Futbolun Gerçekleri..

Lig başlarken önemli gördüğüm bir konuyu sezonun ilk yazısında dile gerirmiştim. Takımların, yanlış transfer politikaları olsun, kaybedilen kaliteli oyuncuları olsun, çeşitli nedenlerden dolayı bir türlü havaya giremediklerini, belirmiştim. Bu olumsuzluk aslında apaçık kendini belli ediyordu, geçen sezonki heyecan yoktu. Normal olarak ligin ilerlemesiyle bir takım sorunlar bertaraf edilebilir ve herşey rayına oturur, ama bu sezon sorunlar maalesef giderilemediği gibi, tam aksine gitgide artıyor.

 

Bu duruma bakıldığında şu anda en avantajlı takım olarak Galatasaray gözüküyor. En büyük eksiği, star bir golcüye sahip olmaması, ama iyi işleyen bir kadrosu var. Mesela son Schalke maçında Musleranın sayesinde olduğ gibi, ligde de zorda olsa maçlardan puan almasını bildi bugüne kadar. Tabi bu arada merakla beklediğim bir şey var, geçen sezon Beşiktaşın şampiyon olamayışının tek nedeni bence şampiyonlar ligi heyecanını ve performansını lige taşıyamamasıydı, Galatasarayın bu sezonki durumu tamamiyle geçen seneki Beşiktaşın durumuna benziyor. Şenol Güneş geçen sezon takımını başarılı Şampiyonlar ligi maçları sonrası, lig maçlarına maalesef motive edememişti. Bakalım bu sezon Fatih Terim bu benzer durumu çözebilecekmi. Lig ve Şampiyonlar ligi devam ettikçe sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Ben bunu gerçekten merakla bekliyorum.

 

Fenerbahçe, şuan ligin en zor durumda olan takımı olarak gözüksede, ezeli rakiplerinin camialarında eleştiri malzemesi olsada, ben Fenerbahçeden büyük bir patlama bekliyorum. Daha önce belirttiğim gibi, herşey tamamiyle yeni, Başkan, yönetim, teknik kadro ve oyuncu kadrosu. Bu yenilenmenin tam olarak oturması zaman alabilir ve görüldüğü gibi alıyorda, sorunlar devam etsede, son maçlarda takımdaki artan tempo ve istek açıkca gözüküyor. Mesela vasat bir performansa sahip olan Hasan Ali Kaldırım bile şuan bence en iyi sezonunu oynuyor. Rize - Konya maçının berabere bitmesiyle Fenerbahçe, düşme hattının bir üstünde kalabildi bu hafta, ama bu kimseyi yanıltmasın. Dikkatle izlenildiğinde 90 dakika içersinde Takım iyi işler yapmak istiyor, bunu istedikleri futbol düşüncelerinden çok net anlaşılıyor, ama bazen istenilenler olmayıncada olmuyor futbolda, ve top Fenerbahçe maçlarında bir türlü rakip kaleye girmek istemiyor. Camia biraz daha sabırlı kalabilirse o şans mutlaka dönecektir. Çünkü kadro çok kaliteli ve beklenilen patlamayı inanıyorum hep birlikte yaşayacağız, sonrasında da kimse Fenerbahçeyi tutamayacak,

benden söylemesi.

 

