TOLGA GÜNEŞ

TOLGA GÜNEŞ

GOL VURUŞU
[email protected]

Neden böyle ?

16 Kasım 2018 - 22:12

Türkiye, futbol konusunda çok tuhaf bir ülke. Uzun yıllardır şaşkınlıkla ve üzülerek izliyorum. Futbol adına çok doğru işler yaparak ilerleyen birçok örnek ülke varken, neden o yolda ilerlemek tercih edilmez anlamakta güçlük çekiyorum.

 

Geçen gün bir gazetede “Valbuena yeniden doğdu” diye bir başlık gördüm, şaşırdım ve güldüm.

Böyle bir başlıkla haber yapılıyor ama bu durumun asıl ince noktasıyla ilgili bugüne kadar hiç bir yazı göremedim.

 

Asıl soru şu olmalı, 

“Valbuena neden yeniden doğmak zorunda kalıyor?!” Tabi burada “kalıyor” yerine “bırakılıyor” kelimesi belki daha doğru olur. Ben mesela Valbuena’yı Fenerbahçe’ye gelmeden önceki sezondan biliyorum. Süper Lig’e kesinlikle çok fazla bir oyuncu, son maçlarda izlediğimiz gibi attığı goller ve asistleriyle bir anda maçın kaderini değiştirebilecek özelliklere sahip önemli bir oyuncu ve kesinlikle maç taktiğinin üzerine kurulacak ve bu sorumluluğu taşıyabilecek niteliklerde bir karakter Valbuena. Önceki kulübünde olduğu gibi… Akıllı, hızlı, çabuk, teknik ve rakip takım için 90 dakika boyunca tehlike yaratabilecek bir oyuncu.

 

Türkiye’de alt yapılardan bu tarz oyuncular yetiştirilemiyor, dışardan yüksek transfer ücretleri ödeyerek böyle önemli transferler yapılıyor ve bu oyuncular ligimize zenginlik ve güzellik katıyorlar. Bu durumda ilk 11’in en önemli 2-3 oyuncusundan biri olmalı bu tarz önem taşıyan isimler. Peki sonra ne oluyor?! Sonra bu oyuncu geldiği kulübün başında olan antrenörün ego sorunu ile karşı karşıya kalıyor, oynatılmayıp, moral kaybına uğrayarak futboldan soğuyor. Yedek kulübesine oturtup futbolcunun moralini bozma yerine bu oyuncuya tam destek verilse, bence çok daha fazla verim alınabilir ve yeniden doğma gibi bir duruma düşmek zorunda bırakılmazdı. 

 

Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’de çalıştığı dönemlerde de buna benzer durumları yaşadık. Türkiye’ye gelmiş geçmiş en başarılı yabancı olan Alex ve sonrasında Miroslav Stoch da bu durumlar ile karşı karşıya kalmışlardı. Alex’i burda fazla anlatmaya gerek yok, o oynadığı futbolla, attığı gollerle, yaptığı asistlerle ve özellikle de kişiliği ile zaten bir efsane statüsünde. Fenerbahçe taraftarı adamın heykelini dikmiş, çok da hak etmişti bunu Alex. Aykut Kocaman’ın hangi akla hizmet ederek Alex’e bu durumları yaşattığına anlam veremiyorum.

 

Miroslav Stoch da aynı Valbuena gibi Türkiye’de yetiştirilemeyen, bir stili olan oyuncu olarak Aykut Kocaman’ın egosundan dolayı yeniden doğmaya mahkum edilmişti. Şu anda aynı durumu iki sezondur Beşiktaş’ta Şenol Güneşten dolayı Lens yaşıyor. Şenol Güneş, gözle görülür bir şekilde Jermain Lensi tam anlamıyla futboldan soğuttu, sonra zor duruma düşünce bu futbolcuyu ateşe atıp performans bekledi... Peki bu mümkün mü ?!

 

İstisnalar haricinde pek değil, ama biliyoruz ki istisnalar kaideyi bozmaz.

 

Bir futbolcu için hocasının ona güveniyor olması en önemli motivasyon kaynaklarından biridir, hele ki büyük camiası olan kulüplerde oynuyorsan, aynı şekilde güvenmediğini hissettirdiğinde bu durum ters tepebilir, nitekim öylede oldu, Stoch olsun Valbuena olsun, bu güvensizliği yaşamalarının sonucunda performansları düştü ve yeniden doğma durumunda bırakıldılar.

 

Daha öncede yazmıştım, bir takımı antrenmana herkes çıkartır ve çalıştırır ama iyi bir hoca olmak için hele ki 3 büyüklerdeysen mutlaka psikolojiden anlaman gerekir. Çünkü bir hocanın elindeki malzeme insandır, 24 kişilik kadroda 24 birbirinden farklı psikoloji ve karakter yapıları var demektir. Psikolojik alandaki çalışmalarda bir hoca ne kadar güçlüyse, oyuncularını karakterlerine göre değerlendirip ne kadar iyi motive edebiliyorsa, o kadar iyi bir hoca olduğunu kanıtlayabilir. Gücü, kondisyonu herkes verebilir ama futbolcunun üstün performansa ulaşmasını sağlayan moral motivasyon ve hırsıdır... bu da tamamıyla hocanın işidir. Örneğin, geçen sezon Şenol Güneş’in Şampiyonlar Ligi’nde takımının üstün bir performans ve başarı göstermesi sonrasında, lig maçlarına oyuncularını motive edememesinden kaynaklanan puan kayıpları ve bu kayıplardan dolayı şampiyonluk olsun, kupa olsun, sezonu eli boş bitirmesi, hocanın bence kendinden kaynaklanan eksiklik ve formsuzluğudur.

 

Bahsettiğim bu tarz futbolcular banko oynamaları gerektiği Süper Lige geliyorlar, hem ligde Şampiyon olmak için hem de Avrupa’da iyi sonuçlar alabilmek için transfer ediliyorlar, takımı başarıya taşıyacak olan bu oyunculardan en yüksek performansı alabilmek için %100 kendilerine güvenildiğini hissettirmek bence bir mecburiyettir. Futbolun gerektirdiği gerçekler bunlar ama maalesef bu tarz oyuncular egosu yüksek ve star oyunculara tahammülü olmayan Aykut Kocaman gibi hocalarla uğraşmak zorunda kalıyorlar ve “yeniden doğmak” zorunda bırakılıyorlar.

 

Tabi bu oyuncuların yeniden doğmalarının iyi bir tarafı da var, onları o duruma sokan hocanın ne kadar büyük bir yanlış içinde olduğunu açıkça görüyoruz…

 

 

Tolga Güneş

YORUMLAR

  • 0 Yorum