Sekiz yaşında, Berlin'de bir Futbol okulunda, Futbol ile tanıştım. İlk lisansım çıkana kadar tam 10 yıl, mükemmel Antrenörlerden Futbol adına herşeyi öğrendim. Türkiye'nin ilk Futbol okulu olan Beşiktaş Kulübünde küçük yaşta Futbola başlamış, sonrasında genç takımda İstanbul ve Türkiye şampiyonlukları yaşamış, uzun yıllar Türkiye ve Almanya'da Profesyonel Futbol oynamış ve Futbol'dan hiç kopmayıp, Berlin'de Türk Futboluna ve altyapıya önem vererek büyük hizmetlerde bulunan bir Baba'nın oğluyum. Hem Babam'dan öğrendiklerim hemde kendi deneyimlerim ile Futbolda altyapının nekadar önemli olduğunu iyi bilenlerdenim.
Uzun zamandırda yazılarımda altyapının önemini anlatmaya ve sesimi duyurmaya çalışıyorum. Hayatını Futbola adamış olan Babam, son beş yıldır tek bir maç izlemiyor, ve hiçbir spor yazısı okumuyor, çoğu zaman benim yazılarıma bile ilgi duymuyor, sebebini ise şöyle açıklıyor, Amatör ruh ve forma aşkı öldü, yabancı Futbolculardan oluşan lig maçlarını ben Türk Futbolu olarak kabul etmiyorum diyerek, vakit buldukça altyapı çalışmalarını araştırıyor.
Uzun zamandır izlediği bir konuda benide bilgilendirdi ve benimde muhteşem bir alt yapı çalışmasını gerçekleştiren Balıkesir Beşiktaş Futbol okulundan, vede Siyah Beyaz renklere gönül vermiş, çalışkan, başarılı ve gerçekten Beşiktaş sevdalısı genç bir Hoca'nın varlığından haberdar olmama yardımcı oldu. Kısa zamanda yaptığım araştırmalar olsun, o bölgedeki bircok dostumdan duyduklarım olsun, böyle bir Futbol okulunun varlığı beni çok mutlu etti. Bu okulun 2013 yılında kurulduğunu, mükemmel tesislerini, 100 Futbol okulu arasından Türkiye ikincisi seçilmesi, Beşiktaş Kulübüne kısa bir zaman içinde iki yetenekli genci kazandırması ve bünyesinde Beşiktaş amblemiyle siyah beyaz renklere boyanmış takım otosüsü olan, genç Futbolcuları evinden alıp antrenman sonrası tekrar geriye getiren, ve bu harika hizmeti verebilmek için beş adet üzerinde Beşiktaş Futbol okulu yazan minübüse sahip olan, küçük yeteneklerin okuldaki ders notları ilede yakından ilgilenen bir anlayış, bende tarifsiz bir mutluluk yarattı.
Anlatmak istediğim tamda buydu diye düşündüm. Açıkçası böyle bir altyapı organizasyonunu ben Almanya'da yaşamamıştım, maçlarada yönetici ve antrenörlerin özel araçları ile gider gelirdik. Mutlaka örnek alınması gereken, Balıkesir Beşiktaş Futbol okulunun yaratıcısı ve mimarı olan, MUSA KARAOĞLAN hocayı, yürekten kutluyorum ve saygıyla alkışlıyorum, Beşiktaş Kulübünü ve Siyah Beyaz renklere gönül vermiş insanlarıda, böyle zor bir çalışma içinde olan, ve mutlaka ayakta kalması gereken bu Futbol okuluna destek vermeye davet ediyorum. Hayran kaldığım bir oluşumun emekçisi Antrenör Musa Karaoğlan'a bir kez daha başarılar diliyorum ve bu altyapının yakın takipcisi olacağıma dair de söz veriyorum.
