BİZ BİZE.. DİZ DİZE..

Avrupa kupalarında beni hiç şaşırtmayan, aslında ders almamız gereken sonuçlardan sonra, takımlar var güçleriyle gecikmeli olarak lige asılmaya başladılar ve oldukça güzel maçlar seyreder olduk. Sezon başında Avrupa hayaliyle lige tam anlamıyla ciddi konsantre olmamak, kayıpları ilerleyen maçlarda nasıl olsa telafi ederiz düşüncesinin nekadar yanlış olduğu ve profesyonellikten çok uzak kalışı bizlere bir kez daha gösterdi.



Hani hep yazılan çizilen saçma bir laf vardır ya, “Yabancı takımlardan bizim neyimiz eksik” diye, işte en basit cevabı şöyle görebiliriz, kupalarda yoluna devam eden takımlar rahatlıkla lig ve kupa maçlarındada geniş ve kaliteli kadrolarıyla sorunsuz olarak yollarına devam ediyorlar.



Bakıyorum da Ülke Futbolumuz dibe vurmuş ve hala ortaya konulan Ülke çapında ciddi bir eylem planı yok. Bizim Futbol Federasyonumuz, Kulüpler Birliğimiz ne iş yaparlar ?! Hangi fikirleri üretip hayata geçirirler ?! Borçların önlenebilmesi, alt yapıya nasıl yenilikler getirilebilir diye kafa yoran hiç kimsenin sesini duyurmaması ve tüm kulüpleri harekete geçirecek tarzda bir farkındalık yaratma gayretinin olmayışını, “Böyle gelmiş böyle gider“ diye anlayabiliyorum.



Koyu takım elbiseler, kravatlar, pahalı Jeep’ler sahibi olup üstüne herhangi bir kurumunda Genel Müdürü sıfatını almak maalesef hiç bir şeyi çözmeye yetmiyor. Yapılacak ilk şey, herşeyi bir kenara bırakmak, ciddi bir komisyon kurup, önce "NEYİMİZ EKSİK“ sorusuna cevap bulmaktır, işte ondan sonrası çorap söküğü gibi olumlu yönde gelişir.



TRT nin spor Kanalında Beşiktaş`ın maçından sonraki programda, Atiba’ya yapılan ve faule benzeyen bir hamlenin sayısız kereler gösterilmesini ağzım açık bir şekilde izledim. O programı hazırlayanları, katılımcıları ve program sunucusunu bir Futbolsever vede eski bir Futbolcu olarak defalarca kınıyorum. Yazık, böyle Spor programlarını insanlara zorla seyrettirenlere.



Beni mutlu eden şeylerde var tabiki, geçen sezon Akhisarspor, Başakşehir, bu sezon Sivasspor, Alanyaspor, Karadeniz Fırtınası Trabzonspor ve yine Başakşehir başarılı ve istiklarlı mücadelelerini saygıyla, zevkle ve umutla alkışlıyorum. Ayrıca, Fenerbahçeli Muriç, Gustavo ve Rodrigues, Beşiktaşlı Atiba, N`Koudu ve Diaby bence ligimize renk ve kalite getiren futbolcular olarak ön plana cıkıyorlar.



Gelelim bizim çocuklarımıza, Türk Futbolu mutlu olsun, uzun yıllar başarılarıyla kulübüne ve Milli Takımımıza katkı verecek mükemmel genç bir kalecimiz var artık, Fenerbahçeli Altay’a böyle devam kardeşim diyorum ve yine mutlu bir şekilde Beşiktaş’ın çok yönlü yeni golcüsü Umut Nayır’a ve Galatasaray’ın Deli fişek futbolcusu Ömer Bayram’a futbol dünyamıza hoş geldiniz diyorum.



Mayıs ayının sonlarında lig maçları bitene kadar, takımlarımız kendi aralarında kardeş kardeş mücadele edecekler ve içlerinden bazıları bir dahaki sene Avrupa Kupalarına katılma hakkı elde edecekler, umarım seneye Avrupa Kupalarında kuralar çekildikten sonra, Spor basınımızdaki bazı çok bilmişler yine köşelerinde, "Lokum gibi kura“ ya da "Bizim bunlardan neyimiz eksik“ cümlelerini kurmazlar.