"39 Basamak”, John Buchan'ın aynı adlı romanından, tiyatroya uyarlanan bir oyun. İlk versiyonu
Simon Corble ve Nobby Dimon tarafından yazılmış. Sonrasında, 2005 yılında İngiliz oyun yazarı ve
yönetmen Patrick Barlow tarafından yeniden kaleme alınır. Oyunun ikinci versiyonu 1935 yılında
çekilen, Alfred Hitchcock'un yönetmenliğini yaptığı, “39 Basamak” filminden esas alınarak, mizah
biraz daha ön plana çıkartılmıştır. Sergilendiği her ülkede seyircinin yoğun ilgisiyle karşılaşan 39
Basamak oyunu, 9 sene boyunca aralıksız sahnelenerek West End'in en uzun soluklu yapımlarından
biri olmuştur. Türkiye'de de birçok kez sahnelenen oyun 2016 yılında yönetmen koltuğunda Mehmet
Birkiye’nin oturduğu, oyuncu kadrosunda ise Engin Hepileri, Demet Evgar, Bülent Şakrak ve Okan
yalabık’ın yer aldığı ekiple sahnede yerini aldı. 2019 -2020 tiyatro sezonunda da seyircisi ile buluşarak
perdesini açtı bile.
Sahne üzerindeki dekor ve aksesuarların kullanımı oyunun komedisine komedi katmış. Seyirciyi salt
güldürmeye odaklanan oyun, gerilim ve macera dolu bir casusluk serüveni. Oyun, seyircinin karşısına
dört kişilik oyuncu kadrosuyla çıkıyor. Başkahramanımız Richard Hannay, başka bir başkahramanımız
Annabella Schmidt, Pamela, Margaret, diğer iki oyuncu ise geriye kalan tüm rolleri üstleniyor. Bu
rollerin kadın, erkek, yaşlı ve yeri geldiğinde cansız nesneler olduğunu da vurgulamak isterim.
Londra’dan İskoçya’ya uzanan çılgın ve hareketli bir casusluk konusunu odağına alan 39 Basamak
oyununda, Engin Hepileri’nin can verdiği Richard Hannay karakterinin sıkıcı hayatının nasıl
hareketlendiğine ve sonra yeniden nasıl rutine döndüğüne şahit oluyoruz. Oyun boyunca
kahramanımızla birlikte koşturuyor, dere tepe aşıyor, sonunda 39 Basamak’ın ne olduğunu
öğreniyoruz. Özellikle, Bülent Şakrak ve Okan Yalabık'ın performansları, tek kelime ile ŞAHANE...!
Oyuncular, yeri geldi bir nesne oldu, yeri geldiğinde tek bir anda birçok karaktere büründüler.
Seyredilmesi gereken oyunlar listenize yeni bir oyun daha eklemeye hazırlanın.
Yazımı bitirmeden önce küçük bir noktaya da dikkat çekmek istiyorum. Tiyatroda tabi ki her yorum
her eleştiri seyirciye ait ve seyircinin takdiridir. Ama bu kesinlikle emeğe karşı saygısızlık içeren bir
davranış olmamalıdır. Oyunun ilk yarısında arka sıramdaki koltukların hepsi ama hepsi boştu. İkinci
yarıda koltukların sahipleri geldi. Yaşları benden oldukça büyük olan teyzelerimiz ve amcalarımız
ikinci perdede yerlerini aldı. Olabilir... Geç kalınabilir! İkinci yarıda oyuna girilebilir. Ne de olsa
İstanbul’da yaşıyoruz diyerek, hiç de inanmadığım bir bahane sunuyorum. Velhasıl ikinci perde başlar
başlamaz, söylenmeye başlamaları mı desem? 5 dakikalık zaman içerisinde sürekli konuşmalarını mı
vurgulasam? yoksa saygısızlıkla oyunu terk etmelerinden mi dem vursam? bilemedim. Bu sanata ve
sanatçıya, verilen emeğe saygısızlıktır. Şu davranışı gençler yapsa, hemen kınanır. En iyisi bu tarz
amca ve teyzelerimize gençleri örnek almalarını tavsiye edelim.
Oyunda emeği geçen herkesin emeğine, yüreğine sağlık. Alkışları bol olsun. Sevgilerle…
Merve ÖZGÜNEŞ
OYUNCU
YORUMLAR