Son üç yıldır, bıkmadan usanmadan, Türk Futbolunun can çekiştiğine vurgu yapıyorum, Milli formayı giymiş eski futbolcuların köşe yazılarında, diğerlerinin koyu renk elbise ve kravatları ile TV kanallarında sadece oynanmış maçlar üzerinde saatlerce ahkam kestiğine herkes gibi bende üzülerek şahit oluyorum, yabancı futbolcu enflasyonundan, altyapı eksikliğimizden ve olmayan Milli Takımımızdan bahseden hiçkimseyi TV ekranlarında göremiyorum, Şenol Güneş nerededir ve ne yapar bilen biri varsa ve banada söylerse çok sevineceğim, ama bu olumsuz durumdan bircok futbolseverinde hoşnut olmadığını yakından izliyorum.
Genel olarak baktığımızda, maalesef Futbol gündemimiz sadece üç büyükler üzerinden yürüyor, varsa yoksa Teknik adamların şikayetleri, kulüp başkanlarının atışmaları ve sadece uyarı görevi olan VAR hakemlerinin yerden yere vurulması, özellikle Galatasaray'da işler biraz kötü gidince Fatih Terim'in herkesten şikayet etmesi gibi durumları anlamakta güçlük çekiyorum. Önceki yazımda, Mesut Özil ve Arda Turan transferlerinin, hatır transferi olduğuru yazmıştım, bu yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım, kısa süre içinde bu yazdıklarımı teyid eden bilgiler edindim, ilerleyen günlerde daha detaylı bir şekilde her iki transferinde nekadar gereksiz olduğuna değineceğim.
Mesut Özil imza atmadan önce, Fenerbahce'nin iki büyük starı zaten var, bu transfer gereksiz olacak diye yazmıştım, bu starlar tabiki Gustavo ve Pelkas diye ilave edip, gerçek 10 numara Pelkas, bu oyuncu sol dışa hapsedilmemelidir uyarısında bulunmuştum, iki büyük starın sakatlığında, Fenerbahce inanılmaz bir düşüş yaşadı ve ciddi puanlar kaybetti, bu durum Mesut için önemli bir fırsattı, maalesef oynadığı altı maçta takımın kurtarıcısı olamadı, Galatasaray maçında Pelkas beni doğruladı ve Mesut oyundan çıktıktan sonra, kendi gerçek pozisyonunda, yani takımın tek ve rakipsiz 10 numarası olarak oyunuyla ve muhteşem golüyle maçı kurtaran adam olarak Mesut'un yerinin neresi olduğunuda gösterdi.
Futbolda ASKER FUTBOLCULAR vardır, ve onlar özeldir, vücut ve kas yapıları farklıdır, mesela Lothar Matthäus, Hagi, Alex, Atiba, Tugay Kerimoğlu ve Emre Belezoğlu ilk akla gelen örnek futbolcular, tabiki onların başardıkları Allah vergisi yetenekleridir ve her futbolcu buna sahip olamaz, hep söylediğim gibi, ben herkesin kariyerine saygı duyarım ve eleştiri hakkını kendimde görmem, Futbol'da dün yoktur ve sadece bugün vardır, ne Mesut nede Arda örnek olarak yazdığım Asker Futbolcu kategorisinde değillerdir ve olmalarıda mümkün değildir.
Köşemde sık sık bahsettiğim bir star Futbolcu'dan bu yazımdada bahsetmek istiyorum, ismini çok önceden gündeme taşıdığım Süperlig'in gerçek starı BAKASETAS'tan. Yeni takımında 6 maç ve beş gol, tek başına takımına kazandırdığı 12 puan. Bence bilgiç geçinenlerin, şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri gerekiyor, sezon başladığında böyle bir starı göremedikleri için. Yazımın sonunda bir ismi daha hatırlatmak istiyorum, birçok takımın talip olduğu ve büyük ihtimal Fenerbahce'ye imza atması beklenen BOUPENDZA.
Tolga Güneş
YORUMLAR