Önce ‘kazanamaz’ algısı yarat, sonra suçlu ilan et
Türkiye, tarihinde ilk kez iki turlu seçimi deneyimledi. Birinci turda seçimi alacağına neredeyse anketler marifetiyle de kazanacağı gözüyle bakılan Millet İttifakı hem Meclis’i, hem Cumhurbaşkanlığını kaybetti.
Bu bir demokrasi birlikteliğiydi. Otoriterliğe karşı demokrasinin yüceltilmesi asıl amaçtı. Demokrasi gelince, liyakat esas alınınca, adalet olması gerektiği gibi işleyince zaten yoksulluk, hayat pahalılığı ve gençlerin umutsuzluğu giderilecekti.
Ben bu yola çıkmanın, bugün kaybedildikten sonra ‘yanlıştı’ diyenlerin aksine hâlâ çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bir ülkenin yarısının demokrasi istemesi hiç de hafife alınacak bir şey değildir. Bir ülkenin yarısının demokrasi istemesi, diğer yarısının otokrasiyi ileri götürmesinin önünde çok büyük engeldir.
O yüzden mücadele eden herkese teşekkür ederek başlayalım. Ve mücadele ruhunun bitmemesini dileyerek…
Kısa zamanda herkesin ayağa kalkmasını, yeniden ve yeniden kazanmak için harekete geçmesini dileyerek…
En çok da siyasi partilerin duruşlarını bozmamasını dileyerek…
Bu süreçte yaşanan yanlışlıklar vardı…
İYİ Parti’de seçim sonuçları değerlendirilmiş. Bazı partililer, Akşener ile görüşmelerde “Millet İttifakı’nın İYİ Parti’ye oy kaybettirdiği görüşünü” savunarak “CHP’nin seçim dönemi izlediği yanlış politikalar ve siyasi hatalar nedeniyle İYİ Parti’nin milliyetçi muhafazakâr seçmeni kucaklayamadığını” belirtmiş.
CHP nasıl bir yanlış politika izlemiş acaba?
O masadan vandal bir şekilde kalkıp, sonra da hiç ‘sıtma’ dememiş gibi oturmanın o ittifakı nasıl yaraladığı konusunda da beyefendilerin bir düşüncesi var mı acaba?
Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘kazanamayacak aday’ ilan edip, bu düşüncenin üzerinde tepinip, büyük bir algı yaratmanın bugün kaybetmek üzerindeki etkisini bu beyefendiler ‘masaya’ yatırmış mıdır dersiniz?
Bu ittifakta biri yol yürümekten dolayı kaybettiyse o da CHP’dir.
Helalleşme gibi şahane bir projeyi hayata koyup, normalleşme ve insan gibi yaşamak için yeni bir yola baş koyan Kemal Kılıçdaroğlu, kendi çelik çekirdeğinden aldığı tüm tepkiye rağmen bu yolculuğu sürdürdü.
Ve fakat…
Seçimin ertesi günü ittifakın tüm unsurları, özellikle de İYİ Parti dört bir koldan ‘yanlışları’ anlatmaya başladı…
Tek başına seçime girse Meclis yüzü göremeyecek partiler bir bir milletvekillerini sıralara dizerken…
Partisinin oyunu bir puan arttıramamış Meral Akşener ve partisi günah keçisi olarak CHP’yi bulmuşken…
Çok değerli bu yolculuğun yanlışı üzerine ben de düşünmek istedim.
Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin de ittifakın da yalnız adamı…
Hâlâ aklımda aynı cümle: Seçilseydi ne güzel bir Türkiye’de yaşardık…
Ama bu kafayla yol yürümek zor be usta…
MUSTAFA ÖZBEY
pressturk.com
YORUMLAR