Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

RASPUTİN

07 Kasım 2019 - 10:52

İlginç kişiliklerle dolu olan Rus tarihinin belki de en ilginç karakteridir Rasputin. Özellikle ikna yeteneği ile ön plana çıkan Rasputin, kadınlara olan düşkünlüğü ile birlikte ‘seks makinası’ olarak da bilinen ve bu söylentiler sonucunda öldükten sonra penisi alınarak, deneylerde kullanılmak üzere bir kavanozda saklanan birisidir.

Ölümsüz olarak anılmasının sebebi ise bir ziyafette kendisine zehir verilmiş, üzerine de tabancalarla defalarca ateş edilmesine rağmen ölümü kabul etmeyişindendir.

Çocukluk Yıllarından Gelen Kehanetler

Rasputin’in çocukluk yılları Sibirya’da geçer. Doğayla iç içe, babasının çiftliğinde kardeşleri ile beraber hayatı tanımaya başlar. Uzun boyu, derin mavi gözleri ile çevrenin ilgisini daha küçük yaşlardan itibaren çekmeye başlamıştır. Daha da ötesi ilginç bir şekilde dile getirdiği bütün tahminleri ve öngörüleri gerçeğe dönüşmektedir bu küçük kâhinin. Fakat bir olay var ki Rasputin gerçek anlamda ailesini ve köylüleri hayretler içinde bırakır. Bir gün babasının çiftliğinden bir at çalınır. Rasputin ne atı, ne hırsızı, ne de olayı görmemiştir. Fakat babasına hırsızın adını söyler, önce kimseyi bu şekilde itham etmenin yanlış olduğunu düşünür babası ama işin ilginç tarafı Rasputin’in hırsız dediği adam kendiliğinden suçunu itiraf eder. Bu olaydan sonra ailesi ve bütün çevresi onun gerçekten doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşünmeye başlamıştır.

Kehanetleri Tek Tek Doğru Çıkıyor

Çocukluk döneminden sonra ailesi onu din eğitimi görmesi için Verkhoturye Manastırına gönderirler. Burada din eğitimi almaya başlayan Rasputin, manastırda da ilginç yeteneklerini sergilemeye devam eder ve kısa sürede keşiş olur. Bundan sonra manastırın vaiz heyetine katılan Rasputin, Rusya’yı gezmeye başlar. 1886 ve 1901 yılları arasında bütün Rusya’yı, Balkanları, İtalya ve Yunanistan’ı dolaşır. Hatta Kudüs’e kadar götürür bu geziler onu. Gittiği yerlerde vaazlar verir. Fakat onun vaazlarını diğerlerinden ayıran yaptığı kehanetlerdir. Bu kehanetlerde sırayla gerçekleştikçe popülaritesi günden güne artmaya başlar genç keşişin. Öyle ki 1904 yılında Çar Romanov’un küçük oğlu Aleksi’nin hemofili olduğunu öğrenir ve çocuğu ancak kendisinin tedavi edebileceğini iddia eder.

Rusya Burjuvazisinin En Merak Edilen Adamı

1905 yılı Rasputin’in ülke çapında büyük bir üne kavuştuğu yıl olur. St. Petersburg’da verdiği bir vaazda 1. Dünya Savaşından ve yaklaşmakta olan Bolşevik devriminden bahseder. Yine tarih onun yanılmadığını bize gösterecektir. Artık saraya çok yakındır ve vaazlarında Aleksi’nin hastalığını kendisinin tedavi edebileceğini çariçe Aleksandrova’ya açıklar. Çariçe kendisini saraya çağırır ve böylelikle Petersburg ve Kremlin saraylarının kapıları Rasputin’e sonuna kadar açılmış olur. Bundan sonra saray yılları başlar onun için. Saray çevresi ve Rusya yüksek sosyetesi için birçok vaaz verir, radikal görüşleri ve ilginç kehanetleri onu Rusya burjuvazisinin en merak edilen adamı yapar. Uzun boyu, heybetli sakalı, insanın içine işleyen derin bakışları ve inanılmaz hitabet gücü ona özellikle kadınlar arasında büyük bir hayran kitlesi oluşturur. En büyük hayranı ise Çariçe Aleksandrova’dır.

Ölümü de Yaşamı Kadar İlginç Olacaktır

Rasputin efsanesinin en ilgi çekici bölümü ise hemofili hastası olan Aleksi’yi tedavi etmesidir. Aleksi 1907 yılında çok ağır bir kanama geçirir ve Çariçe, Rasputin’i çağırır. Rasputin parmaklarıyla çocuğun açık yaralarına dokunarak ve bir takım dualar okuyarak kanamayı birkaç dakika içerisinde durdurmayı başarır. Bu olay Çar’ın da güvenini kazandırır Rasputin’e, artık saraydaki yeri çok sağlamlaşmıştır. Artık aileden birisi gibi olmuştur Rasputin. Dış politikadan, günlük olaylara hatta aile meselelerinde bile Çariçe onun görüşünü almadan hiçbir karar almamaktadır. İddialara göre aralarındaki yasak ilişki özellikle bu olaydan sonra çok daha ilerlemiştir. Çariçe tamamen Rasputin’in etkisi altındadır. Ve bu durum hem saray ahalisinin hem de geleneksel rahip kesiminin canını fazlasıyla sıkmaktadır. Hayatı ilginç hikayelerle dolu olan Rasputin’in ölümü de en az hayatı kadar ilginç bir şekilde olacaktır..

