Küçük Takımların Büyüklüğü

Tatil uzun sürdü çokda sıkıldık derken nihayet Ligler başladi ve üç haftayı geride bıraktık. Başlangıç olarak Ligdeki manzara gayet güzel, sezonun oldukça çekişmeli geçeceğinin sinyalleri açıkça hissediliyor, sağlam maçlar oynanıyor, böyle devam etmesini canı gönülden dilerim.

Üç büyükler ayni geçen sezonlarda olduğu gibi hep aynı tas aynı hamam. Daha öncede dile getirmiştim, kesinlikle yanlış transfer politikaları, gereksiz gecikmeler kaldığı yerden devam ediyor. Sezon başlamış, dördüncü haftaya giriliyor ve hala bu kulüplerin eksikleri giderilmiş değil. Yapılması gereken bir çok transferler hala gündemde...

Yani hep ayni terane, gerçekten baydı artık.

Üç büyüklerin dışında mutluluk veren manzaralar var şu an Süperligimizde. Mesela Alanyaspor, hiç kimse sezon başıdır, küçük takımlar bazen iyi başlayıp zirvede görünebiliyorlar, ama ciddiye almamak lazım DEMESİN !! Neden?!

Alanyasporun şu anki dikkate alınması gereken başarılı görüntüsünün arkasındaki takımın yeni Teknik Direktörü olan Erol Bulutun bu başarıdaki katkısını gözardı etmemek lazım. Takımın üçte üç yapmış olması bence hiçte tesadüf değil. Erol Bulut Malatyasporda bıraktığı yerden Lige devam ediyor. Başarılı Teknik adam daha önce 4 kulüpte yardımcı antrenörlük yaptikdan sonra geçen sezon Yeni Malatyasporun başında gayet başarılı sonuçlar alıp sezonu Fenerbahçenin bile önünde beşinci sırada tamamlamıştı. Bu sezon yeni takımı Alanyasporda aynı başarıyı devam ettirmek için kolları sıvadığı çok açık belli oluyor. Bence bu istikrarın ve başarının sırlarından biride kesinlikle Almanyada aldığı alt yapı eğitiminden geliyor.

 

Alanyasporun dışında gayet güzel görüntüler veren Süperligin eski ama şimdi yeni kulüpleri Denizli ve Rizede oldukça başarılı başlangıç yaptılar. Alanya, Denizli, Rize, Sivas ve Ankaragücü bizim anlı şanlı üç büyüklerimizin senelerdir pek beceremediği bir şeyi başarmışlar,

hepside sezona hazır girdiklerini ilk üç haftada net bir şekilde gösterdiler.

Transferlerini vaktinde gerçekleştirip, tüm kadroyu, çok önemli olan kamp döneminde birlikte tutup, bu süreçte kenetlenip lige psikolojik açıdan hazır hale gelmiş olmalarını, yürekten tebrik etmeliyiz. Yanlışları dile getirdiğimiz kadar, doğrularıda dile getirmek gerekir. Ama maalesef hala Türk futbolundaki yanlışlar hızını kesmiyor.

 

Beşiktaş hazır bir kadroyla lige giremedi, aynı şey Galatasaray içinde geçerli, şu anki duruma bakıldığında bu eksikliklerin görünmemesi imkansız.

Bakmayın, Fenerbahçede aslında çok iyi değil, sezonun ilk karşılaşmasında Gazişehir maçında aldıkları üçü penaltıdan oluşan farklı galibiyetin ve aynı hafta içinde Beşiktaş ve Galatasarayın mağlubiyetlerinin verdiği psikolojik rahatlıkla gidiyorlar,

ama bu avantaj her an kaybolabilir, öyle olursada kimse şaşırmasın.

 

Ligin bu sezonki başlangıcında dikkatimi çeken önemli bir ayrıntıyı işaret etmek istiyorum, çünkü bu bana göre çok düşündürücü ve aynı zamanda üzücü bir ayrıntıdır. Oynanan üçüncü haftanın sonunda atılan toplam 24 golün 18i yabancı futbolculardan gelirken, sadece 6 gol Türk Futbolcularına nasip oldu.

Su anki gol kralliğına giden futbolcuların oluşturduğu Top Ten listede sadece bir Türk Futbolcu var. Lig bittiğinde kesinlikle eminimki ilk üç sırayı yabancı futbolcular alacaktır. Bu görüntünün sizce Türk Futboluna katkı sağladığı doğrumudur ?

Bilmiyorum ben bu durumu cok sevemiyorum, ya siz ??