Osmanlı, kış aylarında savaşa giderken !!! Civelek taburunu neden yanında götürürdü?
CİVELEK TABURU
Yeniçerilerin evlenmeleri 16. yy ın ortasına kadar yasak. Savaşlar uzun sürüyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılamak lazım gelir diyerek oluşturulan tabur.
Civelek kelime anlamı ile "neşeli, sokulgan" ve "yeniçeri ocağına yeni düşmüş delikanlı" demek. Bu pek sokulgan ve neşeli delikanlılar yeniçerilerin gönüllerini hoş etmek için savaşlarda oradan oraya giderler. Osmanlıda bunların sendikası bile vardır. Örgütlüdürler yani. Topkapı Sarayında bulunan "sawaqub al- manakıb" (sevakıb el menakıb: hikayelerin parlak yıldızları) adlı kitapta cima hallerini bile görebilirsiniz.
Reşat Ekrem Koçu’nun anlattığına göre; Yeniçeri ortaları kendi ortalarındaki parlak bir oğlan, başka Yeniçeri ortasına gittiği için olayı namus meselesi yapmışlar birbirleri ile savaşa tutuşmuşlar çok kan akıtmışlardı.
Yeniçeriler "oğlanları" ile geceleri çarşı hamamların göbek taşının altındaki külhanlar sıcak olduğundan, burada beraber olup geceyi geçirirlerdi. ‘Külhanbeyi’ lafı buradan gelmedir.
Osmanlı saraylarında parlak sakalı çıkmamış iç oğlanlarının bazılarının kız gibi saçları uzatılırdı. Bunlar dışarı çıktığında Yeniçeriler tarafından tecavüze uğramasın diye kadın gibi ferace giydirilirdi.
Hamamcılar Kethüdası olan İsmail Ağa tarafından kaleme alınan Dellakname-i Dil Küşa yani Gönüller Açan Tellaklar Kitabı adlı uzunca bir metin yer alıyor.
İstanbul’un ünlü hamamları ve bu hamamlarda “kulamparaya'' peştamal çözen nazenin oğlanları anlatan İsmail Ağa’nın kitabı kaleme almasının sebebi, yine bir hamam oğlanı. Kılıç Ali Paşa Hamamı’nda “soyunurken” İsmail Ağa tarafından çok beğenilerek “iç oğlanı” yapılan Yemenici Bali Oğlan.
“Bir kitap yazsan, içinde adımız geçse, tarihte hatırlansak” deyince İsmail Ağa, İstanbul’daki 2 bin 123 “parlak” tellaktan on birini seçerek anlatmaya başlamış. Tabii başta Yemenici Bali Oğlan. Kethüda’nın coşkulu üslûbunun katkısıyla, ortaya Osmanlı’nın en renkli eşcinsel metinlerinden biri çıkmış.
Kız softa , Tokmakçı kalyoncu Süleyman ,Kınalı kuzu Firuz, gibi kişilerin hikayeleri tüm tarihi kaynaklarda vardır ,
Osmanlının ilk yıllarında yarı çıplak koyun postu sarıp gezen Kalenderi dervişleri kulaklarına demir küpe takar başlarını kazıtır, bazıları da erkeklik organlarına halka takar gezerdi. Bunlar kadınlarla olan ilişkiyi yasaklarlar birbirleriyle eşcinsel ilişkide bulunurlardı. Bazen bazıları kadınlarla ilişkide bulunduklarında yakalandıklarında ceza olarak kulaklarındaki demir küpe çekip çıkartılır, kulakları kesik kalırdı. ‘Kulağı kesik ‘ deyimi de buradan gelir. ‘' Muhallebi çocuğu’ deyiminin de böyle bir ilişkisi var fakat bu fazla açık kaçar bunu burada anlatmayalım. Civeleklerle bağlantılı bir şey.
Vezir Kara Halil oğlu Ali Paşa'nın hikayeleri
Padişah II. Murat, oğlancılığı protokol kitabı olarak devlet sistemine sokması
Fatih Sultan Mehmet in Avni mahlasıyla yazdığı şiirlerinde de güzel oğlanlara ilgi duyması,
II. Bayezid'in oğlu Selim (Yavuz), oğlancı şairleri koruması.
En sert oğlancılık kitabının yazarı şair Gazalî,
Daha da önemlisi, Yavuz Sultan Selim dönemin şeyhülislamı Kemalpaşazade'ye (İbn-i Kemal, 1468-1536), Rücûu'ş-Şeyh ilâ Sibâhü fi'l Kuvvet-i Ale'l-Bah adlı meşhur cinsellik kitabını (bahnameyi) yazdırtması. Bu kitapta, oğlancılık ilişkilerini de anlatılması.
IV. Murat, Büyükoda' da iç oğlanı olan Ermeni Musa'ya böyle âşık olması gibi yüzlerce olay tarihin kaynaklarında yer alır ki çoğu kendi yazdıkları şiirler ile..
Kaynak : Osmanlıda Seks - Murat Bardakçı...
YORUMLAR