Dünyada O'ndan başka,
hiçbir liderin alamadığı bir sıfattır bu.
Hangi sıfat mı?
Bir insan doğumundan ölümüne kadar,
ya bir askerdir,
ya bir devlet adamıdır,
ya çevrecidir,
ya tiyatrocudur,
ya sanatçıdır,
ya arkeologdur,
bir şeydir.
Ama bunların hepsi birden olabilen,
Dünyadaki tek lider.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK,
olduğu için,
dünyada;
“KÜLTÜR ANTROPOLOĞU” sıfatı verilebilen tek lider de,
MUSTAFA KEMAL,DİR.
'KÜLTÜR ANTROPOLOĞU.
nedir,
ne değildir?
Uzun uzun,
başınızı ağrıtmayacağım.
Hadi gelin,
5 Mayıs 1935,
Ahlatlıbel’e gidelim.
Ahlatlıbel,
Ankara yakınlarındaki kazıların başladığı yer biliyorsunuz.
Bütün arkeoloji kazılarının yapılma emrini veren.
MUSTAFA KEMAL ,
müzelerin açılma emrini verende,
MUSTAFA KEMAL .
Ama bugünkülerde olduğu gibi açın,
kazın,
imza,
öyle değil.
Nasıl yetişmiş inanın,
25 yıllık araştırmacıyım,
hiç anlamadım..
Bakıyorsunuz,
Efes kazıları başlıyor,
iki kere gidiyor.
Konya‘da,
Asar kazıları başlıyor başında. Bir de bakıyorsunuz,
Ahlatlıbel kazıları başlamış başında.
Toprak alıyor,
ölçüyor,
biçiyor.
“Ya, ne yapıyor,
MUSTAFA KEMAL ?” diyorlar. Çankaya’ya gidiyor,
Çankaya’da,
üç gün üç gece,
hiç uyumadan;
uyumamak için,
alnına ıslak bezler koydurmuş,
birilerini çağırıyor,
telefonlar ediyor,
bir heyecan,
bir telaş...
Üç gün sonra;
“Gelin, diyor Ahlatlıbel’e gidiyoruz”. Hemen geliyor,
diyor ki;
“Arkeologlar toplanın..”
Biliyorsunuz.
başlarında büyük arkeoloğumuz Zübeyir KOŞAY var.
Bu Zübeyir KOŞAY’ın.
bire bir anısıdır.
Toplanıyorlar.
MUSTAFA KEMAL,
heyecanla;
“Kazdığınız yer yanlış, şurayı kazmanız gerekir” diyor.
Yabancı arkeologlar;
“El insaf paşam.
Anladık iyi askersin,
iyi devlet adamısın,
ama,
yani bu iş de bizim işimiz,
niye karışıyorsun” der gibi aralarında birkaç şey oluyor.
ama emir büyük yerden..
Başlıyorlar,
MUSTAFA KEMAL’İN,
gösterdiği yeri kazmaya.
Sonuç mu?
Bütün bulgular oradan çıkıyor.
İnat uğruna,
ceplerinden ödeyip kendi dedikleri yeri kazarlar hiçbir bulguya rastlanamaz.
Bunun üç gün sonrası
ATATÜRK,
Galip ARCAN’ın yazdığı.
“Sırat Köprüsü” adlı piyese davetlidir.
Piyesin başında mutludur,
biraz sonra sinirlenmeye başlar, bir müddet sonra bitince;
“Bana Galip ARCAN’ı çağırın!” der.
Galip ARCAN gelince;
"Bu piyesi siz mi yazdınız?" der.“
"Evet paşam, ben yazdım.”
" Hayır,
bu Flor Doranj adlı Boldvilin’in aynen çevirisi.
Neden bunu belirtmediniz? Hakkınızda soruşturma açtırıyorum.” diyecektir.
Buna benzer pek çok anıyı da okuyunca ne dedim biliyor musunuz?
Samimi konuşacağım inanın sizlerle.
Dedim ki;
“A be ATAM ,
Boldvilin’e varıncaya kadar ne zaman okursun?
Ne zaman kafanda tutarsın?”
Ve o sırada ne yaptım biliyor musunuz?
Yirmi yıllık araştırmacıydım, ATATÜRK ile iddiaya girmek gibi, dedim ki;
“Senin başında durmadığın, ilerletmeye çalışmadığın bir alan bulmak benim boynumun borcu olsun...”
O sırada da,
“Sanat ve ATATÜRK” adlı araştırmamı yapıyorum.
Baktım resimde.
Türk tarihinde,
ilk resim sergisini o açıyor, heykelde dinin etkisini kaldırıyor!!!
Ama karşıma yedinci sanat dalı geldi.
Ne?
Sinema.
Dedim; “Herhalde burda iddiayı kazandım.”
Heyhat,
baş yönetmen Cezmi AR, başrolde,
MUSTAFA KEMAL ,
filmİ çekiyorlar.
Ve
Cezmi Ar,
MUSTAFA KEMAL’E,
tabi
CUMHURBAŞKANI, ya, diyemiyor;
şöyle dur,
böyle dur, diye.
Diğer oyunculara şiddetle bağırıyor.
ATATÜRK ;
“Gel Cezmi gel, diyor.
Burda,
BAŞKOMUTAN sensin,
ben bu işi bilmem.
Önemli olan işin iyi çıkması. Bana da aynı şiddet ve hiddetle bağıracaksın..”
Cezmi AR,
hayatının son günlerinde
“Ben bir daha asla öyle bir oyuncuyla çalışmadım..” diyecektir.
#AtatürkBilgiİleSevilir
#kemalinoğlu
#kemalinoglu1923
[Araştırmacı yazar
Prof.
İlknur GÜNTÜRKÜN KALIPÇI]
YORUMLAR