HAVA PUSLU, ORTAM GERGİN, SÜREÇ BELİRSİZ

Ekim ayının ortalarında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla hareketlenen siyaset o gün bugündür Türkiye’yi bir çözüm sürecine hazırlıyor.
DEM Parti kapatılsın, DEM Partililerin maaşları şehit yakınlarına gitsin, DEM’i kapatmayan AYM kapatılsın sözleriyle tanıdığımız siyasi aktörün herkese sürpriz olan “Öcalan Meclis’e gelsin, örgütünün lağvedildiğini açıklasın” başlıklı tarihi açıklaması sonrasında geldiğimiz süreçte, Öcalan DEM heyetiyle görüştü.
DEM önce MHP’yi bilgilendirdi, sonra AKP; Gelecek, Saadet diye ilerledi.
CHP, görüşecek mi, görüşmeyecek mi ya da kim görüşecek MYK’sında tartışmaya açtı.
İYİ Parti en baştan görüşmeyeceğini belirtti.
Çatışma süreçlerini takip eden, bu süreçlerde aktif görevlerde bulunan uzmanlara göre önce silah bırakılması gerekiyor.
Silah bırakmadan işleyen ve başarıya ulaşan bir süreç olmadığını söylüyorlar. Örneğin Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar’a göre, terör örgütü önce silah bırakır, bir daha silah kaldırmayacağını ispat eder ve süreç başlar, bu sürecin sonunda devlet affeder. Bu silah bırakma işi sadece Türkiye için değil, Irak ve Suriye için de geçerlidir. Eğer terör örgütü silah bırakmadan bir süreç işletilmeye çalışılırsa, bunun hem içeride hem de dışarıda çok ağır bedelleri ve sonuçları olur.
Ağar burada geçmişteki çözüm sürecini de örnek veriyor.
Zafer Partisi’nin uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi Profesörü olan Lideri Ümit Özdağ ise şöyle diyor: “Türk kamuoyuna şu mesaj verilmek isteniyor: Abdullah Öcalan çıkacak ve affedilecek. Affı karşılığında PKK’ya silahı gömün diyecek. PKK da terör eylemlerini sona erdirecek ve gömecek. Bu büyük bir yalan. Dünya tarihi boyunca, hiçbir terör örgütü bu şekilde silahlarını gömüp, teröre son vermez.”
Sürecin nereye evrileceği belirsiz.
İktidar ortakları hamle üzerine hamle yapıyor. Ancak muhalefet bu belirsizliğe biraz da oyuna gelmemek için olsa gerek temkinli yaklaşıyor.
Birden değişen bu dil, bu kadar alelacele İmralı kapısının açılmasının sebebini kimse anlatmıyor.
Gazeteleri ‘çözüm’ diye bağırmıyor geçmişte olduğu gibi, televizyonları vilada sopasıyla Ferdi Tayfur’u konuşmayı yeğliyor.
Herkes gibi temkinli bir şekilde puslu havada ne olup bittiğini görmeye çalışıyoruz.
Hayırlısı diyelim, hepimiz için, memleket için.
MUSTAFA ÖZBEY