Gelelim sezonun en sorunlu takımına, yani Beşiktaşa. Kulübün içi fokur fokur kaynıyor, Başkan Fikret Orman hocasına sahip çıkma gayreti içinde olsada kesinlikle bu gereksiz gayret taraftarların gözünden kaçmıyor. Büyük sorunlar var, son bir haftadaki spekülasyonların hiçbiri boş değil. Ateş olmayan yerde duman tütmez, bunu hepimiz biliyoruz. Beşiktaş yönetimi şuan problemlerin gündeme çıkmaması için büyük çaba sarf ediyor. Ama bu tür sorunlar, genel olarak zincirleme bir şekilde kadroya yansır, nitekim öylede oluyor. Takımın uyumsuzluğu olsun, kötü gidişat olsun, hatta futbolculardan Gökhan Törenin hocasına yaptığı el kol hareketleri bile sorunun büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Ligdeki kötü görüntünün Avrupa ligi maçlarınada yansıması ve son maçta kendi sahasında 4 gol yiyerek tabelada son sırada yer alması kötü gidişatın bir sonucudur. Beşiktaş ligde geçen sezondan beri iyi oynamıyor. 2017/18 Şampiyonlar liginde gösterilen tarihi performans bir çok gerçeği güzel kamufle etmişti. Mesela, Beşiktaşın bence geçen sezondan beri en büyük sorunu Şenol Güneş ve gösterdiği performansıdır. Bunu daha öncede yazdım, yinede yazıyorum, Şenol Güneş, tartışmasız çok iyi bir hoca, büyük başarılar elde etmiş bir hoca, kesinlikle saygı duyulacak bir hoca AMA Beşiktaşdaki misyonunu çoktan doldurmuş bir hocadır. Özellikle geçen sezonki, gelmiş geçmiş en iyi kadrolardan birine sahipken, takımın yarıştığı üç ayrı kulvardada başarılı olamayışı, sezonu tek bir kupa alamadan kapatmasının ardından mutlaka istifa etmesi gerekirdi, etmiyorsada yönetimin, hocasına teşekkür ederek göndermesi çok yerinde olacaktı. Futbolda asla duygusallığa yer yoktur, şuan Fikret Orman aynen bunu yapıyor, yani duygusal davranıyor. Oysaki sen bir Başkan olarak, yönetim olarak Şenol Güneşin artık bu takıma bir şey veremeyeceğini, oyuncularını motive edemeyeceğini çoktan görüp şuana kadar harekete geçmesi gerekirdi. Bunu yapamıyorsan ve göremiyorsan ozaman sende o mevkide maalesef eksik kalmış olursun. Bu durumdan dolayı sen takım olarak geçen sene Şampiyonluğu kaçırmışsın, Türkiye kupasını kaçırmışsın, başarılı maçlara rağmen Avrupa kupalarında hiç bir şey elde edememişsin ve böyle bir sezonun sonunda bir Başkan olarak yönetimle birlikte radikal kararlar alarak takımın geleceğinin düşünülmesi mutlaka gerçekleşmeliydi. Şenol Güneşin son bir sene içinde yaptığı en doğru şey, Genk maçı sonrası “Başarısızlığın tüm sorumluluğunu üzerime alıyorum” sözlerini sarf etmesi oldu, çünkü yaşanılan kötü durumun sebebi, gerçekten kendi performansının düşüklüğüdür.

 

Bu arada tabiki ligde güzel şeylerde oluyor, bir tarafta, Türk futbolunun en büyük eksiği olan istikrarı, Başakşehire tam anlamıyla monte eden değerli hoca Abdullah Avcı, takımı ile birlikte senelerdir üst düzey performans sergiliyor ligde. Bu istikrarı üç büyüklerde görememek bence başlı başına tartışılması gereken bir sorundur.

Diğer tarafta, bu sezonun şuana kadar flaş takımı olan Kasımpaşa herkesi şaşırtarak alkışı hak etmiştir. Takıma sonradan katılan değerli hoca Mustafa Denizli yüksek tecrübesini konuşturarak  Kasımpaşayı daha yükseklere taşıma isteğinin sinyallerini vermiştir. İyi ve kaliteli çalışmalar futbolda herzaman kısa sürede fark edilir. Dilerim bu tarz olumlu gelişmeleri diğer takımlarımızda da izleyebiliriz. İstikrarı yakalayan takımların sayısı ne kadar artarsa futbol liglerinde herzaman heyecan ve keyif veren maçların sayısı artar.

Benim inancım, ligin ikinci yarısında nefes kesen maçlar ve çok renkli görüntüler izleyeceğimiz şeklindedir. Hepimize iyi seyirler.

 

 

Tolga Güneş