Rasputin'e Siyanürlü Yiyecek ve İçecek Sunuluyor

Rasputin, Prens Yusufov tarafından bir davete çağrılır, fakat Prens, Rasputin’i kendisi ile özel bir konuda görüşmek bahanesiyle davetten önce evine daha bütün misafirler gelmeden ayrı getirtir. Durum oldukça gariptir, Rasputin’i bahçe tarafında bodrum katında bir odaya indirirler fakat ikramda kusur yoktur. Siyanürle hazırlanan kurabiyeler ve yine siyanürlü şarap sunulur Rasputin’e. Merakla Prens’in ne anlatacağını bekleyen Rasputin, kurabiyeleri afiyetle yer ve hatta şaraptan da birkaç kadeh içer. Bir türlü konuya girmeyen ve lafı geveleyen Prens, Rasputin’e hiçbir şey olmadığını görünce telaşa kapılır, müsaade ister ve komployu hazırladığı ve yine evde başka bir odada onu bekleyen İngiliz ajanından yardım ister.

Ölümü Hiç de Kolay Olmuyor

İngiliz ona bir silah verir ve sessizce bu işi bitirmesini söyler. Prens silahı alır, odaya gider ve iki el ateş eder, başından ve boynundan yaralanan Rasputin yere yığılır. Komplocu Prens bu işi bitirdiğini zannederek yukarı çıkar ve diğer işbirlikçileri aşağıya çağırır. Fakat iki metrelik bu dev Sibiryalıyı öldürmek o kadarda kolay değildir. Prens ve komplocular odaya girdiklerinde Rasputin ayaktadır, ölmemiştir. Rasputin kendisini bahçeye atar ve kaçmaya başlar. Fakat katiller peşine düşerler ve Rasputin bahçe duvarını aşacakken arkasından ateş ederler ve durdururlar. Artık bu tehlikeli adamı öldürdüklerini düşünürler ve cesedini neva nehrine atarlar. Ceset birkaç gün sonra nehirden çıkarılır, otopsi yapılır. Otopsi raporuna göre Rasputin kurşunlardan değil ciğerine dolan sudan, yani boğularak ölmüştür. Onu öldürmek hiçte kolay olmamıştır anlaşılan.

Rasputin'i Öldürmekteki Asıl Amaç Neydi?

Cinayet ile ilgili bu denli detaylı bilgilere, bu cinayeti planlayan İngiliz ajanının günlüklerinden ulaşıyoruz. İşin en ilginç tarafı Rasputin’i İngiliz hükümetin öldürttüğü gerçeğini de yine bu ismine bile ulaşamadığımız İngiliz ajanının günlükleri ve İngiliz istihbarat kayıtları doğruluyor. Kayıtlarda Rasputin’den “kara güçler” kod adıyla çokça bahsediliyor. Ölüm emri ise bizzat İngiliz savaş dairesi tarafından veriliyor.

Peki, İngilizler neden Rasputin’i öldürmek istediler? Rasputin o yıllarda hükümet ve saray çevresindeki savaş karşıtı lobinin sözcüsü konumunda ve hatta Çar’a Rusya’nın savaştan çekilmesi için baskı yapmakta. Bir demecinde bu savaşın tamamen bir aptallık olduğunu ve Çar’ın bu savaşı kaybedeceğini ve hatta bu süreçte Rusya’da sosyalistlerin iktidara gelebileceğinden bile bahsediyor. Rusya’yı mutlaka savaşta tutması gerektiğini bilen İngilizler ise işi içeriden bitirebilmek için Rasputin’i susturma yoluna gidiyorlar.

Peki Rasputin Ölmese Neler Olurdu?

Bu gerçekler seksenli yıllara kadar bir sırdı ve Rasputin sadece bir kâhin, içkiye ve eğlenceye düşkün bir saray karakteri olarak biliniyordu fakat şimdi biliyoruz ki Rasputin dünyanın kaderini değiştirebilecek kadar önemli bir adamdı. Ya Ruslar savaştan çekilselerdi, 1. Dünya Savaşını kaybedenler İngiliz ve Fransızlar olsaydı, Osmanlı yıkılır mıydı veya Sovyetler kurulur muydu? Bunlar da Rasputin’in bize düşündürdüğü bir kaç soru olsun.


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta ve sakal

YORUMLAR

  • 0 Yorum