Yıllardır Kıbrıs’ta yaşanan gerçekleri çarpıtarak, yalana dolana dayalı eylem ve söylemlerle dünyayı kandırmayı başaran Rum-Yunan ikilisi, KKTC’nin tanınmaması için aynı bilindik propaganda yöntemlerini özellikle Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle çok yönlü bir şekilde yeniden devreye koydu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY) Başkanı faşist Eokacı/Enosisçi Nikos Hristodulidis, yalanlarıyla ünlenmiş, hatta siyasi rakipleri tarafından ‘Pinokyo’ lakabıyla anılan, Eski Rum lider Nikos Anastasiadis’i aratmayacak şekilde başta AB, ABD, İngiltere, BM ve dünyayı kandırmayı sürdürmektedir. Hristodulidis’in yalanlarını, manipülatif çıkışlarını, algıya yönelik saçmalıklarını bir köşe yazısına sığdırmak mümkün değildir. Hristodulidis, Dışişleri Bakanlığı döneminden günümüze sayısız yalana, dolana imza atmış tescilli bir yalancıdır, riyakardır. Yalanlarına yakın dönemden birkaç örnek vermek istiyorum; Hristodulidis bu yıl, 21 Mart’ta Avrupa Konseyi liderler zirvesi toplantısı kapsamında Brüksel’de görüştüğü BM Genel Sekreteri Guterres’in kendisine müzakerelerin yeniden başlaması için bazı öneriler sunduğunu, kendisinin bu önerileri kabul ettiğini, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da bu önerileri onaylaması hâlinde görüşmelerin hemen başlayacağını iddia etmişti.
Ne var ki KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 5 Nisan’da New York’ta görüştüğü Guterres, Tatar’a herhangi bir öneri sunmamış ve böylelikle Hristodulidis’in yalanı da ortaya çıkmıştı. Geçtiğimiz yıl 6 Ekim’den beri Gazze’de sürmekte olan Filistinli kardeşlerimizin İsrail Devleti tarafından katledilmelerinde Hristodulidis’in ve GKRY’nin katkısı büyüktür. Hatırlayacaksınız, bu yıl 1 Nisan’da İsrail’in Şam’daki İran konsolosluğuna yaptığı saldırıya misilleme olarak 13 Nisan’daki İran’ın İsrail’e gerçekleştirdiği dron saldırısına Ağrotur Üssü’nde konumlanmış savaş uçakları müdahalede bulunmuş, İngiltere ile danışıklı dövüş içerisinde olan GKRY buna göz yumarken, Hristodulidis, İngiltere'nin, İran saldırısını engellemek üzere Ağrotur Üssü’nden İngiliz uçaklarının havalanacağına dair kendilerine önceden bilgi verilmediğini söyleyerek yeni bir yalana imza atmıştı. Ağrotur Üssü yanında, Baf’taki Papandreu Askerî Hava Üssü’nden İsrail’e gönderilen silahlar konusunda da Hristodulidis sürekli yalan söylemektedir. Hristodulidis yanlış siyaseti ve yalanlarıyla, Güney Kıbrıs’ın Hizbullah’ın saldırı listesinde yer almasına da neden olmuştur. Cumhurbaşkanı Tatar bu yalancı, riyakâr, samimiyetsiz, siyasi etiği ayaklar altına almaktan çekinmeyen Hristodulidis’le hiçbir şartta görüşmemelidir.
Hristodulidis 3 Ağustos Cumartesi günü yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve BM Genel Sekreteri Guterres ile 13 Ağustos'ta New York'ta görüşmek için davet aldığını açıkladı. Hristodulidis, Paris Olimpiyatları’nın açılışı için bulunduğu bir etkinlikte Guterres’in kendisine söz konusu daveti yaptığını, kendisinin bunu kabul ettiğini, Tatar’ın da kabul etmesiyle görüşmenin gerçekleşeceğini bildirdi. Bu kuyruklu yalanın ortaya çıkması uzun sürmedi. Cumhurbaşkanı Tatar, 4 Ağustos pazar günü yaptığı açıklama ile Hristodulidis'i yalanlayarak Türk tarafına bu yönde resmî bir davetin gelmediğini bildirdi.. Tatar ayrıca egemen eşitlik ilkesinin tanınmasından evvel müzakere masasına geri dönülmeyeceği duruşunu tekrarlardı. BM, konu ile ilgili olarak pazar akşamı Kıbrıs Türk medyasına açıklamada bulundu.
BM Genel Sekreteri Sözcü Yardımcısı Farhan Aziz Haq, pazar günü saat 19.00 itibarıyla liderlere herhangi bir davet yapılmadığını açıkladı. Güney Kıbrıs’ta yayınlanmakta olan Cyprus Mail gazetesinde pazartesi sabahı yer alan ilgili habere göre, GKRY Hükûmet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, Hristodulidis'in 13 Ağustos'ta Tatar ve Guterres ile yapılacak üçlü bir toplantıya 'davet edilmediğini' ancak böyle bir toplantı için 'nabız yoklaması' yapıldığını açıklayarak, Hristodulidis’in kuyruklu yalanının üstünü örtmeye çalıştı. Yalancı Hristodulidis’e KKTC’den anında tepki yağdı. Cumhurbaşkanı Tatar, Hristodulidis'in 'üçlü görüşme' çağrısını, algı yaratma ve kişisel kaygılarla manipülasyon çabası olarak nitelendirirken, Hristodulidis'in Guterres'i de bu çabaya alet ettiğini belirterek diplomatik bir hata yaptığını söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, Hristodulidis'in BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin’in raporunu sunması sonrası çaresizliğe düştüğünü ve Kıbrıs Türk halkına hakaret ettiğini vurguladığı açıklamasında Federasyon zemininde müzakere süreçlerinin tamamen tükendiğini ve bir daha geri gelmeyeceğinin altını çizdi; Rum halkına da Hristodulidis'in söylemlerine kanmamaları çağrısında bulundu. Başbakan Ünal Üstel de konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Rum Lider Hristodulidis’in, birkaç gündür Kıbrıs konusuna ilişkin Kıbrıs Türklerini yok sayan, gerçeklerle bağdaşmayan, kişisel kamuoyu oluşturma çabalarını hayretle izlemeye devam ediyoruz. Hristodulidis’in, Gutteres’in de adını kullanarak ‘BM’den 13 Ağustos’ta üçlü bir görüşme daveti geldi’ şeklindeki açıklaması bu algı operasyonlarına somut bir örnek olarak gösterilebilir.” dedi. Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın konuyla ilgili açıklaması ise beni hiç şaşırtmadı.
Erhürman olmayan davetle ilgili,Hristodulidis’in yalanına inanarak Cumhurbaşkanı Tatar'ın olası üçlü zirveye katılmamasını bilindik saçma sapan argümanlarıyla eleştirmeye kalkıştı. Cumhurbaşkanı Tatar’ı bu samimiyetsiz, yalancı Hristodulidis ile diyalog kurmaya zorlayanlar, müzakerelere hemen ve koşulsuz geri dönmesini salık verenlerin sağlıklı düşünemedikleri, tamamen ideolojik ve kişisel siyasi hesaplarla hareket ettikleri çok nettir. Kıbrıs Türk halkı olup biteni yakından takip etmekte ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın iki devletli çözüm siyaseti çerçevesinde KKTC’nin tanınmasına yoğunlaşmasını beklemektedir.
YORUMLAR