Tek bir kelimeden binlerce anlam çıkardığım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldiğim günlerde. İnsanlara inanmaya çalışmaktan yoruldum. İnsanların gündelik hırsları komik geliyor bana, hayatı ciddiye almıyorum. Yaşamlarına bir kez bile dışarıdan bakamamış insanların, gerçekten dürüst olabileceğine inanmıyorum. Böyle insanları sevmiyorum, onlar da beni. Her şey karşılıklı..Ben deney laboratuvarındaki maymunun acı çeken beyniyim, kozmetik ve bilim adına gözleri kör edilen tavşanım, 40 yılın travmasını taşıyan, hafızasından acı taşan saldırganlaşan fil yavrusuyum. İnsanların elinde harap olmasın diye yavrusunu öldüren sonra da intihar eden ayıyım. Ben hayvanlarım; sirk bahçesinde siz gülün diye dayakla eğitilen ve kafeslere hapsedilen. Merhaba ben gösteriş için attığınız havai fişeklerde kanadı kırılanlardanım. Mezbahada karnından bebeği alınan inek, Diyarbakır’da vurulan leopar; belki de sonuncu olan… Ben daha nice dilsizin acı dolu çığlıyım. Tüm bunlar olurken kalp atışlarımı duyarak hayatta kaldıkça utananım!”“Başka gezegenlerde var olan bir gezegen ihbar hattı olsaydı hiç çekinmeden arar “dünyamızı yok edin” derdim. Çünkü bu dünya para, iktidar hırsıyla kana, ölüme, haksızlığa bürünmüş bir yer. Bu dünyanın tarihinde hamile kadınların karnındaki bebeklerin bile süngülerle canına okunduğu savaşlar oldu. Bu dünya öyle korkunç bir dünya ki insanları fırına veren bir Hitler gördü. Bir atom bombası düştü topraklarına. Günümüzde doğayı savunan insanlar korsan muamelesi görüyor, ağaçların kesilmesini istemeyen çevreci gurupların isteklerine biber gazlarıyla, ölümle karşılık veriliyor. Günümüzde kimyasal silahlar hem çocukları hem yetişkinleri yakıyor. Kiminin açlıktan öldüğü, kiminin milyarca lira ödeyip bedenini hayvan cesetleriyle donattığı bir dünya burası. Bu dünyada kadınlar, çocuklar ve hayvanlar tecavüze uğruyor. Geçmişin savaşları, şimdiki zamanın nükleeri, robotları, yalnızlığı getirdi. Adios amigos.”
YORUMLAR