Yeni sezon hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor gibi görünsede, aslında her sezon başı olduğu gibi, özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş’da çok ağır ve yanlış adımlarla ilerliyor. Her sene aynı manzaraları görmek beni gerçekten çok üzüyor aynı zamanda bir spor sever olarak negatif anlamda etkiliyor, ve her seferinde kendime
“Bu işin doğrusu nasıl yapılırın örneği varken, neden uygulanmıyor?” diye soruyorum. Biraz sağa sola bakmak okadar zor olmamalı.
Mesela Avrupa takımları, her sene transfer ve yeni sezon hazırlıkları nasıl yapılır, adeta ders veriyorlar.
Beşiktaşın oynadığı üç hazırlık maçı iki mağlubiyet bir beraberlikle sonuçlandı. Maçlarda verilen görüntü hiçde iç açıcı değil bence. Bu maçlardan sonra Teknik heyet tarafından yapılan değerlendirme ve açıklama şöyleydi
“Eksiklerimizi gördük ve gidereceğiz, hazırlık maçları ölçü değil.”
Böyle bir açıklamayı profesyonellik açısından kesinlikle kabul edilebilir bulmuyorum.
Fenerbahçede durum çok daha vahim, katıldıkları Audi Cup da Bayern Münihten 6, Real Madridten 5 gol yiyip ağır mağlubiyetler yaşayan Sarı Lacivertliler adeta hezimete uğradılar. Maçlar sonrası Ersun Yanal dan “Kısa süre içinde eksiklerimizi gidereceğiz” diye bir açıklama yapıldı.
Ben açıkçası çok merak ediyorum, hazırlık maçları neden ölçü değildir ?? Ya da bu tarz açıklamalar bir şeylerin yolda gitmeyişinin bir bahanesimidir ?? Özellikle Ersun Yanal'a sormak isterim, bu eksikler nezaman giderilecek ?? Neredeyse bir senedir takımın başında ve geldiği günden beri hala eksiklerin giderilmesi gerektiğini açıklıyor, ayrıca neden bu maçlara çıkarken eksiklerin varki ??
Mesela Audi Cup'a katılan rakipler için'de bir hazırlıktı bu maçlar, peki neden onların eksikleri yoktu ?? Hatta neden sana 5 ya da 6 atacak kadar hazırdılar ??
İşte benim merakım bu, her sene bu takımlar nasıl oluyorda lig maçlarına eksiksiz ve tam hazırlıklı olarak başlayabiliyorlar ?? Sen koskoca Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, ve de ''Dünya Kulübü'' olarak niye hazır hale getiremiyorsun takımını ?? Peki nezaman hazır olacaksınız, sezonun altıncı haftasındamı ??
Özellikle üç büyüklerimizde genelde hep öyle oluyor, Avrupa kulüpleri Mart Nisan ve Mayıs aylarında transferlerini, imzaları attırıp neredeyse bitirip tatile çıkarken, bizim her şeyi çok iyi bilen yönetimlerimiz daha Temmuz ayında yönetim seçimelerine giderler.
Teknik kadrolarımız temmuz ayında kadroyu tamamlamamış olur hatta en önemli mevkilere dahi kimseyi alamamış olurlar. Eksik kadroyla kampa gidilir, kamp döneminin en önemli amacı olan takım ruhu ve kaynaşma oluşmadan lige başlarlar ve gereksiz puan kayıplarıyla karşılaşırlar. Bu durumun “Sezon uzun bir maraton, ilerleyen haftalarda nasıl olsa bu kayıp puanları telafi ederiz” bahanesine sığınırlar.
Bu tür açıklamaları her sezon başı dinlemeye alıştık artık. Dikkat edilirse çok değerli üç büyük kulübümüzden bahsediyoruz. Lige iyi hazırlanamamak, ideal kadroyu kurmakta hep geç kalınmak sonrada avrupa kupalarından eli boş dönüp, “Bu sene olmadı, şanssızdık” türünde açıklamalar yaparak kendilerini ve spor kamuoyunu bence yanıltıyorlar ve kendilerince günü kurtarmış oluyorlar.
Çocukluğumdan beri hayranlık duyduğum ve alt yapılarından yetiştiğim Avrupadaki futbol mentalitesinin kendi ülkemde de uygulanmasını hayal ederek ve sabırla bir gün mutlaka olur düşüncesiyle bugünlere kadar geldim. Ancak ben hala üzülerek bu yanlışların her sezon tekrarlandığını görüyorum. İşte bu yüzden sürekli olarak daha önce defalarca dile getirdiğim, önce Federasyon sonra sırasıyla Milli Takımımız ve Kulüplerimizdeki bu alışılmış yanlışları eleştirmeye devam edeceğim.
YORUMLAR