Dünya Derbisi

Haftasonu yine zamanı gelmişti, Dünya Derbisi olarak adlandırılan Fenerbahçe - Galatasaray maçı vardı.



Şimdi, dünya liglerinin genelindeki “Dünya Derbisi” olan karşılaşmalara baktığımızda, bu tür maçları oynayan takımların her biri genellikle şampiyonluğa oynayan, çok zengin kulüplerin takımlarıdır. Normalde kadrolarında birbirinden önemli ve pahalı dünyaca ünlü isimler olur. Şampiyonluk yolunda bu maçlar çok önemlidir. Mesela bu tür karşılaşmalara 6 puanlık maç denirdi, yada derbileri kazanan takım şampiyon olur düşüncesi oluşurdu eskiden. Ayrıca derbi maçları herzaman temposu ve prestiji yüksek maçlardır, bu tür karşılaşmalar genelde hem stattaki seyirciler hemde tv lerden maçı izleyen futbolseverler için bir spor şöleni olurdu. Bu hafta yine herkes aynı beklentilerle hazırlandı bizim Dünya Derbisine. Heyecan oldukça yüksekti, herkes hazırlık yapmıştı, iki takımın taraftarları sokaklarda formalarıyla geziyordu, maçı gösteren mekanlar tıklım tıklım doluydu.



Tabiki bu derbiyi bende izledim ama üzgünümki ben bu maçta Dünya Derbisi denilebilecek hiç birşey göremedim. Doğruyu söylemek gerekirse bu durum yeni bir şey değil...



Maça dahil olan 18 yabancı futbolcu vardı İki takımında ilk 11lerinde. Türk Futboluna renklilik ve başarı getirmeleri için çuvalla para ödenen yabancı isimler vardı.

Ancak sahada maalesef olması gereken Futbol yoktu, kalite yoktu, ruh yoktu.

Bunun yerine 90 dakika boyunca itiş kakış, ve birbirleriyle güreşen oyuncular vardı, bir çok hatalı pas ve bukadar para kazanıp, ama doğru dürüst orta yapamayan ve hata üstüne hata yapan oyuncular vardı.

Bir tarafta lider Başakşehirle aralarındaki 6 puanlık farkı kapatma ümidi içinde olan bir Galatasaray, öbür tarafta düşmeme mücadelesi veren bir Fenerbahçe.

Bizim Dünya Derbimiz işte bunlardan ibaretti. Şampiyonluk yarışını ve o yarışta avantaj sağlamayı bıraktık, prestij meselesini bıraktık, kaliteli ve göz dolduran futbolu bıraktık, beklenip merak edilen tek bir konu kaldı bu derbiyle ilgili, o da Galatasaray acaba 20 sene sonra Fenerbahçeyi yenebilecekmiydi ?! Başka da bir önemi yoktu bu Dünya Derbisinin. Çok yazık.



Türk futbolcularıyla dolu,

eski Fenerbahçe - Galatasaray derbilerini hatırlıyorum, oynadığı kulübün, giydiği formanın ve göğüsündeki Armanın nedemek olduğunu, o kulüpte oynamanın nekadar değerli ve özel bir şey olduğunun önemini kavramış futbolcular vardı. Sahada taşıdığı formanın sevdası ile mücadele eden oyuncuların hırs ve arzuları yüz ifadelerinden okunurdu.

Bu parayla alınacak bir şey değil.



Süperligde gerçekten zevkle izlediğim yabancı futbolcular var ve her zamanda olmalılar. Defalarca dile getirdiğim bir konuyu tekrarlamak istiyorum.

14 yabancı futbolcu “TÜRK FUTBOLU” na asla bir katlı sağlayamayacaktır.

Konu Türk Futboluysa gerisi teferruattır.



Yazımın başında belirttiğim gibi ezeli rekabette, sahada 18 yabancı mücadele etmeye çalışıyorsada bizim beklediğimiz ve yıllarca alıştığımız o takım ruhunu içine sindirmeyi, sadece çok para kazanmak için yabancı ülkelerde futbol oynayan ve sadece profesyonelce düşünen insanlara renk ve forma aşkını aşılamak bence imkansız. Futbola yatkın insanlar Beşiktaşta Dorukhan Toköz’e, Galatasarayda uzun zamandır yedek kalmasına rağmen Semih Kaya’ya, Fenerbahçede ise Mehmet Topal yada Hasan Ali Kaldırım’a baktıklarında inanıyorumki nedemek istediğimi anlayacaklardır. Üç büyüklerin formasını giymek önce ruh ve aşk ister, bunlar varsa zaten amaç olan para kendiliğinden gelecektir.





Tolga Güneş