Yazıma başlarken içimden üç büyüklerle ilgili birçok düşünce geçti ve hemen sezon başlamadan önceki ilk yazım ve yine tam dört yıl önceki bir başka yazımı hatırladım.
Genellikle son birkaç yıldır, elimden geldiği kadar Türk futbolundaki sorunlara, çarpıklıklara ve aşırı borçlanmaya karşı düşüncelerimi dile getirmeye çalıştım. Yapılan yanlış transferler, kulüplerin yönetimlerindeki eksiklikler, fazla yabancı futbolcu ve en önemlisi futbolumuzun ne yazıkki siyasetle iç içe geçmiş halinin nelere mal olacağını yazdım.
Bu kaos ortamında en çok üç büyük kulübümüzün etkileneceğine vurgu yaptım ve gelecek sezonlarda, futbolumuzun koç başı sayılan üç büyük takımımızın zorlanacağını ve ilk üçe girmelerinin başarı sayılacağı günlerin kaçınımaz olduğunu ısrarla söyledim.
Bütün bunlar gerçekleşti ve çok değerli bu üç büyük takımımız son yıllarda, tahminlerin üzerinde borçlanarak ve sürekli hoca değişiklikleri, gereksiz transfer hamleleri ile, şampiyonluk yaşayamadılar. Türkiye kupasını hiçbiri kazanamadı, ve maalesef ilk üçe bile giremeden birkaç sezonu hüsranla kapattılar.
Sezon başlarken, en çok Fenerbahce'nin başarılı olacağına ve şampiyonluktaki ilk adayımın olduğunu yazıp, geçen sezon ilk üçe giremeyen Galatasaray ve Beşiktaş'ın ilk üçe girmelerinin başarı sayılacağını söylemiştim.
Güzel ve heyecanlı geçen bir sezonun daha sonuna geliyoruz ve aynı eskiden olduğu gibi üç büyük takımımız yıllar sonra tekrar ilk üç sırayı paylaşarak sezonu tamamlayacaklar. Galatasaray'ın muhteşem performansı tam alkışlanacak cinsten, şampiyon olması zayıf ihtimal olan Fererbahçe ise finali ve böylece Türkiye kupasını kazanıp ligi ikinci sırada bitirdiğinde, kesinlikle aynı cimbom gibi alkışı haketmiş olacaktır.
Şimdi birde Beşiktaş'ı düşünelim, iyi bir Beşiktaş'lı olarak ne yazıkki mutlu değilim, son şampiyonluktan bugüne kadar geçen sürede hep üzüntü yaşadım, birçok Siyah Beyaz renklere gönül vermiş dostlarımla birlikte. Bazı spor sayfalarında son haftalardaki başarılı sonuçlardan sonra Beşiktaş'ın göklere çıkarıldığını gülümseyerek takip ediyorum ve ısrarla savunduğum üzüntü veren düşüncemi hemen ve tekrardan hatırlatıyorum.
Beşiktaş kulübü son yıllarda yanlış yönetiliyor, gereksiz borçlanıyor, antrenör tercihleri sürekli yanlış yapılıyor ve sonuç olarak başarı ne yazıkki elde edilemiyor. Koskoca Beşiktaş takımı sezonu ilk üçte tamamladığı için, bizler bundan mutluluk duyacaksak, kimse kusura bakmasın ben bu mutluluğa ortak olmayacağım. Yazılanların tam tersini söyleyerek, daha önce paylaştığım düşüncemi yineliyorum, sezon bittiğinde yapılması gereken ilk iş, Şenol hocaya teşekkür edip, tecrübeli ve hırslı bir hoca ile yeniden yapılanmaya gitmektir. Bazı durumlarda radikal kararları almak bir zorunluluk haline gelir, futbolda dün yoktur sadece bugün vardır. Ben çok iyi bir Beşiktaş'lı olarak, her sezonun sonunda üçüncülük yada dördüncülük yaşayarak kendimi avutmak istemiyorum. Tıpkı eski yıllardaki gibi elimdeki Siyah Beyaz bayrağı sevinçle sallayıp, Şampiyon Beşiktaş, En büyük Beşiktaş ve YAŞASIN BEŞİKTAŞ diye haykırmak istiyorum.
Tolga Güneş
YORUMLAR