Yazımın başlığına vereceğim cevap çok kolay, ama oldukçada acı verici. Bu köşede, tam üç buçuk yıl önce yazmaya başladım ve Türk Futbol'undaki çöküş tehlikesini ve yanlışları dilim döndüğü kadar söyleyeceğime ve bundan hiç vazgeçmeyeceğime söz vermiştim. İşte ben aynı Türk Futbolu gibi tamda, yazmaya başladığım yerdeyim. Yani bir adım ilerlememiş olarak, hep birlikte yerimizde saydığımız noktada.
Bugün, eski Milli Futbolcu Oktay Derelioğlu'nun, şimdiye kadar yazdıklarımı destekleyen ve özetleyen müthiş bir açıklamasını okudum. Aynen şöyle yorumlamış Türk Futbolu'nun sırtındaki kamburu.
“Türk Futbol'unda herşey tesadüflerle yürüyor” demiş ve eklemiş
''SİSTEMSİZLİK SİSTEM OLDU.”
Bu tespit sadece alkışlanır diyorum, sistemsizlik nedir, birkaç örnekte ben vermek istiyorum. Çok güzel bir Ata Sözü ile devam ediyorum,
''BALIK BAŞTAN KOKAR !''
Evet ben aynı yerdeyim ve aynı noktada kalmaya devam edeceğim, Türk Futbolu ile ilgili hayallerimi bu köşemde defalarca yazmıştım, hiçbir zaman günlük düşünmeyeceğim ve birgün gerçek sistem oturana kadar bu hayallerimi canlı tutmaya çalışacağım. Futbolumuz önce TFF eski Başkanı Demirören, şimdide Nihat Özdemir'in yönetimleri ile yıllardır kan kaybediyor, hiç kimsenin istemediği ve gitsin dediği TFF Başkanın’dan ses çıkmıyor ve Milli Takım'ın tarihi çöküşüne rağmen istifa etmiyor, ayrıca yanlışa devam ederek, Milli felaketin tek sorumlusu olan Şenol Hoca'yı görevden almıyor, işte bu tam anlamıyla bir Sistemsizliktir.
Şenol Hoca ne yapıyor, inanılmaz bir acemilik ile yaptığı basın toplantısında, örtülü olarak kendini temize çıkarıp, felaketin sebebi olarak Futbolcuları ve onların iyi hazırlanamadığını söylüyor, hiç birşey olmamış gibi görevinde kalıyor ve o da istifayı düşünmüyor, yani sistemsizlikten örnekler vererek. Milli takımdaki Futbolcular, Avrupa'nın önemli takımlarında başarıyla oynuyorlar, o seviyeye gelmek büyük bir emek ve eğitim istiyor, tabiki Şenol Hoca Futbol eğitimini orada almadığı için bu önemli detayı bilmiyor, o çocuklar 8-9 yaşında Futbol okuluna başlayıp merdivenleri tek tek çıkıyorlar, her türlü sistemi öğrenerek. Oyunu seyreden, müdahale edemeyen, yanlış taktik uygulayan bir Hoca'yı anlamaları imkansız hale geliyor, Şenol Hoca bir şeyi mutlaka kabul etmelidir, o Futbbolcuların bu seviyeye geldikten sonra Şenol Hoca'dan Futbol adına öğrenecekleri hiçbirşey yoktur. Bu örnekte sistemsizliğin çok daha başka bir boyutudur.
Göreve gelirken, bana üç sene verin geleceğin Galatasarayını yaratayım diyen Fatih Hoca'ya camiadan anlamlı bir cevap gelmiş, “Önce sen söyle dört yıldır kim bu takımın başındaki kişi” diye. Doğru söze ne denir diyorum ve bu tespite kesinlikle katılıyorum. İki sezon önce Fatih Hoca ile ilgili görüşlerimi yazmıştım, tabiki Hoca'nın Futbolculuk ve Antrenörlükteki kariyerine olan saygımıda defalarca belirtmiştim, sık aralıklarlada Hoca'nın artık Cimbom'a verecek birşeyi kalmadığnı, emekli olup torunlarını sevme zamanının geleiğini söylemiştim. Zaman nekadar haklı olduğumu gösterdi, geçen seneki tarihi başarısızlık, Şampiyon olamamak, Türkiye kupasına uzak kalmak, ilk üçe girememek ve Avrupa'da olamamak, geçtiğimiz sezon yine hiçbir kupayı kazanamamak ve Avrupa maçlarında ikinci ön eleme turuna katılarak ilk maçta, dakika bir gol bir misali, Eindhoven karşısında hezimete uğramak, ister istemez Galatasaray'ın Fatih Hoca ile yine işinin zor olacağırı gösteriyor bizlere.
Yeni Başkan Sayın Elmas'ın, yıllar önce Cimbom Hagi, Popescu ve Taffarel'li muhteşem kadrosuyla destan yazarken, bende bir Beşiktaş'lı olarak Berlin sokaklarında sarı kırmızılı bayrağı gururla sallarken, şimdiki Başkan'ın o zamanlar Fatih Terim hayranı, genç bir yönetici olduğinu bilmiyordum.
Daha önce yazdıklarımı, gerektiğinde tekrar hatırlatacağımı dile getirmiştim. Futbol'da dün yoktur ve duygularla kulüpler yönetilemez, Başkan Elmas'ın Fatih Terim hayranlığı tamamiyle kendi özel duygularıdır ama Başkan iyi bilmelidirki, başta kendisi olmak üzere hiç kimse, Galatasaray gibi bir Dünya Kulübünden üstün değildir. Yapılacak ilk icraat bence, yeni yönetimle birlikte yeniden yapılanma ve yabancı bir Hoca ile geleceğe ilk adımları atmak olmalıydı. Başarının karşılığı, nasıl ki takdir, alkış ve para ödülüyse, başarısızlığın bedelide Profesyonellikte, ya görevden almadır yada istifadır. İşte sistemini oturtmuş ülkelerde böyle bir etik kural var, Oktay Derelioğlu'nun tespitine işte bu yüzden kesin katıldığımı belirttim yazımın başında. Gerçekten nereden bakarsak bakalım, Türk Futbol'undaki sistemin adı
''SİSTEMSİZLİK'' olmuş !!!
Tıkır tıkır işleyen bir Sisteme sahip olabilseydik, ne TFF Başkanı görevde kalabilirdi, ne Şenol Hoca nede Fatih Terim. Türk Futbol'unu ne yazıkki daha çok kötü günler bekliyor.
Tolga Güneş
YORUMLAR