Son yazımda, geçtiğimiz sezon müthiş performans gösteren, üç büyüklerin golcülerinden ve özellikle gol kralı olan Valencia'dan bahsetmiş ve bu oyuncuların mutlaka elde tutulmaları gerektiğine dikkat çekmiştim. Ne yazıkki gol canavarı Valencia Fenerbahçe'ye veda etti ve arkasında büyük bir boşluk bırakarak takımdan ayrıldı.
Bazı maçlardaki şansızlık, bazılarındada bireysel hatalar yüzünden Şampiyonluk kaçmış olsada, Fenerbahçe kesinlikle sezonu çok başarılı olarak tamamlamıştır. Lig ikinciliği dünyanın her ülkesinde değerlidir, takım bunu başarmıştır, ligde en fazla gol atan takım olmuş ve birde gol kralı çıkarıp, Türkiye şampiyonu olup bu değerli kupayı müzesine götürmüştür.
Bu başarılı sezonda en büyük pay, tartışmasız Valencia'ya aittir, peki bu futbolcunun boşluğu nasıl dolacaktır diye düşünürken, Fenerbahçe müthiş bir atak yaparak, dünya markası bir başka gol canavarına imza attırarak renklerine bağladı. Kimdir bu müthiş adam, şimdi bununla ilgili bir anımı yazarak tam anlamıyla anlatmaya çalışacağım, kim olduğunu bu adamın.
Almanyada futbol oynarken, çok az futbolcuya nasip olacak bir futbol dehası ve yetenek avcısı bir antrenörüm olmuştu. Bu kişi yıllar önce büyük bir golcü olarak önce Yugoslavya'da daha sonra Almanya'da Bundesligada ünlü Alman futbolcu, sonrasında başarılı şampiyon Hoca Felix Magath ile birlikte oynamış olan Bosna Hersekli ünlü Futbolcu Husniya Fazliç'di.
Hoca daha sonraki yıllarda ülkesinde Milli takımlar düzeyinde görev almış, çallıştırdığı Banja Luca takımını hem lig hem kupa şampiyonu yapıp Avrupa kupalarında ses getirmiştir. Yugoslavya iç savaşında ülkeden ayrılmak zorunda kalıp, Almanyada antrenörlük yapıp, yakın dostu Felix Magath'dan büyük destek görmüş ve sayısız başarılarına uzun yıllar Almanya'da devam etmiştir. İşte o yıllarda büyük bir şans eseri böyle bir hoca ile çalışıp ondan çok şey öğrenip, bir baba oğul ilişkisi içinde Şampiyonluklar yaşamıştım. Sonrasında Hoca şef scout olarak Werder Bremen'e transfer olup 16 yıl sürecek olan yetenek avcılığına başlamıştı, bende Süperlig'e transfer olarak futbolculuğumun son yedi yılını Ülkemde tamamlamıştım.
Sık sık konuştuğum Hocam, 2006 yılında bana aynen şöyle demişti, “yakında tüm avrupa takımlarının peşinden koşacağı 1.92 boyunda gol makinesi büyük bir yetenek var, tam 21 yaşında, tanıdıkların varsa tavsiye et bir iki yıl Türkiye'de oynarsa cok iyi olur.”
Evet hocamın sözü benim için çok değerliydi, hemen tanıdığım birkaç menajere, bazı hocalara ve birkaç yöneticiye bu futbolcuyu söylemiştim. Ne yazıkki herkesin yaklaşımı aynıydı, çok genç, tecrübesiz ve tanınmamış biri diyerek bu yeteneği umursamamışlardı.
Aradan altı ay geçmişti ve sürekli takip ettiğim Alman gazeteleri şöyle yazıyordu, Bundesliga takımlarından Wolfsburg Antrenörü Felix Magath'ın isteği üzerine Bosna Hersek'ten gelecek vaad eden 1.92 boyunda bir golcü transfer etti. İşte bu adam, şimdi Fenerbahce'ye imza atan Bosna Hersek'li ''EDİN DZEKO'YDU''
Yanına monte ettikleri bir başka Bosna'lı Misimoviç ile Bundesliga’nın altını üstüne getirip, yıllarca şampiyonluğu kimseye kaptırmayan Bayern Mürchen'in iki puan önünde sezonu tamamlayıp Almanya'da 2009 yılında şampiyon olmuşlardı. Hocam haklı çıkmıştı, can dostu Magath onun söylediği futbolcuyu transfer ederek, hep birlikte tarihi bir başarıya imza atmışlardı. Sonrasında DZEKO ünlü kulüplerde oynayarak gerçek anlamda bir Dünya markası olmuştu. İtalya'da Roma takımında tüm zamanların en çok golünü atarak gol kralı olma başarısını elde etmişti ve attığı 85 gol ile Wolfsburg’un gelmiş geçmiş en golcü futbolcusu olma başarısına ulaşmıştı.
Bu oyuncuyu tam 16 yıldır sürekli takip eden, onu çok iyi bilen, zevkle ve heyecanla seyreden biri olarak, şimdide aynı heyecanı duyuyorum, bu transfer Fenerbahçe'ye ve Dzeko'ya hayırlı olsun diyorum.
Uzun bir yazı oldu ve ben şu ana kadar 21 yaşında geleceğin yıldızı olarak tanıdığım dünkü Dzeko'yu yazdım. Herzaman inandığım bir futbol gerçeğini yeri geldikçe yazan biriyim. Futbolda dün yoktur, sadece bugün vardır, bugünkü Dzeko şu anda tam 37 yaşındadır ve ben onu yine ayrı heyecanla izlemeye devam edeceğim. Ama şu anda kafamdaki tek soru bugünün Dzeko'su acaba Valencia'nın attığı gollere ve kazandırdığı puanlara ulaşabilecekmi, işte burada ciddi soru işaretleri önümde duruyor.
Genç Arda için yazacak çok şey birikti, bir dahaki yazımda Arda'nın henüz Star olmadığı, ama yıllar öncesinin Dzeko'su gibi STAR ADAYI olduğunu ve kesinlikle iki yıl daha takımda kalmasını, Avrupa'ya yapacağı çok erken transferin tehlikelerini ve gol makinesi Dzeko'nun başarılı olmasını sağlayacak tek futbolcunun Arda olduğunua dair düşüncelerimi mutlaka en kısa zamanda dile getireceğim.
Başta genç Arda'nın çok kıymetli Anne ve Babası, sonrada Başkan sayın Ali Koç, mutlaka tehlikeyi görüp genç Arda'yı koruma altına almalıdırlar. Tekrar ediyorum, Allah vergisi yeteneğe sahip olan genç Arda henüz Star adayıdır, çok tecrübesizdir ve STAR değildir. En doğru adres daha bir süreliğine sadece yuvası olan ve özgüven kazandığı FENERBAHÇE' dir.
Tolga Güneş
YORUMLAR