ülkelerin kullandığı bir üs olmasını istihbarat raporlarında hep görüyoruz, orada Gazze'ye yönelik istihbarata yönelik uçuşların, askerî uçuşların sürekli yapıldığını. Bunu gündeme getirince biz, birdenbire burayı lojistik üs ilan ettiler, Gazze'ye yönelik. Aslında biz o zaman da dedik yani bu lojistik üs operasyonu, oranın aslında bir askerî üs olma özelliğini gizleyen bir faaliyet haline açıkçası dönüşmüş oldu. Buranın ve Yunan adalarının Orta Doğu'ya yönelik operasyonlar için kullanılıyor olmasının ne Kıbrıs Rum Kesimi'ne ne Yunanistan'a faydası olur. Bizim tavsiyemiz, Yunanlılara da söyledik, buralardan, bu işlerden uzak durması çünkü Orta Doğu'daki devam eden savaşlara bu şekilde siz müdahil olduğunuz zaman, taraf olduğunuz zaman bu ateş gelir, sizi de bulur. Zaten biz de aynı coğrafyadayız, gelir bizi de bulur" ifadesini kullanarak hem Rum-Yunan ikilisinin maskesini düşürmüş hem de uyarıda bulunmuştu. Fidan’ın açıklaması sonrasında Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın paçaları tutuşmuş; İki ülkeyi ‘ya Türkiye müdahale ederse’ korkusu sarmıştı. Ne varki ne Yunanistan ne de Güney Kıbrıs, Ada’yı ve bölgemizi tehlikeye atan eylemlerinden vazgeçmeyip İsrail’e verdikleri desteği hâlen sürdürmektedirler… Güney Kıbrıs limanlarında ABD, İngiliz ve Fransız savaş gemileri konuşlanırken, yüzlerce askerin de adaya geldiği artık gizli değildir. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hafta başında, Rum Yönetimi’nin Kıbrıs adasını hedef haline getirme tehlikesi taşıyan, tek taraflı ve sorumsuzca adımlar attığını belirterek, Rum kesiminin adımlarını kaygıyla takip ettiğini vurgulayan açıklamada bulundu. Tatar, Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu aracılığıyla yaptığı açıklamada şunlara yer verdi: “GKRY’nin Kıbrıs adasını hedef haline getirme potansiyeli taşıyan sorumsuzca atmaya devam ettiği adımlarını kaygıyla takip etmekteyim. Hristodulidis’in, kişisel siyasi itibarını öne alarak, bölgesel aktör olma yanılsamasıyla, hemen yanı başımızda yaklaşık bir yıldır İsrail’in soykırım girişimiyle her gün işlemeye devam ettiği insanlık suçuna ortak olma gayreti ibretliktir. Rum liderliğinin sürdürdüğü kabul edilmez siyasetlerini bir kez daha esefle kınıyorum. Hatırlanacağı üzere siyasi amaçlar uğruna tüm adanın güvenliğini riske atacak adımlardan kaçınmasına yönelik olarak Rum liderini defaten uyarmış ve bu doğrultudaki çağrımızı yapmıştım. Aynı uyarı, GKRY ile gerilimi tırmandıracak angajmana giren taraflara, kalıcı ateşkes sağlanmasına yönelik olarak diplomasinin gerektirdiği tüm çabayı ortaya koymakta olan Anavatan Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri tarafından da yapılmıştı.”
Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şu önemli tespit ve uyarıları da yaptı:
*Şiddet merkezine en yakın coğrafyalardan biri olan Kıbrıs adasının en azından tarafsızlığını koruması üzerinde yaşayan halkların saldırı kaygısı yaşamaması için elzemdir.
*Güney Kıbrıs, gelinen aşamada krizin tarafı olduğunu her fırsatta gösteren ve işlenen insanlık suçuna ortak olan ülkelerin askerî anlamda uğrak noktası olmuş, hatta sivil limanları dahi askeri maksatlarla kullanır hâle gelmiştir.
*Rum halkı konuya ilişkin son yapılan kamuoyu yoklamalarında ezici bir çoğunlukla Rum liderin sorumsuzca attığı adımlardan duyduğu rahatsızlığı açıkça ortaya koymuş ve Ada'yı hedef haline getirmesini asla onaylamadıklarını ifade etmiştir.
*GKRY’nin yetki alanı 50 yıl önce mutlu Barış Harekâtı'yla belirlenen sınırlarla sadece Güney Kıbrıs’ı kapsamaktadır. Rum liderliği diğer konularda olduğu gibi, Kıbrıs Türk halkının güvenliğini etkileyen kararlar alma yetkisine sahip değildir.
KKTC ve Türkiye’yi tehdit eden Rum-Yunan girişimlerine karşı, ordusu ve savunması güçlü garantör Türkiye’nin kayıtsız kalması mümkün değildir. AB, ABD ve İngiltere’nin desteğiyle hareket eden Rum-Yunan ikilisi, Ukrayna’da, Gazze’de yaşananları iyi etüt etmeli ve vakit geçirmeden kendine çekidüzen vermelidir. Kıbrıs’ta ve bölgemizde güçlü Türkiye’ye rağmen adım atılamayacağı iyice kafalara kazınmalı, Cumhurbaşkanı Tatar ve Anavatan Dışişleri Bakanı Fidan’ın uyarıları dikkate alınmalıdır.
YORUMLAR