ALKIŞLAR SERGEN İÇİN…

Bugünkü yazımın başlığını neden böyle attığımı detaylı olarak yazacağım. Sergen Yalçın, Beşiktaş'a Hoca olarak imza attığında, başarılar dilemiş ve görüşlerimi yazmıştım, bugün Hoca'nın istifasından sonra yine birşeyler yazmam gerektiğini düşündüm. Sergen Hoca futbolculuğunda hiçbir zaman istikrarı yakalayamamıştı, doğal bir yetenekti ve zaman zaman klasını gösteriyordu ama futbolu bırakana kadar bu istikrarsızlığı hep devam etmişti. Beşiktaş'a gelmeden öncede çalıştırdığı takımlarda da aynı şey devam etti. İşte imza attığı gün ben bunları hatırlatıp, Beşiktaş'tada bir devamlılık yakalamasının zor olduğunu dile getirmiştim, maalesef yanılmadım ve Hoca başarılı olamadı. Son iki ayda sürekli Sergen'in ve Fatih Hoca'nın kulüplerine verecekleri birşeylerinin kalmadığını hep yazdım. Neden Alkışlar Sergen için dedim, çünkü Sergen Hoca, herkes tarafından bilinen sağlam kişiliğini bir kere daha gösterdi ve şahısların kulüplerinden büyük olmadığını kanıtlayarak çok sevdiği kulübünden istifa etti. Günümüzde olmayan ve unutulan bir şeyi yaparak.

İstifa her insan için büyük bir erdemdir, maalesef başarısız olanlar her nedense böyle bir davranış içinde olamıyorlar son senelerde. Koltuk sevdası ne yazıkki ağır basıyor ve bağlı oldukları kurumları babalarının çiftliği olarak görüyorlar, tabiki o kurumlarada haliyle zarar veriyorlar. Etik kuralların hiçe sayıldığı bir dünyada, İstifa kavramını bizlere hatırlatan Sergen Hoca'yı kutluyorum ve kendisine bundan sonrası için başarılar diliyorum.

Beşiktaş'a gelince yapılacak tek bir şey var, oda hiç düşünmeden, değişik futbol kültüründen gelen futbolcuları yönetebilecek tecrübeye ve kariyere sahip yabancı bir hoca'yı vakit kaybetmeden takımın başına getirmek olmalıdır.

İstifa dedikten sonra, bu konuda yazılacak daha çok şeyin olduğunu birçok insan gibi bende iyi biliyorum, tam iki sene önce ve devamında TFF in ülke futboluna katkısının olmayacağını ve istifa etmesi gerektiğini defalarca yazdım, yine iki sene önce ve sonrasında Fatih Hoca için aynı görüşleri dile getirdim, bircok okuyucum, dostlarım ve görüştüğüm insanlar bu konuda haklı çıktığımı bana söylüyorlar, titizlikle yaptığım araştırmada gördümki, bir tek kişi bile bu görüşe karşı değil. Hem TFF'in acilen hemde Fatih Hoca'nın kulübünü düşünerek artık noktayı koymalarının zamanının geldiğini belirtiyorlar. Ne yazıkki, Beşiktaş ve Cimbom bu sezonu çoktan zararla bitirdiler, umarım gelecek sezonlarada kötü bir şekilde yansımaz ligdeki çöküşleri.

Son yazımdaki başlığı tekrar hatırlatmak istedim, Fırtına Kasırgaya sonrada Tsunamiye döndü ve Trabzonspor saygı duyulacak ve alkışlanacak bir başarı elde ederek rekorları kırmaya başladı, futbola sevdalı bir şehirin heyecanını ve inanmışlığını hayranlıkla izlemeye devam ediyorum.

Dikkat çekmek istediğim başka birşey daha var, bilindiği gibi son iki sezondur ısrarla üstünde durduğum üç istikrarlı takım var Süperlig'de, gönlümün Şampiyonu Karagümrük, Hatayspor ve istikrar abidesi Alanyaspor. Ancak son iki haftada her üç takımında birlikte çakılması, ve düştükleri durum, adeta kötü günlerin habercisi gibi geldi bana, futbolda yaşanacak en yanlış şey, hızlı yakalanmış bir başarının arkasından gelen tehlikedir ve bunun adıda rehavettir. Bence bu üç başarılı takımda, gereksiz bir rahatlama içine girdiler, umarım tecrübeli Başkan ve yöneticiler erken uyarılarda bulunup, durumun ciddiyetini ve oluşan tehlikeyi Futbolculara iyi anlatarak kötü gidişi az zararla önlerler. Çünkü Futbol topunun hiç şakası yoktur ve gevşekliği asla affetmez.

Hiç istemediğim halde, yinede Fenerbahçe için birşeyler yazacağım, İlk sırada Trabzon diyerek, Fenerbahçeyide Şampiyon adayım olarak göstermiştim sezon başlarken ve bu ikili Süperligin tepesindeler, ancak Fenerbançe gördüğüm kadarı ile hala bir arayış içinde ve sanki taşlar bir türlü oturmuyor takımda. Üzüldüğüm en önemli konu, Pelkas gibi büyük bir futbolcunun küstürülmüş olması, devre arasında takımdan ayrılma isteğindede yerden göğe kadar haklı. Bu konudaki tehlikeyi de Mesut Özil imza attığında belirtmiştim, umarım dengeler bozulmaz ve Fenerbahçe'nin star oyuncusu Pelkas dışlanmaz diyede endişemi dile getirmiştim. O günlerde Mesut'un transferini allayıp pullayan bazı spor yazarları Fener'in dünya starı imzayı attı derken, ben Mesut'tan asla bir ALEX çıkmaz diyordum. Sonuç ortada ve  ikinci sezondada Mesut ortada yok ve ne yazıkki star özellikleri olan Pelkas'ta yok. Son maçta Ligin sonuncusu olan, ve çok kötü günler yaşayan Rizespora karşı alınan dört gollü galibiyette, gollerin hiçbirinde tek bir katkısı olmayan, Mesut için bazı spor gazeteleri,
''FENER MUTLU VE MESUT'' diye başlık atabiliyorsa, benim futbol adına söyleyecek tek bir sözüm olur, Fenerbahce'ye Süperlig'de başarılar dilerim.